Neler neler olacak... Bizim "biz" olarak var olamayacağımız AB'de herşeyimiz gibi ailemiz de tarumar olacak.
Hem de bilimsel (!), tıbbî (!) gerekçelerle...
Hollanda'nın Rotterdam kentinde bir işçi kardeşimizle karşılaştık. Orada büyümüş ve evlenmiş. İki çocukları var. Hanımı da Türk... Bazı haklar elde ediriz diye Hollanda vatandaşlığına da geçmiş.
Bu işçi kardeşimiz rahatsızlanmış... Sıkıntı ve depresyon nedeniyle, bir psikiyatriste gitmiş, hastanede yatmış ve ilaç tedavisi görmüş.. Tedavinin belli bir aşamasında Hollandalı doktor, kendisine ailesinden ayrılmasını, bu aile ile sağlığına kavuşamayacağını telkine başlamış... Tabiî ki işçi kardeşimiz bunu kabûl etmemiş. Ama epey de tazyik görmüş...
Şimdi psikiyatrik tedavide amaç, hastayı bulunduğu çevreye ve hele aileye kazandırmak, onunla sağlıklı ve yeterli iletişim kurmasını temin etmektir. Bunun için ilaçla, telkinle veya hastanede yatırarak psikoterapi ve diğer metodlarla eşine-çocuklarına bakar hale getirmektir. Onlardan kopararak tedavi etmek, yeni ve ağır problemleri doğuracağı gibi aileyi de yok eder.
Bu yaşanmış örnekte olduğu gibi, tıp adına aile cinayeti işlenmektedir. Bilim adına ciddi bir yanlıştır. Tabiî ki, aile ortamında yetişme imkânını büyük ölçüde yitirmiş ana-baba-evlat muhabbetini tadamamış bir Hollandalı'nın doktor da olsa bu tavsiyesi, batı kültür ve sosyal dokusunun bariz bir hastalığıdır.
Bizim milletimizin kültüründe, örfünde ise aile mukaddestir ve korunmalıdır. Ama eğer bizi AB'ye alırlarsa, artık çocuklarımızı-eşlerimizi nasıl tehlikeler bekliyor bir düşünelim... Allah'tan sıkıntılanıp doktora düşmeyelim. Hemen boşanma kapısı, doktor reçetesi...
Öz be öz çocuğuna yanlışından dolayı kızsan ve öğüt vermeğe, nasihat etmeye yönelsen, o seni bırakıp polise ve mahkemeye gitse, AB polisi ve hakimi çocuğunu da sığınma yurduna alacak..
AB'de öyle haklar ve özgürlükler (!) bizi bekliyor ki, eşine-çocuğuna sahip olabilene aşkolsun.. Sadece Köln'de bilinen-kayıtlara geçmiş uyuşturucu bağımlılarının sayısı 10.000... Bunların üçte biri yabancı ve yabancıların da çoğu Türk... Yani 2000-2500 Türk çocuğu sadece Köln'de uyuşturucu bağımlısı... O da bilinenler...
Batının kültürel ve insanî tükenmişliğinde, tükenen ve yok olan nesillerimiz var... Bir de tüm vatan sathını bu cadı kazanının içine atarsak, vay halimize...
Allah, bu milleti korusun.
Hem de bilimsel (!), tıbbî (!) gerekçelerle...
Hollanda'nın Rotterdam kentinde bir işçi kardeşimizle karşılaştık. Orada büyümüş ve evlenmiş. İki çocukları var. Hanımı da Türk... Bazı haklar elde ediriz diye Hollanda vatandaşlığına da geçmiş.
Bu işçi kardeşimiz rahatsızlanmış... Sıkıntı ve depresyon nedeniyle, bir psikiyatriste gitmiş, hastanede yatmış ve ilaç tedavisi görmüş.. Tedavinin belli bir aşamasında Hollandalı doktor, kendisine ailesinden ayrılmasını, bu aile ile sağlığına kavuşamayacağını telkine başlamış... Tabiî ki işçi kardeşimiz bunu kabûl etmemiş. Ama epey de tazyik görmüş...
Şimdi psikiyatrik tedavide amaç, hastayı bulunduğu çevreye ve hele aileye kazandırmak, onunla sağlıklı ve yeterli iletişim kurmasını temin etmektir. Bunun için ilaçla, telkinle veya hastanede yatırarak psikoterapi ve diğer metodlarla eşine-çocuklarına bakar hale getirmektir. Onlardan kopararak tedavi etmek, yeni ve ağır problemleri doğuracağı gibi aileyi de yok eder.
Bu yaşanmış örnekte olduğu gibi, tıp adına aile cinayeti işlenmektedir. Bilim adına ciddi bir yanlıştır. Tabiî ki, aile ortamında yetişme imkânını büyük ölçüde yitirmiş ana-baba-evlat muhabbetini tadamamış bir Hollandalı'nın doktor da olsa bu tavsiyesi, batı kültür ve sosyal dokusunun bariz bir hastalığıdır.
Bizim milletimizin kültüründe, örfünde ise aile mukaddestir ve korunmalıdır. Ama eğer bizi AB'ye alırlarsa, artık çocuklarımızı-eşlerimizi nasıl tehlikeler bekliyor bir düşünelim... Allah'tan sıkıntılanıp doktora düşmeyelim. Hemen boşanma kapısı, doktor reçetesi...
Öz be öz çocuğuna yanlışından dolayı kızsan ve öğüt vermeğe, nasihat etmeye yönelsen, o seni bırakıp polise ve mahkemeye gitse, AB polisi ve hakimi çocuğunu da sığınma yurduna alacak..
AB'de öyle haklar ve özgürlükler (!) bizi bekliyor ki, eşine-çocuğuna sahip olabilene aşkolsun.. Sadece Köln'de bilinen-kayıtlara geçmiş uyuşturucu bağımlılarının sayısı 10.000... Bunların üçte biri yabancı ve yabancıların da çoğu Türk... Yani 2000-2500 Türk çocuğu sadece Köln'de uyuşturucu bağımlısı... O da bilinenler...
Batının kültürel ve insanî tükenmişliğinde, tükenen ve yok olan nesillerimiz var... Bir de tüm vatan sathını bu cadı kazanının içine atarsak, vay halimize...
Allah, bu milleti korusun.
Dr. Abdullah Terzi / diğer yazıları
- “Tüketim en büyük kaynaktır” / 11.12.2019
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019