Okula geldiğimiz ilk günü hatırlıyor musun? Bütün veliler toplanmış heyecanla, umutla çocuklarının elinden tutmuşlardı. Kimi öğrenci velileri hem okul günlerini hatırlamak hem de çocuğunun eğitim ve öğretim yolunda yanında destekçisi olduklarınının gururunu sevincini yaşamak için ordalardı...
Okul idarecileri yeni bir döneme başlamanın sevinci yanında değişen yönetmeliklere ayak uydurmak, öğretmen ve öğrencilerin işlemlerini takip etmek bir üst müdürlüklerle yazışma derken yorucu bir yıla merhaba diyecekler...
Öğretmenler yaz tatilinin bunaltıcı yalnızlığından kurtulmuş tekrar çocuklarına kavuşmuşlardı. Mazur görün onların çocuksu sevgilerini. Çünkü onlar öğrencilerin seviyesinde, sevgileriyle kayboluyorlar...
Evet aslında o ilk günü mü anlatmalıydık? Yoksa geride bıraktığımız koskoca bir eğitim öğretim döneminin nasıl geçtiğini mi?
İşte göz açıp kapayıncaya kadar geçti. Daha okula yeni başlamıştık değil mi?
Öğrenciler bu koca yılda evden okula daldan dala konan beyaz güvercinler gibi gelip gittiler.
Kimi derslerini tam anlayabildi, kimi yarım, kimi çeyrek.
Kimi beslenmesini tam yapabildi, kimi yarım, kimi az...
Kimi büyüklerinden, arkadaşlarından tam destek gördü kimi görmedi.
Kimi yüksek not aldı takdir gördü, kimi teşekkür... Kimi de kırık not aldı.
Öyle-böyle öğrencinin bir yılı daha bitti gitti.
***
Öğretmenlerimiz, zahmetleri, başarıları, idare ve öğrenci ilişkileri, beklentileri, hayalleri, idealleri, sabırları, fedakarlıkları, çileleriyle bir eğitim, öğretim dönemini geride bıraktılar.
Kimi gönlünü, emeğini, göz nurunu gökler genişliğinde öğrencisine verdi.
Kimi, gözyaşını, sevgisini, sabrını, affını, adaletini, nefsini feda edercesine gayretini aşını paylaşırcasına lokmasını, köyde, mahallede, şehirde, nehirler gibi çağlayarak, katlanarak emanet edilen yavruları, civanları ana-baba kucağıyla ilimle, edeple, irfanla yetiştirdiler.
***
Okul idarecileri öğrenci ve öğretmenlerin başarılarını, düzenini görüp rahatladılar. Programlarının aksamasından, imkânsızlıklardan, öğrencilerin olumsuz tavırlarından üzüldüler.
***
Evet bir yıl böyle geçti işte...
Artık karne alma zamanı gelmiştir. Yalnız ben size sadece öğrenci karnesinden bahsetmeyeceğim. Bununla ilgili ayrı bir hikâye de düşünmüyor değilim. Ama şimdi sayacağım listeyi dikkatle okuyun ve okutun. Ona göre karne değerlendirmesi yapın...
-Çocuğun ders göreceği sınıfı, teneffüse çıkacağı koridoru geniş, ışıklı, havadar, ve temizliği nasıldır? Bahçesi güvenli, yeşil, kışın rahatlıkla çıkabileceği üstü kapalı avlu var mıdır?
-Yedi yaşındaki bir çocuk 10 tane 1. hamur kitap ve defteri, su kabı beslenme kabı ile tam bir komando misali yüklendiğinde, buna bağlı olarak omirilik bozuklukları, bel ağırları, yorgunluk ile okula gelen çocuğun eğitiminden gerekli istifadeyi bulamamasından kim sorumludur?
-Yeterli araç ve deneyler, gözlem ve alıştırmalar yapılıyor mu?
-Kabiliyetli çocukların okuma kolaylıkları, seçimi, bakımı avantajları tam tesbit ediliyor mu?
-Anne ve babaların okul, öğretmen ve öğrenciler ile ilgisine de karne verilmelidir.
-Öğretmenlerin de karnesi olsun.
-İdarecilerin de.
-Eğitimden sorumlu olanların da karneleri olsun.
2001-2002 eğitim öğretim dönemini geride bırakırken öğrencilerimize başarılar temenni ederim.
Öğretmenlerimize saygı ve vefa duygularımla dualar ediyorum. İftihar edecekleri nesilleri görmenin mutluluğunu duymalarını, buram buram ilim kokan nefesler karşısında sağlık ve mutluluklar temenni ederim.
***
Unutmayın çocuklarınızın karnesini aldığınızda kendi karnenizin de notuna bakınız...
Sevincinize sevinç katınız,
Üzüntünüze fren takınız,
Ümitlerinizle adım atınız,
Çocuklar bizim yarınımız...
Okul idarecileri yeni bir döneme başlamanın sevinci yanında değişen yönetmeliklere ayak uydurmak, öğretmen ve öğrencilerin işlemlerini takip etmek bir üst müdürlüklerle yazışma derken yorucu bir yıla merhaba diyecekler...
Öğretmenler yaz tatilinin bunaltıcı yalnızlığından kurtulmuş tekrar çocuklarına kavuşmuşlardı. Mazur görün onların çocuksu sevgilerini. Çünkü onlar öğrencilerin seviyesinde, sevgileriyle kayboluyorlar...
Evet aslında o ilk günü mü anlatmalıydık? Yoksa geride bıraktığımız koskoca bir eğitim öğretim döneminin nasıl geçtiğini mi?
İşte göz açıp kapayıncaya kadar geçti. Daha okula yeni başlamıştık değil mi?
Öğrenciler bu koca yılda evden okula daldan dala konan beyaz güvercinler gibi gelip gittiler.
Kimi derslerini tam anlayabildi, kimi yarım, kimi çeyrek.
Kimi beslenmesini tam yapabildi, kimi yarım, kimi az...
Kimi büyüklerinden, arkadaşlarından tam destek gördü kimi görmedi.
Kimi yüksek not aldı takdir gördü, kimi teşekkür... Kimi de kırık not aldı.
Öyle-böyle öğrencinin bir yılı daha bitti gitti.
***
Öğretmenlerimiz, zahmetleri, başarıları, idare ve öğrenci ilişkileri, beklentileri, hayalleri, idealleri, sabırları, fedakarlıkları, çileleriyle bir eğitim, öğretim dönemini geride bıraktılar.
Kimi gönlünü, emeğini, göz nurunu gökler genişliğinde öğrencisine verdi.
Kimi, gözyaşını, sevgisini, sabrını, affını, adaletini, nefsini feda edercesine gayretini aşını paylaşırcasına lokmasını, köyde, mahallede, şehirde, nehirler gibi çağlayarak, katlanarak emanet edilen yavruları, civanları ana-baba kucağıyla ilimle, edeple, irfanla yetiştirdiler.
***
Okul idarecileri öğrenci ve öğretmenlerin başarılarını, düzenini görüp rahatladılar. Programlarının aksamasından, imkânsızlıklardan, öğrencilerin olumsuz tavırlarından üzüldüler.
***
Evet bir yıl böyle geçti işte...
Artık karne alma zamanı gelmiştir. Yalnız ben size sadece öğrenci karnesinden bahsetmeyeceğim. Bununla ilgili ayrı bir hikâye de düşünmüyor değilim. Ama şimdi sayacağım listeyi dikkatle okuyun ve okutun. Ona göre karne değerlendirmesi yapın...
-Çocuğun ders göreceği sınıfı, teneffüse çıkacağı koridoru geniş, ışıklı, havadar, ve temizliği nasıldır? Bahçesi güvenli, yeşil, kışın rahatlıkla çıkabileceği üstü kapalı avlu var mıdır?
-Yedi yaşındaki bir çocuk 10 tane 1. hamur kitap ve defteri, su kabı beslenme kabı ile tam bir komando misali yüklendiğinde, buna bağlı olarak omirilik bozuklukları, bel ağırları, yorgunluk ile okula gelen çocuğun eğitiminden gerekli istifadeyi bulamamasından kim sorumludur?
-Yeterli araç ve deneyler, gözlem ve alıştırmalar yapılıyor mu?
-Kabiliyetli çocukların okuma kolaylıkları, seçimi, bakımı avantajları tam tesbit ediliyor mu?
-Anne ve babaların okul, öğretmen ve öğrenciler ile ilgisine de karne verilmelidir.
-Öğretmenlerin de karnesi olsun.
-İdarecilerin de.
-Eğitimden sorumlu olanların da karneleri olsun.
2001-2002 eğitim öğretim dönemini geride bırakırken öğrencilerimize başarılar temenni ederim.
Öğretmenlerimize saygı ve vefa duygularımla dualar ediyorum. İftihar edecekleri nesilleri görmenin mutluluğunu duymalarını, buram buram ilim kokan nefesler karşısında sağlık ve mutluluklar temenni ederim.
***
Unutmayın çocuklarınızın karnesini aldığınızda kendi karnenizin de notuna bakınız...
Sevincinize sevinç katınız,
Üzüntünüze fren takınız,
Ümitlerinizle adım atınız,
Çocuklar bizim yarınımız...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Feyyaz İnanç / diğer yazıları
- ‘Işıkları açın’ / 07.05.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021