‘Dünyada zühd içinde yaşa’
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "İşini düşünmüş ve nefsini tanımış isen dünyadan yüz çevir, dünyada zühd içinde yaşa. Şüphesiz dünya mutsuzların yurdudur, mutluların yurdu değil. Dünyanın sevinci yalan, süsü aldatıcı, bulutları dağınık ve bağışları geri döndürücüdür"
20.10.2020 23:50:00
H. OKAN EGESEL
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Marifetin azlığı (bile) dünyadan yüz çevirmeye neden olur."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kimin marifeti doğru olursa ruhu ve iradesi bu fani dünyadan yüz çevirir."
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'ı tanırsa Allah'tan korkar ve her kim Allah'tan korkarsa dünyayı terk eder."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Marifetin meyvesi fani dünyadan yüz çevirmektir."
İmam Zeyn'ul Âbidin (a.s) bir duasında şöyle buyurmuştur: "Allah'ım! bizleri Senin zikrinle meşgul olup şehvetlerden yüz çeviren ve marifetinin nurları sebebiyle kudret talebi etkenlerine muhalefet eden kimselerden kıl."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Rabbini tanıdığı halde ebedi yurt için çalışmayan kimseye şaşarım."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "İşini düşünmüş ve nefsini tanımış isen dünyadan yüz çevir, dünyada zühd içinde yaşa. Şüphesiz dünya mutsuzların yurdudur, mutluların yurdu değil. Dünyanın sevinci yalan, süsü aldatıcı, bulutları dağınık ve bağışları geri döndürücüdür."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Nefsini tanıdığı halde fani dünya ile ünsiyet kuran kimseye şaşarım."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim münezzeh olan Allah'ı tanırsa asla mutsuz olmaz."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'ı tanırsa yalnız kalır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'ı tanırsa sakınır."
İmam Bâkır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Yaratıklarından, Allah'ın kaza ve kaderi karşısında en çok teslim olması gereken kimse Aziz ve Celil olan Allah'ı tanıyan kimsedir."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'ı tanır, azametini anlarsa; ağzını (yanlış) konuşmaktan, midesini (fazla ve haram) yiyecekten korur gece namazla ve gündüz (oruçla) nefsini sıkıntıya düşürür."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın yüceliğini, azametini bilenlerin büyüklük taslamamaları gerekir. O'nun büyüklüğünü tanıyanların yücelmeleri, ancak O'na karşı tevazu göstermeleriyle mümkün olur."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Eğer Allah'ı hakkıyla tanıyacak olsanız şüphesiz dualarınızla dağlar yerlerinden sökülür."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Eğer Allah'ı hakkıyla tanıyacak olsanız şüphesiz denizlerin üzerinde yol yürürdünüz ve dualarınızla dağlar yerlerinden sökülürdü."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Münezzeh olan Allah'ı tanıyan kimsenin kalbinin Allah'a korku ve ümitten boş olmaması yakışır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Münezzeh olan Allah'ı tanıyan kimseye, nezdinde olan şeylere yönelmesi yakışır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah'ı tanıdığı halde korkusu şiddetli olmayan kimseye şaşarım." (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Marifetin azlığı (bile) dünyadan yüz çevirmeye neden olur."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kimin marifeti doğru olursa ruhu ve iradesi bu fani dünyadan yüz çevirir."
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'ı tanırsa Allah'tan korkar ve her kim Allah'tan korkarsa dünyayı terk eder."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Marifetin meyvesi fani dünyadan yüz çevirmektir."
İmam Zeyn'ul Âbidin (a.s) bir duasında şöyle buyurmuştur: "Allah'ım! bizleri Senin zikrinle meşgul olup şehvetlerden yüz çeviren ve marifetinin nurları sebebiyle kudret talebi etkenlerine muhalefet eden kimselerden kıl."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Rabbini tanıdığı halde ebedi yurt için çalışmayan kimseye şaşarım."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "İşini düşünmüş ve nefsini tanımış isen dünyadan yüz çevir, dünyada zühd içinde yaşa. Şüphesiz dünya mutsuzların yurdudur, mutluların yurdu değil. Dünyanın sevinci yalan, süsü aldatıcı, bulutları dağınık ve bağışları geri döndürücüdür."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Nefsini tanıdığı halde fani dünya ile ünsiyet kuran kimseye şaşarım."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim münezzeh olan Allah'ı tanırsa asla mutsuz olmaz."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'ı tanırsa yalnız kalır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'ı tanırsa sakınır."
İmam Bâkır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Yaratıklarından, Allah'ın kaza ve kaderi karşısında en çok teslim olması gereken kimse Aziz ve Celil olan Allah'ı tanıyan kimsedir."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'ı tanır, azametini anlarsa; ağzını (yanlış) konuşmaktan, midesini (fazla ve haram) yiyecekten korur gece namazla ve gündüz (oruçla) nefsini sıkıntıya düşürür."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın yüceliğini, azametini bilenlerin büyüklük taslamamaları gerekir. O'nun büyüklüğünü tanıyanların yücelmeleri, ancak O'na karşı tevazu göstermeleriyle mümkün olur."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Eğer Allah'ı hakkıyla tanıyacak olsanız şüphesiz dualarınızla dağlar yerlerinden sökülür."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Eğer Allah'ı hakkıyla tanıyacak olsanız şüphesiz denizlerin üzerinde yol yürürdünüz ve dualarınızla dağlar yerlerinden sökülürdü."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Münezzeh olan Allah'ı tanıyan kimsenin kalbinin Allah'a korku ve ümitten boş olmaması yakışır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Münezzeh olan Allah'ı tanıyan kimseye, nezdinde olan şeylere yönelmesi yakışır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah'ı tanıdığı halde korkusu şiddetli olmayan kimseye şaşarım." (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).