Dünya, Ali için küçük bir sofradır
Resûlullah (s.a.v.), Hz. Ali hakkında buyurdu ki: "Allah'ım! Dünya malından hiçbir şeyi Ali'ye gizleme. Öyle ki bütün dünya onun karşısında bir küçük sofra gibi olsun. Allah'ım! Ali'ye Musa'nın cesaretini ver. Onun soyunda İsa'ya benzer birini karar kıl. Allah'ım Ali'yi, ıtretini ve evlatlarını Sana emanet ediyorum ki onlar paktır ve Sen onlardan her türlü pisliği giderdin"
05.02.2018 00:00:00
Amr bin Sa'd, Emirü'l-Mü'minîn Ali bin Ebi Talib aleyhisselam'dan nakleder:
Bir gün Huzeyfe bin Yeman'a şöyle buyurdu: "Ey Huzeyfe! Halka anlamadığı şeylerden bahsetme. Aksi halde tuğyan ve inkar ederler. Doğrusu ilmin bir bölümünü taşımak öyle zordur ki; eğer o ilim dağlara yüklense dağlar onu taşımaz. Doğrusu biz Ehl-i Beyt'in ilmi inkar olunacak ve bâtıl olduğu zannedilecek; bizim ilmimizi rivayet edenler öldürülecekler, bizim ilmimize uyanlara kötü davranılacaktır. Peygamberin vasisi ve o vasinin evlatlarına verilen ilme hased ve isyan edilecektir.
Ey Huzeyfe! Resûlullah (s.a.v.) benim ağzıma mübarek tükrüğü ve göğsüme elini sürerek buyurdu ki: 'Allah'ım! Halifeme, vasime, borcumu ödeyene, vaadlerimi yerine getirene, emanetimi ödeyene, Benim ve Senin düşmanlarına karşı yardım edene, velime, yüzümden sıkıntıları giderene Adem'e verdiğin ilmi ver, Nuh'a verdiğin cömertliği, İbrahim'e verdiğin pak ve seçkin evlatları, belalara karşısında Eyyub'a verdiğin sabrı, savaşta Davud'a verdiğin gücü, Süleyman'a verdiğin zekayı ver. Allah'ım! Dünya malından hiçbir şeyi Ali'ye gizleme. Öyle ki bütün dünya onun karşısında bir küçük sofra gibi olsun. Allah'ım! Ali'ye Musa'nın cesaretini ver. Onun soyunda İsa'ya benzer birini karar kıl. Allah'ım Ali'yi, ıtretini ve evlatlarını Sana emanet ediyorum ki onlar paktır ve Sen onlardan her türlü pisliği giderdin. Şeytan'ın onlara yaklaşmasını engelledin. Allah'ım! Eğer Kureyş Ali'ye karşı isyan eder ve başkasını ondan öne geçirirlerse, onu Musa olmadığı zamanda Harun gibi karar kıl.'
Sonra bana buyurdu ki: 'Ey Ali! Senin nice faziletli evlatlarını öldürecekler de halk ayakta durup seyredecek ve umursamayacaktır. Peygamberlerinin evlatları suçsuz yere öldürülürken bunu umursamayan ümmete yazıklar olsun! Şüphesiz katleden de, bunu emreden de, bunu görüp umursamayan da günahta ve lanette eşit ve ortaktırlar.'
Ey İbn-i Yeman! Doğrusu Ali'ye biat ve onun velayetine karşı Kureyş'in göğsü geniş olmaz, kalpleri razı olmaz, dilleri söylemez, kabullenseler de istemeyerek ve zorla kabullenirler.
Ey İbn-i Yeman! Kureyş Ali'ye biat edecek, sonra biatını bozacak, ona karşı savaşa kalkıp, ona ağır sözler isnat edeceklerdir. Ali'den sonra Hasan gelecek, ona da sırt çevirecekler. Sonra Hüseyin gelecek, onu da dedesinin ümmeti katledecek kendi Peygamberinin kızının oğlunu öldüren topluluk lanetlidir. Bu topluluk asla aziz olamaz. Bunların önderi ve ona bu ortamı hazırlayana lanet edildi. Ali'nin nefsini kendi elinde tutan Allah'a and olsun ki, oğlum Hüseyin öldürüldükten sonra bu ümmet hep dalalet, zülüm ve cefa içinde olacak ve dinde her zaman ihtilaf edecektir. Allah'ın Kitabında nazil olanları hep değiştirecektir, bidatler ortaya çıkaracaklar, sünnetler iptal olunacak, hile edecekler, kıyaslar icat olunacak, muhkem (manası açık ayetler) terk olunacak, sonunda ümmet İslam'dan soyutlanacak, karanlığa, şaşkınlığa ve dalalete dalacak.
Ne oluyor sana ey Ben-i Ümeyye! Hidayet olmayasın ey Ben-i Ümeyye! Ne oluyor sana ey Ben-i Abbas, ölüm senin üzerine yağsın! Ben-i Ümeyye'de sadece zalimler olacak. Ben-i Abbas'ta ise Allah'a, günahlarıyla karşı çıkan isyankarlar olacaktır. Evlatlarımı hep öldürecek, benim saygımın perdelerini hiçe sayacaklar. Bu ümmet her zaman zorbaların elinde olacak, tıpkı köpekler gibi bu haram dünyanın üstünde birbirleriyle kapışacaklar. Helâk denizlerinde ve kan vadilerinde boğulacaklar. Sonunda benim evlatlarımdan biri halkın gözlerinden gayba çekilecek. Halk onun kaybolduğunu, öldürüldüğünü veya öldüğünü söyleyecek. Sonra fitne doğacak ve belalar inecek, kavmiyetçilik taassubu dirilecek, halk dininde yolunu kaybedecek, ve hep bir ağızdan, 'Artık Hüccet gitti ve imamet bâtıl oldu' diyecekler. O yıl Ali'nin taraftarları da düşmanları da vasilerin vasisinden bir haber alabilmek için hacca gidecek ama onun hiçbir izini bulamayacaklar, ne bir haber alacaklar ne de halefini bulacaklar. O esnada Ali'nin taraftarlarına küfredilecek, onların düşmanları onlara sövecekler. Taraftarların delillerini kabullenmeyen zorbalar ve fasıklar onlara galip gelecekler ve sonunda ümmet hayrete düşecektir. Ve dehşete kapılacak ve ümmetin çoğu şöyle söyleyecek: 'Şüphesiz Hüccet helak oldu ve imamet bâtıl oldu.'
Ali'nin Rabbine and olsun ki, hüccet (Hz. Mehdi) ayakta olacak, dünyanın yollarında yürüyecek, evlere ve saraylara girecek, bu yerin doğusunda ve batısında gezecek, sözleri duyacak, cemaate selam verecek, görecek ama vaad edilen zamana ve gökten şu ses gelene kadar görünmeyecek: Bu, öyle bir gündür ki Ali'nin evlatları ve taraftarları sevince boğulacaklardır." (Gaybet-i Numanî, Şeyh Muhammed bin İbrahim-i Numanî).
OKAN EGESEL
Bir gün Huzeyfe bin Yeman'a şöyle buyurdu: "Ey Huzeyfe! Halka anlamadığı şeylerden bahsetme. Aksi halde tuğyan ve inkar ederler. Doğrusu ilmin bir bölümünü taşımak öyle zordur ki; eğer o ilim dağlara yüklense dağlar onu taşımaz. Doğrusu biz Ehl-i Beyt'in ilmi inkar olunacak ve bâtıl olduğu zannedilecek; bizim ilmimizi rivayet edenler öldürülecekler, bizim ilmimize uyanlara kötü davranılacaktır. Peygamberin vasisi ve o vasinin evlatlarına verilen ilme hased ve isyan edilecektir.
Ey Huzeyfe! Resûlullah (s.a.v.) benim ağzıma mübarek tükrüğü ve göğsüme elini sürerek buyurdu ki: 'Allah'ım! Halifeme, vasime, borcumu ödeyene, vaadlerimi yerine getirene, emanetimi ödeyene, Benim ve Senin düşmanlarına karşı yardım edene, velime, yüzümden sıkıntıları giderene Adem'e verdiğin ilmi ver, Nuh'a verdiğin cömertliği, İbrahim'e verdiğin pak ve seçkin evlatları, belalara karşısında Eyyub'a verdiğin sabrı, savaşta Davud'a verdiğin gücü, Süleyman'a verdiğin zekayı ver. Allah'ım! Dünya malından hiçbir şeyi Ali'ye gizleme. Öyle ki bütün dünya onun karşısında bir küçük sofra gibi olsun. Allah'ım! Ali'ye Musa'nın cesaretini ver. Onun soyunda İsa'ya benzer birini karar kıl. Allah'ım Ali'yi, ıtretini ve evlatlarını Sana emanet ediyorum ki onlar paktır ve Sen onlardan her türlü pisliği giderdin. Şeytan'ın onlara yaklaşmasını engelledin. Allah'ım! Eğer Kureyş Ali'ye karşı isyan eder ve başkasını ondan öne geçirirlerse, onu Musa olmadığı zamanda Harun gibi karar kıl.'
Sonra bana buyurdu ki: 'Ey Ali! Senin nice faziletli evlatlarını öldürecekler de halk ayakta durup seyredecek ve umursamayacaktır. Peygamberlerinin evlatları suçsuz yere öldürülürken bunu umursamayan ümmete yazıklar olsun! Şüphesiz katleden de, bunu emreden de, bunu görüp umursamayan da günahta ve lanette eşit ve ortaktırlar.'
Ey İbn-i Yeman! Doğrusu Ali'ye biat ve onun velayetine karşı Kureyş'in göğsü geniş olmaz, kalpleri razı olmaz, dilleri söylemez, kabullenseler de istemeyerek ve zorla kabullenirler.
Ey İbn-i Yeman! Kureyş Ali'ye biat edecek, sonra biatını bozacak, ona karşı savaşa kalkıp, ona ağır sözler isnat edeceklerdir. Ali'den sonra Hasan gelecek, ona da sırt çevirecekler. Sonra Hüseyin gelecek, onu da dedesinin ümmeti katledecek kendi Peygamberinin kızının oğlunu öldüren topluluk lanetlidir. Bu topluluk asla aziz olamaz. Bunların önderi ve ona bu ortamı hazırlayana lanet edildi. Ali'nin nefsini kendi elinde tutan Allah'a and olsun ki, oğlum Hüseyin öldürüldükten sonra bu ümmet hep dalalet, zülüm ve cefa içinde olacak ve dinde her zaman ihtilaf edecektir. Allah'ın Kitabında nazil olanları hep değiştirecektir, bidatler ortaya çıkaracaklar, sünnetler iptal olunacak, hile edecekler, kıyaslar icat olunacak, muhkem (manası açık ayetler) terk olunacak, sonunda ümmet İslam'dan soyutlanacak, karanlığa, şaşkınlığa ve dalalete dalacak.
Ne oluyor sana ey Ben-i Ümeyye! Hidayet olmayasın ey Ben-i Ümeyye! Ne oluyor sana ey Ben-i Abbas, ölüm senin üzerine yağsın! Ben-i Ümeyye'de sadece zalimler olacak. Ben-i Abbas'ta ise Allah'a, günahlarıyla karşı çıkan isyankarlar olacaktır. Evlatlarımı hep öldürecek, benim saygımın perdelerini hiçe sayacaklar. Bu ümmet her zaman zorbaların elinde olacak, tıpkı köpekler gibi bu haram dünyanın üstünde birbirleriyle kapışacaklar. Helâk denizlerinde ve kan vadilerinde boğulacaklar. Sonunda benim evlatlarımdan biri halkın gözlerinden gayba çekilecek. Halk onun kaybolduğunu, öldürüldüğünü veya öldüğünü söyleyecek. Sonra fitne doğacak ve belalar inecek, kavmiyetçilik taassubu dirilecek, halk dininde yolunu kaybedecek, ve hep bir ağızdan, 'Artık Hüccet gitti ve imamet bâtıl oldu' diyecekler. O yıl Ali'nin taraftarları da düşmanları da vasilerin vasisinden bir haber alabilmek için hacca gidecek ama onun hiçbir izini bulamayacaklar, ne bir haber alacaklar ne de halefini bulacaklar. O esnada Ali'nin taraftarlarına küfredilecek, onların düşmanları onlara sövecekler. Taraftarların delillerini kabullenmeyen zorbalar ve fasıklar onlara galip gelecekler ve sonunda ümmet hayrete düşecektir. Ve dehşete kapılacak ve ümmetin çoğu şöyle söyleyecek: 'Şüphesiz Hüccet helak oldu ve imamet bâtıl oldu.'
Ali'nin Rabbine and olsun ki, hüccet (Hz. Mehdi) ayakta olacak, dünyanın yollarında yürüyecek, evlere ve saraylara girecek, bu yerin doğusunda ve batısında gezecek, sözleri duyacak, cemaate selam verecek, görecek ama vaad edilen zamana ve gökten şu ses gelene kadar görünmeyecek: Bu, öyle bir gündür ki Ali'nin evlatları ve taraftarları sevince boğulacaklardır." (Gaybet-i Numanî, Şeyh Muhammed bin İbrahim-i Numanî).
OKAN EGESEL
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.