Ehl-i Beyt'e itaat farzdır
Kur'an'da da işaret edildiği gibi, ilmin derinliğine inenler Ehl-i Beyt'tir. İmam Ca'fer es-Sâdık şöyle buyurdu: "İlmin derinliğine inenler ve kıskanılan insanlar biziz, bize itaat edilmesini Cenab-ı Hak farz kılmıştır"
09.12.2016 00:00:00
Cenab-ı Allah'ın, Hz. Peygamberi göndermesinin içerdiği sebeplerden biri de Ehl-i Beyt'in velayetidir. Bu mealdeki ayette ne buyuruluyor: "Senden evvel gönderdiğimiz peygamberlerden sor." (Zuhruf /45).
Bu ayetin tefsirinde, Hafız Ebu Nuaym'in tahric ettikleri tatmin edecek mahiyettedir. Ayrıca Salebi, Nişaburi ve Berki'nin, tefsirlerinde tahric ettikleri, Himvini ve diğer Ehl-i Sünnet âlimlerinin yazdıkları yeterlidir. Bilhassa Tabersi'nin bu ayetin tefsirinde Mecmu'l-Beyan'ında, Hz. Ali'den yazdıkları önemlidir. Yine Gayetu'l-Meram'ın 44-45. Babındaki ifadeler yine bu manayı destekler mahiyettedir.
O öyle bir velayetir ki, Cenab-ı Hak, Kalu Bela gününden beri insanlardan, onun üzerine söz (ahid) almıştır; aynen şu ayetin tefsirinde söylendiği gibi: "Hatırla ki, Rabbin Âdemoğullarının bellerinden zürriyetlerini çıkarıp, onları nefislerine karşı şahit tutarak, 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim?' diye buyurduğu zaman onlar da, 'Bela (Evet) Rabbimizsin, şahit olduk' dediler." (A'raf/172)
"Ve Adem, Rabbinden tevessül kelimelerine nail olduktan sonra, Allah onun tevbesini kabul etti." (Bakara/37).
Şafii olan İbn-i Meğazili, İbn-i Abbas'tan şu tahrici yapıyor: "Hz. Peygamber'e (s.a.a) telkin edilen kelimeler nedir?" diye sordukları zaman şöyle buyurdu: "Allah Teâlâ ona Muhammed, Ali, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin'in sevgisini sordu." Müspet tefsir budur.
Yine, "Allah onlara azap verecek değil ya" (Enfal/33) diye buyuran ayet-i kerimede de Ehl-i Beyt kastedilmektedir. İbn-i Hacer'in Savaik'inin 11. babında ayet bu yönde tefsir edilmiştir.
Ayrıca kıskanılan insanlar da Ehl-i Beyt'tir. Bu manadaki ayet de şöyledir: "Yoksa Allah'ın fazlına şayan olmuş insanları mı kıskanıyorlar?" (Nisa/54).
İbn-i Hacer, bu ayetin de onlar hakkında indiğini itiraf etmiş ve altıncı ayet olarak Bab 11'de irad etmiştir. Keza İbn-i Meğazili, İmam Bâkır'ın (a.s), "Kıskanılan insanlar biziz" dediğini tahric etmiştir. Yine Gayetu'l-Meram'ın 60-61. bablarında bu hususta 30 tane sahih ve sarih hadis vardır.
İlmin derinliğine inenler de onlardır. İşte ayet: "O Kur'an'ın tevilini ancak Allah bilir. İlimde kökleşmiş kimseler ise, 'Biz ona inandık, iman ettik' derler." (Al-i İmran/7).
Sikatü'l-İslam Muhammed b. Yakub, sahih bir senetle tahric ettiği bir haberde İmam Sâdık'ın (a.s), "İlmin derinliğine inenler ve kıskanılan insanlar biziz, bize itaat edilmesini Cenab-ı Hak farz kılmıştır" buyurduğunu yazıyor.
Bu ayetin tefsirinde, Hafız Ebu Nuaym'in tahric ettikleri tatmin edecek mahiyettedir. Ayrıca Salebi, Nişaburi ve Berki'nin, tefsirlerinde tahric ettikleri, Himvini ve diğer Ehl-i Sünnet âlimlerinin yazdıkları yeterlidir. Bilhassa Tabersi'nin bu ayetin tefsirinde Mecmu'l-Beyan'ında, Hz. Ali'den yazdıkları önemlidir. Yine Gayetu'l-Meram'ın 44-45. Babındaki ifadeler yine bu manayı destekler mahiyettedir.
O öyle bir velayetir ki, Cenab-ı Hak, Kalu Bela gününden beri insanlardan, onun üzerine söz (ahid) almıştır; aynen şu ayetin tefsirinde söylendiği gibi: "Hatırla ki, Rabbin Âdemoğullarının bellerinden zürriyetlerini çıkarıp, onları nefislerine karşı şahit tutarak, 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim?' diye buyurduğu zaman onlar da, 'Bela (Evet) Rabbimizsin, şahit olduk' dediler." (A'raf/172)
"Ve Adem, Rabbinden tevessül kelimelerine nail olduktan sonra, Allah onun tevbesini kabul etti." (Bakara/37).
Şafii olan İbn-i Meğazili, İbn-i Abbas'tan şu tahrici yapıyor: "Hz. Peygamber'e (s.a.a) telkin edilen kelimeler nedir?" diye sordukları zaman şöyle buyurdu: "Allah Teâlâ ona Muhammed, Ali, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin'in sevgisini sordu." Müspet tefsir budur.
Yine, "Allah onlara azap verecek değil ya" (Enfal/33) diye buyuran ayet-i kerimede de Ehl-i Beyt kastedilmektedir. İbn-i Hacer'in Savaik'inin 11. babında ayet bu yönde tefsir edilmiştir.
Ayrıca kıskanılan insanlar da Ehl-i Beyt'tir. Bu manadaki ayet de şöyledir: "Yoksa Allah'ın fazlına şayan olmuş insanları mı kıskanıyorlar?" (Nisa/54).
İbn-i Hacer, bu ayetin de onlar hakkında indiğini itiraf etmiş ve altıncı ayet olarak Bab 11'de irad etmiştir. Keza İbn-i Meğazili, İmam Bâkır'ın (a.s), "Kıskanılan insanlar biziz" dediğini tahric etmiştir. Yine Gayetu'l-Meram'ın 60-61. bablarında bu hususta 30 tane sahih ve sarih hadis vardır.
İlmin derinliğine inenler de onlardır. İşte ayet: "O Kur'an'ın tevilini ancak Allah bilir. İlimde kökleşmiş kimseler ise, 'Biz ona inandık, iman ettik' derler." (Al-i İmran/7).
Sikatü'l-İslam Muhammed b. Yakub, sahih bir senetle tahric ettiği bir haberde İmam Sâdık'ın (a.s), "İlmin derinliğine inenler ve kıskanılan insanlar biziz, bize itaat edilmesini Cenab-ı Hak farz kılmıştır" buyurduğunu yazıyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.