'Muş Almanağı' isimli kitabı yayınlanan araştırmacı yazar Güven Aykan, "Osmanlı Arşivleri dünyanın en güvenilir arşivleridir.Osmanlı arşivlerine dayanmadan tarihle ilgili söylenmiş olan bütün söylemler yanlıştır" diye konuştu
Güven Aykan, Muş'un tarihini yazdı. Bu konuda şu ana kadar akademik bir çalışma yapılmadığını belirten Güven Aykan, şimdiye kadar bilinenlerin yüzeysel olduğunu belirtti. Muş'un isminin kaynağı olarak bilinen 1914 Bitlis Salnamesi'nin mevcut olmadığını kaydeden Aykan, "Şimdiye kadar Muş tarihiyle ilgili yapılmış olan tüm çalışmalar yüzeysel ve direkt olarak internetten indirme bilgiler olduğu için resmi ve akademik bir özellik taşımamaktadır. Muş Almanağı ile ilgili yapmış olduğumuz çalışma, Başbakanlık Osmanlı Arşivi belgelerine dayalıdır. Bilindiği gibi üniversitelerin asli görevleri araştırma merkezleridir. Üniversiteler illerin tarih, ekonomik, turizm ve kültürel geçmişlerini araştırmak zorundadır. Ama bu yapılmadığı için biz de ciddi olarak bu işin üzerine eğildik ve böyle bir çalışmayı tamamladık.
Varto'da 2 altın madeni mevcut
Osmanlı Arşivi'nden elde ettiği bilgilerde Varto'da 2 altın madeni olduğu bilgisine ulaştığını vurgulayan Aykan; "Bizim bu arşiv kayıtlarında ilin kültürel, ekonomik, turizm ve tarihsel tüm kayıtları tespit edilmiştir. Muş tarihinde yapılmış olan bir ilktir. Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nden temin ettiğimiz belgelerin üzerinde 15 aylık bir çalışma yaparak günümüz Türkçesinde çevirdik. Muş'un yetiştirilmiş olan ürünleri, tarım ve hayvancılık, ekonomi ve madenlerle ilgili bilgileri mevcuttur. Belgelerde madenlerle ilgili çok önemli bilgilere ulaştık. İki yerde altın madeni olduğunu tespit ettik. Bunların haricinde krom madeni ve inşaat yapımında kullanılan taşları tespit ettik. Varto'nun Çaytaşı köyünde iki altın madeni var. Bununla ilgili inşallah resmi kuruluşlarımız vasıtasıyla gerekli çalışmalar yapılabilir. Ayrıca fındık, şeftali, pirinç tarımı yapıldığını tespit ettik. Biz bu değerlerin hepsini kaybetmişiz. Belgelerden anlaşıldığına göre Muş'ta şalgam üretimi Türkiye'nin en iyisiymiş. Oysa şu anda şalgamcılık tarımı Adana'da yapılıyor. Buradaki tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftlilere ve yetkililere bu konuda şunu söylüyoruz: Eski tarımsal ve ticari faaliyetleri tekrar canlandırsınlar" diye konuştu.
Arşive dayanmayan tarihi bilgi olmaz
Üç beş kitap okuyanların tarihle ilgili ahkam kestiğini dile getiren Aykan, "Tarih kitaplarındaki birtakım bilgileri okuyarak tarih öğrenmek mümkün değildir. Bazı aydınların zannettiği gibi üç beş tane tarihi kitabı karıştırıp tarih hakkında hüküm vermek de yanlıştır. Tarih hakkında konuşan her entelektüelin, daha önce konuştuğu spesifik tarih bahsinin uzmanı olmamış ise kendisinin hiç bilmediği, hiç tecrübe etmediği ve hiçbir şekilde fikir sahibi olmadığı bir konuda fikir beyan etmesi yanlıştır. Sayısız entelektüelin hiçbir ihtisas bilgisine sahip olmadığı tarihi bahisler hakkında koyu bir cehaletle ahkam kesmesi ,modernizenin en zararlı hastalıklarından biridir. Üç beş kitap karıştıran herkes, tarihi olayları görüp yaşamış gibi tamamen şüpheden vareste ilmi hakikatlerden bahsediyor sanırsınız. O sahanın uzmanı olmuş olan tarihçi profesörlerin bile erişemeyeceği birtakım kati ve şüphe edilemez bilgilere bu arkadaşlar nasıl ulaşıyor? Birileri çıkıp tarihi çalışma yaptığını söylüyor. Başbakanlık Osmanlı Arşivleri dünyanın en güvenilir arşivleridir. Osmanlı arşivlerine dayanmadan tarihle ilgili söylenmiş olan bütün söylemler yanlıştır. Bu kayıtlara göre hareket etmek gerekir. Maalesef bazı kesimlerin bunları dile getirmediğini ve üzücü olarak yüzeysel çalışmalar yapıldığını söylemek mümkün" şeklinde konuştu.
Güven Aykan, Muş'un tarihini yazdı. Bu konuda şu ana kadar akademik bir çalışma yapılmadığını belirten Güven Aykan, şimdiye kadar bilinenlerin yüzeysel olduğunu belirtti. Muş'un isminin kaynağı olarak bilinen 1914 Bitlis Salnamesi'nin mevcut olmadığını kaydeden Aykan, "Şimdiye kadar Muş tarihiyle ilgili yapılmış olan tüm çalışmalar yüzeysel ve direkt olarak internetten indirme bilgiler olduğu için resmi ve akademik bir özellik taşımamaktadır. Muş Almanağı ile ilgili yapmış olduğumuz çalışma, Başbakanlık Osmanlı Arşivi belgelerine dayalıdır. Bilindiği gibi üniversitelerin asli görevleri araştırma merkezleridir. Üniversiteler illerin tarih, ekonomik, turizm ve kültürel geçmişlerini araştırmak zorundadır. Ama bu yapılmadığı için biz de ciddi olarak bu işin üzerine eğildik ve böyle bir çalışmayı tamamladık.
Varto'da 2 altın madeni mevcut
Osmanlı Arşivi'nden elde ettiği bilgilerde Varto'da 2 altın madeni olduğu bilgisine ulaştığını vurgulayan Aykan; "Bizim bu arşiv kayıtlarında ilin kültürel, ekonomik, turizm ve tarihsel tüm kayıtları tespit edilmiştir. Muş tarihinde yapılmış olan bir ilktir. Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nden temin ettiğimiz belgelerin üzerinde 15 aylık bir çalışma yaparak günümüz Türkçesinde çevirdik. Muş'un yetiştirilmiş olan ürünleri, tarım ve hayvancılık, ekonomi ve madenlerle ilgili bilgileri mevcuttur. Belgelerde madenlerle ilgili çok önemli bilgilere ulaştık. İki yerde altın madeni olduğunu tespit ettik. Bunların haricinde krom madeni ve inşaat yapımında kullanılan taşları tespit ettik. Varto'nun Çaytaşı köyünde iki altın madeni var. Bununla ilgili inşallah resmi kuruluşlarımız vasıtasıyla gerekli çalışmalar yapılabilir. Ayrıca fındık, şeftali, pirinç tarımı yapıldığını tespit ettik. Biz bu değerlerin hepsini kaybetmişiz. Belgelerden anlaşıldığına göre Muş'ta şalgam üretimi Türkiye'nin en iyisiymiş. Oysa şu anda şalgamcılık tarımı Adana'da yapılıyor. Buradaki tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftlilere ve yetkililere bu konuda şunu söylüyoruz: Eski tarımsal ve ticari faaliyetleri tekrar canlandırsınlar" diye konuştu.
Arşive dayanmayan tarihi bilgi olmaz
Üç beş kitap okuyanların tarihle ilgili ahkam kestiğini dile getiren Aykan, "Tarih kitaplarındaki birtakım bilgileri okuyarak tarih öğrenmek mümkün değildir. Bazı aydınların zannettiği gibi üç beş tane tarihi kitabı karıştırıp tarih hakkında hüküm vermek de yanlıştır. Tarih hakkında konuşan her entelektüelin, daha önce konuştuğu spesifik tarih bahsinin uzmanı olmamış ise kendisinin hiç bilmediği, hiç tecrübe etmediği ve hiçbir şekilde fikir sahibi olmadığı bir konuda fikir beyan etmesi yanlıştır. Sayısız entelektüelin hiçbir ihtisas bilgisine sahip olmadığı tarihi bahisler hakkında koyu bir cehaletle ahkam kesmesi ,modernizenin en zararlı hastalıklarından biridir. Üç beş kitap karıştıran herkes, tarihi olayları görüp yaşamış gibi tamamen şüpheden vareste ilmi hakikatlerden bahsediyor sanırsınız. O sahanın uzmanı olmuş olan tarihçi profesörlerin bile erişemeyeceği birtakım kati ve şüphe edilemez bilgilere bu arkadaşlar nasıl ulaşıyor? Birileri çıkıp tarihi çalışma yaptığını söylüyor. Başbakanlık Osmanlı Arşivleri dünyanın en güvenilir arşivleridir. Osmanlı arşivlerine dayanmadan tarihle ilgili söylenmiş olan bütün söylemler yanlıştır. Bu kayıtlara göre hareket etmek gerekir. Maalesef bazı kesimlerin bunları dile getirmediğini ve üzücü olarak yüzeysel çalışmalar yapıldığını söylemek mümkün" şeklinde konuştu.