Eğitim ve öğretim anlayışı üzerine

Yeni bir eğitim ve öğretim dönemine girdik. Değişen bir şey yok. Değişen hiçbir şey yok.

Çocukluğumda gördüğüm aksaklıklar hâlâ aynı. Yıllardan beri yazılanlar, çizilenler aynı sözler...

Eğitim, yap - boz tahtası.

Eğitim sil baştan.

Bu cümleler böyle yazılıp gideceğe benziyor..

Ben çocukluğumda okudum bu tespitleri. Şimdi de benim çocuğum okuyor.

Okullarda yabancı dil dersi var. Herkes okur ama, hiç kimse yabacı dil öğrenemez. Okullarda herkes ders görür lakin, üniversiteyi herkes kazanamaz. Meslek liselerinde herkes kurs görür ama, herkes meslek sahibi olamaz.

Herkes okumak mecburiyetindedir. Ama, herkes bir türlü kabiliyetine göre bir işe, bir mesleğe yönelemez.

Yıllardan beri eğitim şuraları, eğitim toplantıları yapılır ama, çare bulunmaz. Dün akşam akrabalar ile konuşuyorduk; artık gecekondu yapılamayacakmış. Ben dedim ki:

- İki seneden beri bu mahalleye zabıta yahut devlet yetkilisi uğradı mı?

- Yok.

Gece kondu yapılmayacak...

Ne zamana kadar? Bir dahaki seçimin arifesine kadar. Seçimin arefi bir yıl. Seçimin ertesi de bir yıl; etti iki yıl. İki yılda adam gecekondusunu da yapar. Villasını da yapar. Tribleksini de konağını da yapar. Sonra çevreyi sevenler altyapı planlayıcıları, İ.E.T.T otobüsleri devreye girer.

Gecekondunun eğitimle ne ilgisi var, diyeceksiniz. Gecekondu örneğini bütün işlere, bütün hallere uygulayınız; hep aynı... Biz, çocuklarımızı, gençlerimizi milli ve manevi bilgilerle donanımlı, ülke menfaatlerini düşüneceği bir çizgide yetiştiremezsek, bu savurganlığı torunlarımız da dalgın gözlerle seyrederler.

Biz milli iradeyi temsil edecek, koruyacak, kollayacak vatan evlatlarını şu veya bu sebepten israf ediyoruz.

Prof. Dr. Haydar Baş beyin şu tespitini mecliste görüşmeye en yetkili kişiler bir masa etrafında değerlendirmeye açsınlar: "Nasıl bir Türk genci yetiştirmeliyiz? Nasıl bir model ortaya koymalıyız?"

Bu soruyu, yüz kişiye sorsanız yüz farklı cevap alırsınız. Ne korkunç ne üzücü durum!

Avrupa'da bir seçim oluyor.

Bakıyorsunuz yeni liderin ve partisinin adı değişmiş. Ama teknikte, ekonomide, ilimde, edebiyatta, manevi değerlerde, kendi adetlerinde hiçbir değişme yok. Gerileme yok. Sil baştan yok. Kaplumbağa tipli arabaları ceylan gibi oluyor.

Devlet.

Devlet adamlılığı.

Eğitim.

Kalkınma.

Bütün bunlar ciddi işlerdir.

Samimiyet ister.

Kendisiyle barışık olmayan, neye inandığını, niçin inandığını bilmeyen, boşlukta sallanan bir kişilik neyi başarır? Yeni eğitim döneminde: Aileler çocukları ile yakından ilgilensinler.

Çocukların manevi eğitimlerini ihmal etmesinler. Namaz kılmayı, namaz surelerini ezberlemeyi, oruca alıştırmayı, güzel ahlakı, sevgili Peygamberimizi sevmeyi bu yaşlarda öğretsinler. Vatanımızın kutsallığını, devletimizin, bayrağımızın, ordumuzun, insanımızın sevilmesi, korunması, kollanması bilincini bu yaşlarda versinler.

Öğretmenlerle en az 15 günde bir görüşüp bilgi alsınlar. Hele bu dönemde velilere çok iş düşüyor. Yeni eğitim ve öğretim döneminde velilere, öğretmenlere, idarecilere, öğrencilere, yetkililere başarılar dilerim. Siz başarın çocuklar!.