Otomotivde İhracat Kandırmacası
Türkiye, 2004 yılında otomotiv ihracatının yüzde 72'sini Avrupa Birliği üyesi 24 ülkeye gerçekleştirdi. Bu ülkelere yapılan ihracat, toplam 10 milyar 705 milyon 806 bin dolarlık otomotiv ihracatının 7 milyar 708 milyon 973 bin dolarlık kısmına tekabül etmektedir.
Tabii, buna ihracat denirse. Parçalar ithal olarak ülkemize geliyor. Türkiye'de ise sadece montaj yapılıyor ve tekrar geri gönderiliyor. Bu rakam da ihracat olarak görünüyor.
Hükümet yetkilileri ihracat arttı havasına girerken ve basın da bunu bu şekilde lanse ederken, ithalatın daha fazla arttığını gizliyorlar.
Dış ticaret açığı 35 milyar dolar seviyesinde. Cari işlemler açığı ise 15 milyar dolara ulaştı. Geçen yıl rakamlarına göre 2 misli fazla açık söz konusu.
Bir takım rakam oyunlarıyla gerçeği asla gizleyemezsiniz.
* * *
Vergi İndiriminde Vatandaş Es Geçildi
AKP hükümeti vergide indirim yaparak kamuoyundaki kaybettikleri imajlarını bir nebze de olsa kazanmaya çalıştılar ama tam fiyasko oldu.
Kurumlar vergisindeki indirim zaten 1999'dan beri uygulanıyordu.
Gelir vergisindeki indirim ise yıllık 150 milyarın üzerinde geliri olanları kapsıyor.
KDV indirimi ise satıcıya yaradı, vatandaşa herhangi bir faydası olmadı. Zaten alım gücü kuşa dönmüş olan vatandaş, umutla beklerken, bütün umutları suya düştü.
Seçim dönemi bu çoğunluğun oyunu alarak iktidara gelenler, seçim sonrası görmezden gelmeye devam etmekte.
Devletten yüzde 6 oranında ÖTV indirimi koparan akaryakıt şirketleri ise aldıkları bu indirimin sadece yüzde 1.6'lık kısmını yansıttı. Böylece akaryakıt indirimini umutla bekleyen vatandaş da şoka girmiş oldu.
Şimdiden belirtelim ki, 3 yıl daha IMF ile stand-by imzalayan AKP hükümetinin mağdur durumda olan vatandaşımıza çare olması hiç ama hiç mümkün değil.
Neden derseniz, çünkü memleketin bu noktaya gelmesinin asıl sebebi IMF'dir. IMF'ye tabi olan hükümetlerin dün yaptıkları bugün yapacaklarının teminatıdır.
Aklınız varsa IMF politikaları dışında metot ve yöntemleri olan, hatta milli politikalar ve projelere sahip olan siyasi oluşumları destekleyin. Aksi halde başınıza geleceklere razı olun.
Çünkü cebinize giren el daha fazlasını götürecektir.
* * *
Yerli Yatırımcıyı Muhafaza Etmek
Hükümetin sürekli dile getirdiği "ülkemize yabancı sermayeyi çekebilmek için güven ortamı oluşturma anlayışı" da yanlıştır.
Öncelikle şunu ifade etmek lazım, yabancı sermaye, yatırım diyorsun ama maliyet enflasyonu var. Enerji, istihdam, vergi vs. bütün giderler zirvede.
Senin yerli üreticin her gün fabrika kapatıyor, ya da Romanya'da, Bulgaristan'da, Ukrayna ve Rusya'da kendine yer arıyor. Hatta Çin'e bile kaçanlar var.
Yabancı yatırımcı hayalleriyle proje üreteceğine, önce kendi yatırımcını korumaya ve önünü açmaya çalış. Maliyetleri aşağıya çek. Pazar imkanlarını genişlet ve hepsinden önemlisi tüketici toplumunun elini kuvvetlendir.
Bugün dünyanın en büyük problemi üretim değil, bilakis tüketim ve pazardır. Türkiye'nin problemlerine çözüm bulacak olan siyasi hareket bu sorunu çözmüş olan harekettir.
Görünen o ki Prof. Dr. Haydar Baş Beyin para politikaları ve de sosyal devlet projesi ile tüketimi canlandırma projeleri ülkemiz için en uygun ekonomik çözümdür. İncelemenizi tavsiye ederim.
Türkiye, 2004 yılında otomotiv ihracatının yüzde 72'sini Avrupa Birliği üyesi 24 ülkeye gerçekleştirdi. Bu ülkelere yapılan ihracat, toplam 10 milyar 705 milyon 806 bin dolarlık otomotiv ihracatının 7 milyar 708 milyon 973 bin dolarlık kısmına tekabül etmektedir.
Tabii, buna ihracat denirse. Parçalar ithal olarak ülkemize geliyor. Türkiye'de ise sadece montaj yapılıyor ve tekrar geri gönderiliyor. Bu rakam da ihracat olarak görünüyor.
Hükümet yetkilileri ihracat arttı havasına girerken ve basın da bunu bu şekilde lanse ederken, ithalatın daha fazla arttığını gizliyorlar.
Dış ticaret açığı 35 milyar dolar seviyesinde. Cari işlemler açığı ise 15 milyar dolara ulaştı. Geçen yıl rakamlarına göre 2 misli fazla açık söz konusu.
Bir takım rakam oyunlarıyla gerçeği asla gizleyemezsiniz.
* * *
Vergi İndiriminde Vatandaş Es Geçildi
AKP hükümeti vergide indirim yaparak kamuoyundaki kaybettikleri imajlarını bir nebze de olsa kazanmaya çalıştılar ama tam fiyasko oldu.
Kurumlar vergisindeki indirim zaten 1999'dan beri uygulanıyordu.
Gelir vergisindeki indirim ise yıllık 150 milyarın üzerinde geliri olanları kapsıyor.
KDV indirimi ise satıcıya yaradı, vatandaşa herhangi bir faydası olmadı. Zaten alım gücü kuşa dönmüş olan vatandaş, umutla beklerken, bütün umutları suya düştü.
Seçim dönemi bu çoğunluğun oyunu alarak iktidara gelenler, seçim sonrası görmezden gelmeye devam etmekte.
Devletten yüzde 6 oranında ÖTV indirimi koparan akaryakıt şirketleri ise aldıkları bu indirimin sadece yüzde 1.6'lık kısmını yansıttı. Böylece akaryakıt indirimini umutla bekleyen vatandaş da şoka girmiş oldu.
Şimdiden belirtelim ki, 3 yıl daha IMF ile stand-by imzalayan AKP hükümetinin mağdur durumda olan vatandaşımıza çare olması hiç ama hiç mümkün değil.
Neden derseniz, çünkü memleketin bu noktaya gelmesinin asıl sebebi IMF'dir. IMF'ye tabi olan hükümetlerin dün yaptıkları bugün yapacaklarının teminatıdır.
Aklınız varsa IMF politikaları dışında metot ve yöntemleri olan, hatta milli politikalar ve projelere sahip olan siyasi oluşumları destekleyin. Aksi halde başınıza geleceklere razı olun.
Çünkü cebinize giren el daha fazlasını götürecektir.
* * *
Yerli Yatırımcıyı Muhafaza Etmek
Hükümetin sürekli dile getirdiği "ülkemize yabancı sermayeyi çekebilmek için güven ortamı oluşturma anlayışı" da yanlıştır.
Öncelikle şunu ifade etmek lazım, yabancı sermaye, yatırım diyorsun ama maliyet enflasyonu var. Enerji, istihdam, vergi vs. bütün giderler zirvede.
Senin yerli üreticin her gün fabrika kapatıyor, ya da Romanya'da, Bulgaristan'da, Ukrayna ve Rusya'da kendine yer arıyor. Hatta Çin'e bile kaçanlar var.
Yabancı yatırımcı hayalleriyle proje üreteceğine, önce kendi yatırımcını korumaya ve önünü açmaya çalış. Maliyetleri aşağıya çek. Pazar imkanlarını genişlet ve hepsinden önemlisi tüketici toplumunun elini kuvvetlendir.
Bugün dünyanın en büyük problemi üretim değil, bilakis tüketim ve pazardır. Türkiye'nin problemlerine çözüm bulacak olan siyasi hareket bu sorunu çözmüş olan harekettir.
Görünen o ki Prof. Dr. Haydar Baş Beyin para politikaları ve de sosyal devlet projesi ile tüketimi canlandırma projeleri ülkemiz için en uygun ekonomik çözümdür. İncelemenizi tavsiye ederim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025