2017-2018 eğitim öğretim yılı geçen hafta başladı. Lisans derecesinde eğitim veren üniversitelerin ise bazıları iki haftadır ders verirken bazıları ise bu hafta açılıyor.
Ülke eğitimi açısından en önemli değişiklik TEOG sınavının kaldırılması diyebiliriz.
Hem de bir an da.
Hop TEOG var.
Hop TEOG yok.
Ne güzel di mi?
***
Ülkemizdeki üniversitelerin bir problemine değinmek istiyorum:
Yetersiz elektronik altyapı ve sistemler.
Kendi üniversitem Bilgi Üniversitesi olduğu için oradan örnek vereceğim ama emin olun üniversitelerin %90'ında durum aynı.
Bilgi Üniversitesi'nde bir gelenek olan ve her yıl binlerce öğrencinin aynı sisteme aynı anda girmesiyle çöken ders seçim sistemi her yıl mağduriyete yol açıyor.
Şimdi Bilgi'yi hedefe koydum diye başkaları farklı sanmayın. Aslında bizim genel problemimiz bu: Ülke olarak hep eksik iş yapıyoruz.
Seçim yapıyoruz eksik...
Trafik düzeni eksik...
Eğitim zaten malum konumuz...
Yani istesek olacak da, bir şekilde istememeyi, yarım yamalak bırakmayı başarıyoruz.
Yoksa Türkiye'deki üniversitelerin bu durumları düzeltecek durumu yok mu? Tabii ki var. Sadece talep eden kitlenin bilinçsizliğinden ciddiye almıyorlar maalesef.
***
Bir konu daha var ona da değineyim bitireceğim:
Bu yıl üniversite sınavına girenlerin sayısı 2 milyon 162 bin 895.
Peki, kaç kişi bu talebini yerine getirebildi: 43 bin 838.
Yani bizim ülkemizde bir insanın üniversiteye gitmek istemesi ile bunu başarması oranı: 0,02 küsur.
Bu oranın başka ülkelerle kıyasını yapıp moralinizi bozmayacağım fakat acil bir sistem değişikliğine ihtiyaç olduğu çok açık.
***
Ekonomi ve bütün diğer konuları bir bütün olarak yorumlayan Sosyal Devlet Milli Devlet eseri, Milli Ekonomi Modeli'nin bir uygulanış rehberidir.
Bu eserde sınavsız üniversitenin nasıl mümkün olduğu ve sistemin nasıl tıkır tıkır işleyeceği de anlatılıyor.
Günümüzde toplumsal olarak yaşadığımız
Ülke eğitimi açısından en önemli değişiklik TEOG sınavının kaldırılması diyebiliriz.
Hem de bir an da.
Hop TEOG var.
Hop TEOG yok.
Ne güzel di mi?
***
Ülkemizdeki üniversitelerin bir problemine değinmek istiyorum:
Yetersiz elektronik altyapı ve sistemler.
Kendi üniversitem Bilgi Üniversitesi olduğu için oradan örnek vereceğim ama emin olun üniversitelerin %90'ında durum aynı.
Bilgi Üniversitesi'nde bir gelenek olan ve her yıl binlerce öğrencinin aynı sisteme aynı anda girmesiyle çöken ders seçim sistemi her yıl mağduriyete yol açıyor.
Şimdi Bilgi'yi hedefe koydum diye başkaları farklı sanmayın. Aslında bizim genel problemimiz bu: Ülke olarak hep eksik iş yapıyoruz.
Seçim yapıyoruz eksik...
Trafik düzeni eksik...
Eğitim zaten malum konumuz...
Yani istesek olacak da, bir şekilde istememeyi, yarım yamalak bırakmayı başarıyoruz.
Yoksa Türkiye'deki üniversitelerin bu durumları düzeltecek durumu yok mu? Tabii ki var. Sadece talep eden kitlenin bilinçsizliğinden ciddiye almıyorlar maalesef.
***
Bir konu daha var ona da değineyim bitireceğim:
Bu yıl üniversite sınavına girenlerin sayısı 2 milyon 162 bin 895.
Peki, kaç kişi bu talebini yerine getirebildi: 43 bin 838.
Yani bizim ülkemizde bir insanın üniversiteye gitmek istemesi ile bunu başarması oranı: 0,02 küsur.
Bu oranın başka ülkelerle kıyasını yapıp moralinizi bozmayacağım fakat acil bir sistem değişikliğine ihtiyaç olduğu çok açık.
***
Ekonomi ve bütün diğer konuları bir bütün olarak yorumlayan Sosyal Devlet Milli Devlet eseri, Milli Ekonomi Modeli'nin bir uygulanış rehberidir.
Bu eserde sınavsız üniversitenin nasıl mümkün olduğu ve sistemin nasıl tıkır tıkır işleyeceği de anlatılıyor.
Günümüzde toplumsal olarak yaşadığımız
Ali Haydar Bektaş / diğer yazıları
- Süleymani’nin ardından / 10.01.2020
- Sorunların çözümü / 28.12.2019
- Atatürk ilkeleri ve MEM / 15.10.2019
- Hukukçu enflasyonu / 02.07.2019
- Güzel günler / 20.04.2019
- Çileli günler / 18.04.2019
- Bir salonda Türkiye / 02.03.2019
- Bir müzik dehası / 27.01.2019
- İfade özgürlüğü üzerine / 24.11.2018
- Can sıkıcı bir yazı / 21.10.2018
- Sorunların çözümü / 28.12.2019
- Atatürk ilkeleri ve MEM / 15.10.2019
- Hukukçu enflasyonu / 02.07.2019
- Güzel günler / 20.04.2019
- Çileli günler / 18.04.2019
- Bir salonda Türkiye / 02.03.2019
- Bir müzik dehası / 27.01.2019
- İfade özgürlüğü üzerine / 24.11.2018
- Can sıkıcı bir yazı / 21.10.2018