"Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibadet ediniz ki, takvâ sahibi olasınız." (Bakara: 21).
Bu İlahi hitaba muhatap olmak en büyük şeref, en büyük saadet değil mi?
"Ey insanlar!" hitabını duyar duymaz pür dikkat kesilmek, durup bir dönmek, dönüp bir bakmak gerekmez mi?
Yüz kişinin arasında kendi ismi ile çağrıldığında heyecanlanıp halden hale giren insan, şu kadar milyon canlı türü içinde "insan" kelimesini duyar duymaz neden ürpermez, neden heyecanlanmaz ve neden hazır ola geçmez.
İnsan olmanın en asgari şartı sesin geldiği tarafa dönmek, yönelmek ve gelen ses selam sesi ise alıp mukabele etmek değil midir?
İnsan, insan ise eğer, durup bir dönmez mi, dönüp bir bakmaz mı ki Yüce Yaratıcı sesleniyor acaba ne buyuruyor?
Hitap eden babamız ise, seslenen annemiz ise elbette duymazlıktan gelmek olmaz, derhal icabet gerekir.
Peki, hitap yüceler yücesinden ise?
"Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helâl ve temiz olanlarından yiyin, şeytanın peşine düşmeyin; zira şeytan sizin açık bir düşmanınızdır."
"O size ancak kötülüğü, çirkini ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder." (Bakara: 168-169).
Ey insanlar! Hep beraber oturup düşünelim, dünümüzü ve günümüzü masaya yatırıp bir muhasebe yapalım; insanoğlu, Yüce Yaratıcının "Ey insanlar!" hitabına dönüp bakmadıkları için, pür dikkat kesilmedikleri için neler neler kaybettiler ve halen de kaybetmekteler?
İnsan, kendi çıkarı için, kendi dünya ve ahiret kazancı için, "ey insanlar!" hitabı karşısında derhal hazırola geçmeli ve gereğini yapmalıdır.
"Ey insanlar! Sizi tek bir cevherden/nefisten yaratan, ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkek ve kadın üretip yayan Rabbinizden sakınınız. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakınınız. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir." (Nisa: 1).
"Ey İnsanlar! Rabbinizden size açık bir delil geldi, size apaçık bir nur, Kuran indirdik. Allah'a iman edenlere ve O'na sımsıkı sarılanlara gelince; Allah onları kendinden bir rahmet ve lütuf içine daldıracak ve onları dosdoğru bir yol ile kendine yöneltecektir." (Nisa: 174-175).
İnsan eğer insan ise, bunca mahlûkatın, bunca hayvanatın ve nebatatın arasında, "ey insanlar!" hitabını duyar duymaz derhal durmalı, hazırola geçmeli ve kulaklarını dört açarak; "buyur Allah'ım buyur, her emrine amadeyim" diyebilmelidir.
Bu ilahi hitap karşısında durup bir dönerse, dönüp bir bakarsa ve "işittim ve itaat ettim" ikrarında bulunursa, işte o zaman diğer canlı türlerinden farkını ortaya koymuş olur.
"Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdekine bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir. Söyle onlara, Allah'ın bu lutfu ve rahmetiyle sevinsinler. Bu, onların toplayıp biriktirdiği her şeyden daha üstündür." (Yunus: 57-58).
Bu İlahi hitaba muhatap olmak en büyük şeref, en büyük saadet değil mi?
"Ey insanlar!" hitabını duyar duymaz pür dikkat kesilmek, durup bir dönmek, dönüp bir bakmak gerekmez mi?
Yüz kişinin arasında kendi ismi ile çağrıldığında heyecanlanıp halden hale giren insan, şu kadar milyon canlı türü içinde "insan" kelimesini duyar duymaz neden ürpermez, neden heyecanlanmaz ve neden hazır ola geçmez.
İnsan olmanın en asgari şartı sesin geldiği tarafa dönmek, yönelmek ve gelen ses selam sesi ise alıp mukabele etmek değil midir?
İnsan, insan ise eğer, durup bir dönmez mi, dönüp bir bakmaz mı ki Yüce Yaratıcı sesleniyor acaba ne buyuruyor?
Hitap eden babamız ise, seslenen annemiz ise elbette duymazlıktan gelmek olmaz, derhal icabet gerekir.
Peki, hitap yüceler yücesinden ise?
"Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helâl ve temiz olanlarından yiyin, şeytanın peşine düşmeyin; zira şeytan sizin açık bir düşmanınızdır."
"O size ancak kötülüğü, çirkini ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder." (Bakara: 168-169).
Ey insanlar! Hep beraber oturup düşünelim, dünümüzü ve günümüzü masaya yatırıp bir muhasebe yapalım; insanoğlu, Yüce Yaratıcının "Ey insanlar!" hitabına dönüp bakmadıkları için, pür dikkat kesilmedikleri için neler neler kaybettiler ve halen de kaybetmekteler?
İnsan, kendi çıkarı için, kendi dünya ve ahiret kazancı için, "ey insanlar!" hitabı karşısında derhal hazırola geçmeli ve gereğini yapmalıdır.
"Ey insanlar! Sizi tek bir cevherden/nefisten yaratan, ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkek ve kadın üretip yayan Rabbinizden sakınınız. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakınınız. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir." (Nisa: 1).
"Ey İnsanlar! Rabbinizden size açık bir delil geldi, size apaçık bir nur, Kuran indirdik. Allah'a iman edenlere ve O'na sımsıkı sarılanlara gelince; Allah onları kendinden bir rahmet ve lütuf içine daldıracak ve onları dosdoğru bir yol ile kendine yöneltecektir." (Nisa: 174-175).
İnsan eğer insan ise, bunca mahlûkatın, bunca hayvanatın ve nebatatın arasında, "ey insanlar!" hitabını duyar duymaz derhal durmalı, hazırola geçmeli ve kulaklarını dört açarak; "buyur Allah'ım buyur, her emrine amadeyim" diyebilmelidir.
Bu ilahi hitap karşısında durup bir dönerse, dönüp bir bakarsa ve "işittim ve itaat ettim" ikrarında bulunursa, işte o zaman diğer canlı türlerinden farkını ortaya koymuş olur.
"Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdekine bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir. Söyle onlara, Allah'ın bu lutfu ve rahmetiyle sevinsinler. Bu, onların toplayıp biriktirdiği her şeyden daha üstündür." (Yunus: 57-58).
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024