Millet olarak, 85 milyon hep bir ağızdan; 'şeker söyle, kaymak söyle, bal söyle' demeyi ne kadar isterdik, ama bu güzel kelimeleri, adeta bal damlayan bu tatlı kelimeleri söylemeye dilimiz varmıyor ve elimiz ermiyor.
Halimizden, ahvalimizden, aşımızdan işimizden, gidişimizden gidişatımızdan, rüyalarımızdan, düşümüzden, uykusuzluktan ötürü sürekli ağrıyan başımızdan, yok fiyatına satılan toprağımızdan taşımızdan eğer sual eden olursa, sen yine de söyle, şöyle söyle:
Bir garip zamana düştüler, ufukları karartan zifiri karanlık dumana düştüler, ektikleri ekinlere kargalar dadandığı için, mecburiyetten samana düştüler, yahşi günleri tüketip yamana düştüler.
Sen yine de söyle, şöyle söyle:
'Gül alırlar gül satarlar
Gülden terazi tutarlar
Gülü gül ile tartarlar
Çarşı-pazarı güldür gül' dizelerinin anlattığı o bahtiyar zamanları artık bir tatlı hatıra olarak yad ediyorlar, yeni nesillere o eski günleri anlatmaya çalışıyorlar.
Eğer bizi sual eden olursa, de ki; büyümekte olan, yetişmekte olan yeni kuşakları evde ve elde tutabilmek için ebeveynler çare arıyorlar, bir çıkış yolu soruyorlar, kılı kırk yarıyor ve kırk dereden su getiriyorlar ama yönetici takımının umursamazlığından ötürü, en büyük sermaye olan beyin göçüne bir türlü engel olamıyorlar.
De ki; tarlaları var ekemiyorlar, çayırları var biçemiyorlar, hayvan yetiştirip ağız tadıyla sütlerini içemiyorlar, varlık içinde yokluklar yaşadıkları için, geçim derdi akıllarını iyice çeldiği için, akı karadan seçemiyorlar.
Eğer bizi sual eden olursa; gelir dağılımındaki eşitsizlikte dünya ülkeleri arasında ilk sıralarda olduğumuzu söyle.
Ülke gelirinin yüzde doksanının, nüfusun yüzde onu tarafından kullanıldığını, geriye kalan yüzde onluk kısmı ile de nüfusun yüzde doksanının idare ettiğini söyle.
Her yeni düzenlemede, açıklanan her yeni ekonomik programda her nedense daima, yoksulların payına 'sabır ve kanaatin' düştüğünü söyle.
Dünya ülkeleri arasında, hiçbirinde olmadığı kadar, sığınmacılarla ve göçmenlerle gırtlağımıza kadar dolduğumuzu söyle.
İnsan hakları konusunda, basın-yayın özgürlüğü konusunda, ifade hürriyeti ve haberleşme hakları hususunda sınıfta kaldığımızı söyle.
Elbette ki, 'şeker söyle, kaymak söyle, bal söyle' demeyi canı gönülden isterdik ama bu mısrada sayılan üç temel gıda maddesi de, insanımızın çoğunun sofrasından el etek çekeli çok uzun zaman oldu.
- Gazze’den esen rüzgâr ey! / 30.07.2025
- Soykırımcıya destek olan şer odakları / 27.07.2025
- Dört tanesi yüz… Dört tanesi yüz… / 24.07.2025
- Bu vahşet sekiz milyar insanın ortak vebalidir / 23.07.2025
- Böyle bir alçaklık insanlık tarihinde yok / 22.07.2025
- Beterin beteri basiretsizlik / 19.07.2025
- Görmeyen gözler işitmeyen kulaklar ve ürpermeyen kalpler / 18.07.2025
- İmtiyazlı zümre doymak bilmiyor / 17.07.2025
- Hacım! Hayırlı olsun yeni yol arkadaşlarınız da!.. / 16.07.2025