SON HABERİzmir'de 5.7 büyüklüğünde meydana gelen depremin ardından, önce 5,9 ardından da 5,6 büyüklüğünde depremler meydana geldi. Halk panik içinde sokaklara çıkarken, Prof. Dr. Ahmet Ercan ürkütücü açıklamalarda bulundu. Pencerelerden atlayan 30 kişi yaralandı. İzmir'de yıkıcı bir deprem yolda mı? İşte tüm ayrıntılar..
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü'nden aldığı bilgiye göre, merkez üssü Ege Denizi olan depremin büyüklüğü 5.7 olarak ölçüldü. Deprem İzmir, çevre ilçeleri ve yakın illerde de hissedildi. Deprem nedeniyle kentte kısa süreli panik yaşandı.
İzmir halkı 5,7'lik depremin şokunu üzerinden atamamışken bu kez saat 12.46'da 5,9 büyüklüğünde deprem meydene geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden alınan bilgiye göre, saat 12.46'da gerçekleşen ve merkez üssü Ege Denizi'nin Seferihisar açıkları olan depremin büyüklüğü 5.9 olarak ölçüldü.
Saatler 12.55'i gösterdiğinde ise İzmir bu kez 5.6 büyüklüğünde bir depremle bir kez daha sarsıldı. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden yapılan açıklamada, saat 12.55'te gerçekleşen ve merkezüssü Ege Denizi'nin Seferihisar açıkları olan depremin büyüklüğü 5.6 olarak belirlendi. Bu depremlerin arasında sayısız artçı deprem de kaydedildi.
Ö?RETİM ÜYESİ PROF. DR. AHMET ERCAN:7 DOLAYINDA BİR DEPREM OLACAK İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ercan, Foça-Karaburun ve Midilli üçgeninin 7 dolayında bir deprem üretebileceğine dikkat çekerek, "İzmir'in gerçek depremi bu olacaktır" dedi.
Ege Denizi'nde meydana gelen depremleri değerlendiren Prof. Dr. Ercan, ikinci sarsıntının birinci depremin artçısı olduğunu öne sürdü. Ege Denizi'nde kuzey-güney ve doğu-batı doğrultularında 2 farklı fay sistemi olduğunu anlatan Prof. Dr. Ercan, kuzey-güney doğrultusundaki fay sisteminin yaşlı bir kırılma düzeni olduğunu ve ancak 6 büyüklüğüne kadar deprem ürettiğini belirterek, "Bugünkü deprem, bu yaşlı kırık üzerinde oldu" dedi.
Doğu-batı uzantılı genç kırılma düzeninin ise 7'ye kadar deprem üretebileceğine dikkati çeken Prof. Dr. Ercan, "Bu, Foça-Karaburun-Midilli arasında yer alıyor. Bu yarımada, yani Foça-Menemen Yarımadası, uzaydan yaptığımız ölçümlere göre güney-batıya doğru hızla sürükleniyor. Bu bir kırılmayla sonuçlanacaktır. Bunun şu anda depremcikler biçimindeki öncü depremleri Foça-Karaburun-Midilli üçgeninde oluşuyor. Burası 7 dolayında bir deprem üretecektir. İzmir'in gerçek depremi bu olacaktır" şeklinde konuştu. OLASI BİR DEPREMDE YIKILABİLECEK YERLERSeferihisar'da gerçekleşen depremin, İzmir'in içinde olmadığı için çok hasar yapmadığını anlatan Prof .Dr. Ercan, "Bu, İzmir'in yıkım yapma açısından en alt eşikteki depremidir. Ama küçümsenmeyecek bir depremdir. Orta büyüklükte deprem diyoruz" dedi. Ancak diğer kırılma hattındaki depremin İstanbul depremi gibi beklenmesi ve önlem alınması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Ercan, İzmir'in zemini sağlam olmasına rağmen, kötü yapıların bulunduğu Kadifekale, Tepecik, Bayraklı ve Şirinyer'in olası bir depremde büyük yıkıma uğrayabileceğini söyledi.
Prof. Dr. Ercan, şunları kaydetti: "Buralar, bir İzmir depreminde yıkılacaktır. Buraların aynı İstanbul'un Zeytinburnu ilçesi gibi deprem gelmeden yıkılması ve taşınması gerekiyor. Bu hemen yapılabilir. İzmir'de en acil olan yer burasıdır. Kadifekale, Tepecik İzmir'in göbeğidir. Yani İzmir'in en çok yıkımı göbeğinde olacak. Buraları ayrıca arkeoloji ve turizm sahasıdır. Bu bölgeyi bizim kurtarmamız gerekiyor. İzmir'de de İstanbul'daki gibi aciliyet var. Bu söylemiş olduğum üçgen içinde, Foça-Karaburun-Midilli üçgeni içinde deprem her an olabilir." PROF. DR. IŞIKARA: DİKKATLİ OLMAK LAZIMAfete Hazırlık Derneği (AHDER) Genel Başkanı ve BÜ Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü eski Müdürü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara ise sabahki depremin ardından aynı yerde daha büyük bir deprem gerçekleşmesine ilişkin, "Aynı yerde üst üste deprem olması ilginç. Bunu bir süre takip etmekte ve dikkatli olmakta fayda var" dedi. Türkiye'de her 1-1.5 ayda bir bu büyüklükte depremlerin olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Işıkara, bunları olağan karşılamak gerektiğini vurgulayarak, "Bu, Türkiye'nin deprem gerçeğinin bir yansıması. (Deprem olacak mı?) sualini sormak yerine (deprem olacak) gerçeğini kabul edip, korunma kültürü bilincini yaygınlaştırmalıyız" şeklinde konuştu.
PROF. DR. EZEN: İZMİR'DE BÜYÜK DEPREM OLMAZSismoloji alanında çalışmaları da bulunan İstanbul Ticaret Üniversitesi Mühendislik ve Tasarım Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ülben Ezen de, bugün meydana gelen depremlerin 10 Nisan 2003 tarihindeUrla'da Seferihisar yakınlarında oluşan 5.6'lık depremin olduğu yere yakınlığına işaret ederek, şöyle konuştu: "Bunlar aynı rejimin karakteri olarak üretilen depremler. Farklı bir şey değil. Bir kere bunu zihinlere açıklayıcı bir şekilde söylemeklazım. Derinliğin ve coğrafi mesafenin bu kadar yakın olması, bu depremi üreten rejimin 2003'deki depremle aynı karakterde olduğunu gösteriyor. Peki ne bekleyeceğiz? Yine aynı şeyleri bekleyeceğiz. 2003'deki depremdeki artçıların karakteri neyse, buradaki artçıların karakteri de aynı olacak. Genel olarak İzmir ve civarındaki son 50 yıldaki depremlere baktığımızda, buradaki depremlerin ortalama büyüklüğü 5.7'dir. Bir aralık vererek söylersek, 5-6 arasındaki depremler İzmir'in tipik depremsellik büyüklüğüdür."
PROF. ZEKİ TUTKUN: ENDİŞEYE GEREK YOK
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi(ÇOMÜ) Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Zeki Tutkun, "Ege Denizi'nde zaman zaman yaşanan depremlerden birini hissediyoruz. Endişeye gerek yok" dedi.
Prof. Dr. Tutkun, yaptığı açıklamada, Ege Denizi'ndeki depremin Çanakkale'de de hissedildiğini söyledi. Ege Denizi'nde, belirli aralıklarla farklı büyüklüklerde depremleryaşandığını, ancak bu depremlerin Çanakkale'yi etkileyen deprem hattı üzerinde olmadığını ifade eden Prof. Dr. Tutkun, şunları kaydetti: "Ege Denizi'nde zaman zaman yaşanan depremlerden birini hissediyoruz. Endişeye gerek yok. Ege Denizi'nde bir enerji birikimi var. Daha büyük kayıpların yaşanmaması için bu enerjinin küçük sarsıntılarla azalması gerekiyor." Öte yandan, Çanakkale'de hissedilen depremin ardından vatandaşların ev ve iş yerlerini terk ederek sokaklara çıktığı gözlendi.
DEPREMLER AYNI FAY SİSTEMİNDE
Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi (UDİM) Müdürü Dr. Doğan Kalafat, Ege Denizi'nde meydana gelen iki depremin aynı fay sisteminden kaynaklandığını bildirdi.
Kalafat, yaptığı açıklamada, Ege Denizi'nde aktif fay sistemlerinin bulunduğunu kaydederek, zaman zaman bölgede olan depremlerin bir dizi şeklinde seyrettiğini belirtti.
Bu depremlerin bir müddet daha devam edeceğini ifade eden Kalafat,ancak bu konuda zaman verilemeyeceğini söyledi.Kalafat, "İki deprem de aynı fayların neticesi. Bu bölgede olan faylar, yakın tarihe bakıldığında büyük depremler üretmiyor. Ama bu bir doğa olayı. Kesin bir şey söylemek doğru değil" dedi.
İki deprem arasındaki mesafenin boylamda 5 kilometre olduğunu kaydeden Kalafat, aynı bölgede birçok aktif fay bulunduğunu sözlerine ekledi.
HALK SOKAKLARA DÖKÜLDÜ; PENCERELERDEN ATLAYAN 30 KİŞİ YARALANDI; 1'İ A?IRİzmir'de saat 12.46'da meydana gelen v emerkez üssü Ege Denizi Seferihisar açıkları olan 5.9 büyüklüğündeki deprem sonrasında, İzmir'de ve ilçelerinde vatandaşlar sokağa çıktı. Panik nedeniyle ilk belirlemelere göre yüksekten atlayan 30 kişinin yaralandığı öğrenildi.
İzmir'de yaşanan depremler sırasında yüksekten atlayarak yaralanan yaklaşık 30 kişi, hastanelere başvurdu.
Ege Üniversitesi Acil Servisi'ne, yüksekten atladığı için el ve ayak bilekleri kırılan 3 kişi ile 1999 Marmara Depremi'nde Kocaeli'nde bulunan ve panik atak krizi geçiren bir kişi başvurdu. Aynı şekilde yaralanan 3 kişinin Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne, 20 kişinin de Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne geldiği belirtildi. İzmir'de 5. kattan atlayan bir vatandaşın durumunun ağır olduğu, Urla İlçesi'nde de balkondan ve pencereden atlayarak yaralanan 3 kişinin Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındığı bildirildi. Kalp krizi geçiren bir vatandaşın da tedavisinin sürdüğü öğrenildi.
OKULLAR YARIN DA TATİL TATİL
Öğrencilerin ilk sarsıntıdan sonra evlerine gitmesinin ardından İzmir Valiliği de öğlen saatlerinde okullarda eğitime ara verilmesine karar verdi. İzmir'deki ilk ve orta dereceli okullarda, yarın da eğitime ara verileceği açıklandı. İzmir Valiliği tarafından yapılan yazılı açıklamada, meydana gelen depremin artçılarının devam etmesi nedeniyle okulların yarın da tatil edildiği belirtilerek, öğrenci ve öğretmenlerin bir gün izinli sayılacakları kaydedildi.
İzmir Emniyet Müdürlüğü'nde deprem nedeniyle izinlerin kaldırıldığı ve 24 saat esasına göre çalışma düzenine geçildiği belirtildi. Kentte kablolu ve cep telefonuyla iletişim sağlıklı şekilde sağlamıyor. İzmir'deki şirketlerin büyük bölümü çalışanlarını evlerine gönderdi. Vatandaşların evlerine girmediği, parklarda ve açık alanlarda beklediği görülüyor.
İZMİR TEYAKKUZ HALİNDE
İzmir Valisi Oğuz Kağan Köksal, meydana gelen depremlerden sonra can ve mal kaybına ilişkin bir bilginin kendisine ulaşmadığını, kentte sivil savunma adına alınması gereken her türlü tedbiri aldıklarını söyledi. Vali Köksal, makamında gazetecilere yaptığı açıklamada, Kriz Merkezi'ni, sabah saat 08.45'te meydana gelen ve merkez üssü Ege Denizi olan 5.7'lik depremden sonra toplantıya çağırdığını, bütün ekiplerin görev başında olduğunu söyledi. Başbakanlık Acil Kriz Merkezi ile bağlantılı çalıştıklarını ve hertürlü bilginin Ankara'ya anında bildirildiğini kaydeden Vali Köksal, Afet İşleri Genel Müdürü ile de sık sık görüştüğünü aktardı. Depremlerden sonra bağlı kaymakamlar ile irtibata geçtiğini, jandarma ekiplerinin de telefon bağlantısı kurulamayan bölgelere bizzat giderek ulaştıklarını belirten Oğuz Kağan Köksal, "Şimdiye kadar can ve mal kaybına ait bir bilgi ulaşmadı. Bazı binalar da küçükçatlaklar oluşmuş" dedi. Sivil savunma adına alınması gereken her türlü tedbirin alındığını ifade eden Vali Köksal, Boğaziçi Üniveristesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nün de Ege Denizi'nin kendine özgü yer yapısı bulunduğunu ve sarsıntıların devam edebileceğini açıkladığını bildirdi.