Güngörmüş, hayatı tecrübelerle dolu ve kul hakkı bahsinde oldukça titiz olan ciddi esnafların, işletmesini, atölyesini, ekmek teknesini emanet edeceği çocuklarına ve torunlarına nasihat ederlerken bu cümleyi sıkça söylediklerini hep duyarız:
"Bak oğlum! Hile yapan bir sefer kazanır, hatta kazandığını zanneder ama dürüst olan her sefer ve mutlaka kazanır."
Mutlaka her kulağa küpe olması gereken bu altın cümleyi siz alın hayatın bütün alanlarına, bütün sektörlerine ve bütün meslek dallarına teşmil edin.
Devlet yönetiminin en tepesindeki insandan, çoluk-çocuğunu rızkını temin etmek için dağlarda hayvan sürülerinin peşinde aylarca koşan, koşturan eli-ayağı nasırlı emektar insanımıza kadar hemen herkesin uyması gereken altın kural, duyması gereken altın nasihat, gelin adayı kızlarımızın en kıymetli mendillere sararak çeyiz sandıklarına koymaları gereken beşi bir yerde değil, on beşi bir yerde 24 ayar altın.
Hile yapan bir sefer dürüst olan her sefer kazanır.
Meseleye mesleğimiz açısından bakalım; bu altın kuralın çok daha ehemmiyet arz ettiğini göreceğiz.
İşimiz yazı yazmak, haber yapmak, dört bir yandan akan haberleri harmanlayıp en doğru olanını ve en faydalı olanını topluma duyurmak…
Suni gündemlerle halkın gözünden, milletin dikkatinden kaçırılan ama mutlaka kitlelerin haberdar olmaları gereken gerçek gündemi yakalayıp, kuru gürültüler arasında onu ön plana çıkarmak…
Devletimizin ve milletimizin istikbalini ve istiklalini ilgilendiren hayati konuları, hayati haberleri ön plana çıkarmak ve hiçbir kınayıcının kınamasından çekinmeden yazmak ve yaymak…
Sosyal hayatın hangi kademesinde, piyasanın hangi sektöründe, devlet yönetiminin, bürokrasinin hangi katında ve katmanında olursa olsun, arsızların oyununu bozacak, hırsızların ipliğini pazara çıkaracak, düzenbazların düzenini bozacak, yetimin-yoksulun haklarına göz dikenlerin hain planlarını sezip ifşa edecek yazılara, yayınlara ve haber programlarına imza atmak…
Bütün bu ve benzeri davranışlar basın-yayın sektöründeki 'dürüstlük' göstergeleri ise, bunların tam tersi davranışlar da 'hilekârlık' işaretleridir.
Hile, hilekar ve hilekarlık deyince yıllar evvel dinlediğim Âşık Reyhani'nin bir dörtlüğünü hatırladım:
"Ak günleri vaad ettiler boş çıktı
Kara günler göre göre usandık
Hilekârın çorbasından taş çıktı
Dişlerimiz kıra kıra usandık."
Yaşlı esnafın nasihat cümlesi gibi şairimizin bu şiiri de sanki her dem tazeliğini korumuş ve halen koruyor.
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024