Sayın iktidarın yine yeni bir masalı ile milletimiz mest olmuş durumda.
Evet, bu sefer çıtayı çok ama çok yükselttik, AYA GİDİYORUZ!!
Öyle 2053'te veya 2071'de filan da değil, hepi topu 2 yıl sonra yani 2023'te aydayız Allah'ın izniyle!
Sayın Cumhurbaşkanımız müjdeyi verirken öyle boş beleş de konuşmadı, hem aya inişin nasıl olacağını (Sert iniş yapacağız diyerek) izah etti hem de aya göndereceğimiz zatı muhteremi de belirleme çalışmasını başlattı. Yetmedi aya göndereceğimiz zatı muhtereme ne isim vereceğimiz konusunda da yarışma başlattı. Hemen Göktürk ve Cacabey isimleri teklif edildi ve sosyal medya binlerce isimle çalkalanmaya başladı. Olay bu kadar ciddi yani!
E tabi karındaş medyamız da durur mu ertesi gün, olaya level üstüne level atlatarak, uzay madenciliği üzerine açık oturumlar yapmaya başladı. Yani bir günde Ay'ı yol yaptıktan sonra ikinci günü Ay'dan veya diğer gezegenlerden getireceğimiz madenlerin hesabını yapmaya başladık.
Tabi kimse sormuyor, "Güzel kardeşim hemen burnumuzun dibindeki denizlerimizde son 18 yılda 8.kez bulduğumuz doğalgazı çıkarıp memlekete getirememişken aydan bu madenleri nasıl getireceksiniz?!"
Kim istemez ki ülkemizin bırakın Ay'ı tüm gezegenlere uzay araçları ve şartları uygun olanlara da uzay insanı göndermesini oralardan madenler getirip işlemesini?
Ancak bunlar başı sıkışan ve koltuğu sallanan iktidarın gündem değiştirme ve milleti uyutma hamlesinden başka bir şey değil.
Bunun en bariz örneği en az 10 yıldır havalarda uçarken fotoğrafını gördüğümüz yerli uçaklarımızı bir türlü pistlerde görememiş olmamız.
Ay olayının gerçeği ne peki? Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği olay 3 yıl içerisinde Ay'a insansız bir uzay aracı göndermekten başka bir şey değil. İnsanlı uzay aracı göndermek ise önümüzdeki 10 yıllık planlamada dahi yok. (Bırakın bizi ABD dahil dünyanın hiçbir ülkesinin planlamasında yok) Olması da mümkün değil! Zira yirmi bine yakın çalışanı ve her türlü altyapısı hazır olmasına rağmen NASA'ya dahi bunun maliyeti 300 milyar doların üzerinde. NASA benzeri bir Uzay Ajansı kurmamızın maliyeti ise trilyon dolarları bulacak kadar uçuk rakamlara dayanıyor.
Uzay Ajansımızın mevcut bütçesi ise sadece 5,5 milyon dolar. Ay'a insansız uzay aracı göndermenin maliyeti dahi 5 milyar doları geçiyor.
Mevcut ekonomik imkânlarımızla İstanbul Havalimanını, 3.köprüyü, körfez geçiş köprüsünü hatta Ankara-Niğde-Nevşehir Otoyolunu dahi yapamadığımızdan dolayı Yap-İşlet-Devret Modeli ile özel şirketlere yaptırmak zorunda kalırken hava atmak dışında hiçbir faydası bulunmayan Ay'a insansız uzay aracı göndermek için beş milyar doların üzerinde nasıl harcama yapılacağını düşünen yok tabi.
Bunları geçin, henüz dünya yörüngesine gönderdiğimiz haberleşme uydularını dahi başka ülkelere imal ettirip yörüngeye attırıyoruz.
Tüm bunları Sayın Cumhurbaşkanımız da çok iyi biliyor ve tabii ki 5 milyar doları gözden çıkartıp Japonya'ya, Çin'e veya Rusya'ya bu parayı verip Ay'a insansız bir uzay aracı gönderebilir ve bunu da 2023 seçiminde oya tahvil edebilir.
Zira bu milletin azımsanmayacak bir çoğunluğu Sayın Cumhurbaşkanımızın ve iktidar kanadının dediği her şeye sorgusuz sualsiz inanıyor ve teslim oluyor.
Ancak bunların hiçbiri işsizliği ve yoksulluğu ortadan kaldırmayacak! Her geçen gün katlanarak artan dertlerimiz son bulmayacak.
Borçsuz harçsız, karnımız tok, işsizlik korkusu olmadan ve geleceğimizden endişe etmeden yaşama imkânımız olmadığı için, korku içinde yaşamaya mahkûm olmuşken en azından birkaç hafta aya gitme hayalleri kurup mutlu olalım bari!
- Cem Yılmaz ve Cilalı Güldürü Devri / 29.08.2022
- Bırakın beni milleti uyandırın / 24.08.2022
- Aramıza katılmanızı bekliyoruz / 16.08.2022
- Suriye’nin kuzeyi mi, Büyük İsrail’in kilidi mi? / 01.08.2022
- 15 Temmuz ve alınmayan dersler / 19.07.2022
- Adalet yoksa zulüm vardır / 21.06.2022
- Polemikten beslenen siyaset / 09.05.2022
- Haydar Baş ve Aşk / 14.04.2022
- AK-YÜZBİM / 12.04.2022