Çoğunluğunu KOBİ'lerin oluşturduğu ikinci 500 içindeki özel kuruluşların üretimden satışları 2006 yılında sabit fiyatlarla yüzde 11.6, toplam satışları yüzde 12 oranında artarken, bu kuruluşların GSMH içindeki payı yüzde 1.1 oldu İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye'nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2006 yılı araştırma sonuçlarını açıkladı. 2006 yılında ikinci 500 büyük sanayi kuruluşu içinde ilk sırayı Akzo Nobel alırken, ikinci sırada Basf Yapı Kimyasalları A.Ş. üçüncü sırada da Coşkunöz Radyatör ve Isı Sanayi A.Ş. yer aldı. Çoğunluğunu KOBİ'lerin oluşturduğu ikinci 500 içindeki özel kuruluşların üretimden satışları 2006 yılında sabit fiyatlarla yüzde 11.6, toplam satışları yüzde 12 oranında arttı, bu kuruluşların GSMH içindeki payı yüzde 1.1 oldu. İSO araştırmasında, 2005 yılına kıyasla 2006 yılında toplam satışlar,dönem kar-zarar toplamı ve net-brüt katma değer gibi göstergelerde göreceli bir iyileşme olmasına karşın, araştırmanın ilk başladığı yıl olan 1997 yılına kıyasla daha olumsuz bir durumda olduğu belirtildi. İkinci 500 içinde yabancı sermayeli kuruluşların payı üretimden satışlarda yüzde 1.5, brüt katma değer içinde de yüzde 20.1 olurken, bu kuruluşların toplam sayısı sayısı da 71'e çıktı. Vergi yükü artıyorAraştırma sonuçlarına göre birinci 500'de gözlenen dış borçlanma eğilimindeki artış ikinci 500'de de gerçekleşti. 2005 yılında yüzde 50.2 olan borç/özkaynak dengesi 2006 yılında yüzde 53.9'a yükseldi. Raporda " İlk 500'de olduğu gibi ikinci 500'de de vergi öncesi dönem karındaki artışa rağmen borç payının daha büyük boyutta artış göstermesi nedeniyle varlık finansmandaki özkaynak payı küçülmüştür" denildi. Araştırma sonuçlarına göre ikinci 500'de brüt katma değer içindeki net dolaylı vergi yükü 1997'de yüzde 6.8 iken 2006'da yüzde 10.5'e yükseldi. Net dolaylı vergilerin artışının işletmelerin kaynak yaratma kapasitesi önündeki en büyük engel olduğu belirtilen raporda " Devletin yaratılan katma değerden giderek daha fazla pay alması sermaye ve işgücü gibi üretim faktörlerinin üretimden aldıkları payın azalmasına ve dolayısıyla daha az yatırım ve tüketimde bulunmalarına neden olmaktadır" görüşü ifade edildi. Faaliyet dışı gelir azaldıRaporda en dikkati çeken nokta ikinci 500'de de birinci 500 büyükte olduğu gibi faaliyet dışı gelirlerin kar ve zarar toplamı içindeki payının önemli düşüş göstermesi oldu. Esas alınan 1997-2006 arası dönem kıyaslandığında faaliyet dışı gelirlerin kar-zarar toplamı içindeki payı 1997'de yüzde 71.2 iken, 2001 krizinde yüzde 491'e yükseldi 2006'da son 10 yılın en düşük oranı olan 46.8'e geriledi. Birinci 500'de ise bu oran 2006'da yüzde 26.3 olarak gerçekleşti.