Bizler dahi sessiz hissiz ve kalpsiz dünyanın birer üyesiyiz ve seyircisiyiz.
Böylesine sessiz, böylesine hissiz ve kalpsiz bir dünyanın tam da merkezinde bulunuyoruz.
Sesleri kısılan mazlumların seslerine ses olmamızı öğütleyen bir inancın, bir medeniyetin mensupları olarak ne yazık ki sessizleştik bir o kadar da hissizleştik.
'Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim
Onu dindirmek için kamçı yerim çite yerim
Adam aldırma da geç git diyemem aldırırım
Çiğnerim çiğnenirim Hakkı tutar kaldırırım' diyen, bu duyarlılığı hayat felsefesi haline getiren dedelerin torunları olarak, kaybettiğimiz altın değerlerin bu gün farkında bile değiliz.
Kanayan bir yarayı görmek bir yana, Gazze kıyılarında denizin rengini al kanlara dönüştürecek derecede akmakta olan kan seli dahi ürpermemizi sağlayamıyor.
Dünyanın neresinde olursa olsun, etnik kökeni, inancı, mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun insanlar kitleler halinde öldürülür, evleri başlarına yıkılır, başlarından aşağı her gün tonlarca bombalar yağdırılır, eğitim yuvaları, tedavi merkezleri ve ibadet mekânları yerle bir edilirken görmedim, duymadım ve bilmiyorum halini devam ettiren dünyaya ne denir, böyle bir insanlık âlemine ne denir ve böyle bir İslam âlemine ne söylenir?
Kendi hemcinsinin çığlıklarını duymayan bir insanlık âlemi…
Kitleler halinde aklını ve vicdanının kaybetmiş bir haydut devlet tarafından katledilen kadınların, annelerin feryatlarını duymayan kadınlar ve anneler…
Hemen yanı başında açlıktan ölen bir deri bir kemik kalmış çocuklar, ekmek kuyruğunda, bir kaşık çorba kuyruğunda, bir avuç un kuyruğunda umutla beklerken bombalanan ve paramparça edilen çocuklar, anneler, babalar ve pirifâni ihtiyarlar, diğer tarafta da hiç bir şey olmamış gibi, komşularında ve bölgelerinde böyle bir vahşet yaşanmıyormuş gibi günlük hayatlarına devam edenler, hatta bu vahşeti sürdüren katiller sürüsü ile ticaretlerini sürdürenler, kasalarını ve keselerini şişirenler…
Filistin'de, Gazze'de yaklaşık iki seneden beri yaşanan vahşete, o diyardaki masum ve mazlum kadınlara ve çocuklara yaşatılan dehşete bakıp da insanlığından utanmayan insanlara yazıklar olsun.
Bilhassa, o coğrafyada bir birine karışan masum kanlarının, çaresiz annelerin gözyaşlarının ve arşa yükselen çığlıkların harekete geçiremediği Müslümanlara da yazıklar olsun.
- Son düzlükte her şey dümdüz / 04.09.2025
- Zalime karşı dönmeyen diller ebediyen dönmesin / 03.09.2025
- İnsanlığın yüzkarası / 01.09.2025
- Bütün sırların ortaya saçılacağı gün… / 26.08.2025
- Bağlandı yollarım kaldım çaresiz / 23.08.2025
- Ey dünya! Elini çabuk tut / 21.08.2025
- Kârlı ihanetler! / 20.08.2025
- Soykırımcı İsrail Azerbaycan’ın neyi oluyor? / 17.08.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayanlar / 16.08.2025