Ehl-i Beyt her şeyimiz ama her şeyimiz, olmazsa olmazımız? İmanımızın tadı ve lezzeti Ehl-i Beyt'tir? Ehl-i Beyt'i sevmek ve onlara aşk beslemek dinimizin ana rüknüdür. Ehl-i Beyt'in faziletleri sayılamayacak kadar çoktur. Onları anlatmaya, methetmeğe, insan gücü yetişmez. Allah'ın tertemiz kıldığı en üstün insanlardır onlar? Ehl-i Beyt'i sevmek, ahirete iman ile göçmeğe, son nefeste selamete kavuşmağa sebeptir.Kültürümüzün, geleneğimizin, yaşantımızın, ahlakımızın değerlerimizin kaynağıdır Ehl-i Beyt?Ayetler ve Hz. Peygamberin (s.a.a.) hadisleri ile sabittir ki, Hz. Peygamber (s.a.a.), Hz. Ali (a.s.), Hz. Fâtıma (a.s.), Hz. Hasan (a.s.) ve Hz. Hüseyin (a.s.) Ehl-i Beyt'tir.Ehl-i Beyt'i sevmek Meveddet ayetinde buyrulduğu gibi; "De ki: Ben bu (peygamberliğimi tebliğime) karşılık sizden yakınlarıma sevgiden başka hiçbir ücret istemiyorum" (Şûrâ, 23) aslında farzdır. İmam Şafi de bu hususu, "Ehl-i Beyt'i sevmek farzdır" diyerek ifade etmektedir."Hiç kimse, ben kendisine kendi canından, Ehl-i Beyt'imi kendi ehlibeytinden; soyum, kendi soyundan ve zatım kendi zatından daha sevimli olmadıkça iman etmiş olmaz."(Mu'cem-ul Evset-Taberanî)"Bilin ki kim, Âl-i Muhammed (Ehl-i Beyt)'in sevgisi üzere ölürse şehit olarak ölmüştür; bilin ki kim, Âl-i Muhammed'in sevgisiyle ölürse, günahları bağışlanmış olarak ölmüştür; bilin ki kim, Âl-i Muhammed'in sevgisi üzere ölürse, tövbe etmiş olarak ölmüştür; bilin ki kim, Âl-i Muhammed'in sevgisi üzere ölürse, imanı kâmil bir mü'min olarak ölmüştür; bilin ki kim, Âl-i Muhammed'in sevgisi üzere ölürse ölüm meleği, sonra da Nekir ve Münker onu cennetle müjdeler; bilin ki kim, Âl-i Muhammed'in sevgisi üzere ölürse, gelinin kocasının evine uğrulandığı gibi o da cennete uğrulanır." (Tefsir-i Keşşaf, s. 4, s. 220)"Resûlullah (s.a.a.) şöyle buyurdu: Namaz kılıp da namazında Benim ve Ehl-i Beyt'imin üzerine salât getirmeyen kimsenin namazı kabul olmaz." (el-Hilaf, c. 1, s. 131)Tüm güzellikleri ve üstün halleri üzerinde toplayan ve Allah tarafından tertemiz kılınan Ehl-i Beyt'in tasarrufu kıyamete kadar bakidir."Benden sonra Ali, Allah'ın emri ile sizin veliniz ve imamınızdır. İmamet makamı ondan sonra da Allah ve Resûlü ile görüşeceğiniz güne kadar onun evlatlarından olan Benim neslimin hakkıdır." (Gadir-i Hum hutbesinden)Hz. Peygamber Veda Haccı dönüşünde irad ettiği Gadir-i Hum hutbesinin 6 yerinde Hz. Ali'nin, Kendisinden sonra tayin edilen imam olduğunu oradaki 124 bin sahabeye bildirmiştir.Ehl-i Beyt'i sevmek, itaat etmek bu denli şart olmasına rağmen kaderin cilvesine bakınız ki, Hz. Peygamber'in naaşı ortada daha defnedilmemişken; Ehl-i Beyt'e başkaldırı Sakife'de başlamaktadır. Ayet ve hadislerle nasbedilen İmamet, Hz. Ali Efendimizin ve kıyamete dek pak neslinin hakkı iken; Sakife'de kurulan düzmece ile bu hak Hz. Ali Efendimizin elinden alınıp batıl bir yol ihdas ediliyor. Ve bunun adı İslam oluyor?O günden bu günlere dek bu batıl üzere hareket eden Müslümanların elbette iki yakası bir araya gelmiyor, gelemiyor, yüzleri gülmüyor ve gerçek İslam, gerçek Müslümanlık yaşanmıyor.Bugün her Müslüman bu gasp edilen hakkı ilan etme ve teslim etme adına gayret sarf etmeli ve dolayısıyla gerçek Ehl-i Beyt Müslümanlığını yaşamak zorundadır. Ehl-i Beyt'i aşk derecesinde sevmeden Onların hali ile hâllenmedikten sonra ne gerçek İslam yaşanılır, ne de son nefeste imanlı bir şekilde göçülür. İmanın sigortası ve ta kendisidir Ehl-i Beyt aşkı?Gadir-i Hum günü vahy olunan "Ey Resûl! Rabb'inden sana indirileni tebliğ et (duyur). Eğer bunu yapmazsan, o takdirde O'nun risaletini (sana gönderdiğini) tebliğ etmemiş (duyurmamış) olursun. Ve Allah seni insanlardan korur." Maide 67. ayetinin muhatabı aynı zamanda biz inananlarız. Bizler de bu gerçeği ilan etmez isek Müslümanlık vazifemizi yapmamış oluruz."Maide 67. ayetin nüzul sebebini bizzat Resûlullah beyan ediyor: Cebrail üç defa bana nazil oldu ve herkese şunu ilan etmemi emretti: Ali Bin Ebi Talib benim kardeşim, vasim, halifem ve benden sonraki İmamdır. O'nun bana nisbet makamı, Harun'un Musa'ya olan makamı gibidir; şu farkla ki benden sonra Peygamber gelmeyecektir. O, Allah ve Resulü'nden sonra sizlerin velisidir, diye ilan etmemi emretti. Allah, bu konuda Kitabından bana bir de ayet nazil buyurdu:'Şüphesiz sizin veliniz, Allah, Resulü, iman edip namaz kılanlar ve rükû halinde zekât veren mü'minlerdir. (Maide 55)'. Namaz kılıp rüku halinde zekat veren ve her halinde Celil olan Allah'a yönelen Ali ibn Ebi Talib'dir. (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali, s. 357)."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Yüceler yücesidir Fatıma anamız / 19.05.2025
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025