AKP hükümetine dönük toplumsal muhalefet ve protesto gösterileri tüm demokratik hızıyla artarak devam ediyor.Gelişmeleri iktidar, muhalefet ve millet olarak “olduğu gibi” okumak; bu toplumsal patlamanın sebep, gidişat ve sonuçlarını öngörmek durumundayız. gerekiyor. Halk muhalefet boşluğunu dolduruyorElimizi vicdanımıza koyarak genel tabloyu okuyalım: Politikalarını Amerika, AB, İsrail, Vatikan ve küresel tefecilere endeksleyen AKP hükümeti, nicelik ve nitelik olarak çok vahim icraatları yaptı. Yasama, yürütme ve yargı bağlamında da demokratik krallık sergiledi, sergiliyor. Buna karşılık CHP ve MHP gerçekten muhalefet yapmadılar, yapmıyorlar. Bilakis AKP’ye koltuk değneği oldular, payanda oldular. Hatta CHP ve MHP, AKP’nin toplum nezdinde tam bittiği yerlerde ve özellikle seçim öncelerinde öyle karşı çıkışlar yaptılar ki, AKP’yi ihya ettiler.Hafızanızı yoklayın; Başbakan R. T. Erdoğan ve kurmayları, son zamanlarda çok sıkça “böyle kronik muhalefet olduktan sonra AKP daha çok iktidar olur” demeye başladı.Toplum bugün işte bu “gerçek muhalefet boşluğu”nu kendisi dolduruyor.Ağaç bahane; asıl sebep AKP icraatlarıHiç yandaşı Erdoğan ve AKP’yi, olaylar, Taksim’deki ağaç kesimi ve Topçu kışlası ile ilgilidir, diye kandırmasın.Toplumun zembereğinin boşalmasının sebebi, iki tane ağaç filan değildir.Taksim sadece patlama noktasıdır. Bardağı taşıran damladır.Sebep, üç dönemden beri tek başına iktidar olan AKP’nin 10 yıllık vahim icraatlarıdır.Toplumsal patlamanın gerçek esbabı,Türk milleti ve devletini madden ve manen bitiren, birlik ve emeğini yok eden, tüm varlığını ecnebilere peşkeş çeken,koca devlet ve milleti bir terörist başının peşine takan,kardeş ve komşularımızla kirli ve gizli bir savaşa iten,kendinden ve kendi yandaşlarından başka hiç kimseyi adam yerine koymayan AKP hükümetinin icraatları ve yönetim anlayışıdır.Dost, ana-baba gibidir; acı söylerBu asıl sebepler dışında tırışkadan bahaneleri Erdoğan ve hükümete “gerçek sebep” diye yutturanlar, kendisinin en yakınında ve hatta kendi beslemeleri olsalar bile, Erdoğan ve AKP hakkında gerçekten hayır rüya görmeyenelerdir.Türkiye’yi Irak, Libya, Mısır, Tunus ve Suriye’ye çevirmek isteyenlerdir.Dost acı söyler; ama doğruyu söyler, doğruyu gösterir.BTP Genel Başkanı Prof. Dr.
Haydar Baş bey, bu bağlamda AKP hükümeti ve Erdoğan’a sadece çözüm yolları ve projeler sunmamış; zamanında ve hatta vaktinden önce dosdoğru ve gerekli ikazlar yaparak da Türkiye’nin bu badirelere sürüklenmemesi için elinden geleni yapmıştır.Büyük tepki Amerikancı siyasetin cümlesineCHP ve MHP ise AKP ile aynı Amerikancı kuyuya taş atmış; devlet ve millete aynı mezarı beraberce kazmışlardır.Amerika ve küresel güçlerin BOP oyununu, Türkiye sahnesinde Erdoğan ile beraberce oynamışlar… İktidar sahibi Erdoğan eş başkan olarak Karagöz oldu ise, muhalefet de Hacivat, Zenne, Çelebilik yapmıştır.Türk milleti işte bugün “sizin kazdığınız bu mezara ben girmem” demektedir.Bu tepki Amerikancı siyasetin tamamına toptan rest çekmektir.Halkın talebi makul, doğal ve demokratiktir. Halkın canı gırtlağına dayanmıştır. Halk, demokratik bir sel olmuştur.Bu selde toplumun her kesimi vardır; ciddiye alınmalıdır. Öyle bir demokratik selin önüne set olmaya çalışanların akıbeti çevre ülkelerde bellidir. Görünen köy de kılavuz istemez.Erdoğan, yapması gerekeni biliyorBugün Erdoğan’ın gerçek dostlar, yani akıbetinin hayrolmasını isteyenler, kendisine yine “kendi çağrısı”nı hatırlatıyorlar. Erdoğan, Arap baharı rüzgarına tutulmuş ve BOP kasırgası yaşamaya başlayan bölge ülkelerindeki liderlere, “halkın sesine kulak verin, koltuğu sahibine teslim edin, kendinizi de halkınızı da kurtarın” diyordu. Yani, Erdoğan, yapması gerekeni biliyor.Bugün Erdoğan’a yapılacak dost çağrısı bundan başkası değildir. Erdoğan, bu demokrasi yolunu açmalıdır.Toplumun ve kendinin selameti için Erdoğan, “istifa” şıkkını düşünmelidir.Erdoğan, ektiğini biçiyorAncak Türkiye tablosu, komşu ülkelerinkinden çok farklıdır.Komşu ülkeleri kavuran kasırga, Amerika’nın BOP ve Arap Baharı rüzgarlarıydı. Bu Amerikan parmağı ilk birkaç ülkede fark edilemeden, Erdoğan hükümetinin de hatırı sayılır katkılarıyla yönetimler, Amerikancı hale dönüştürüldü. Ancak Suriye’de maskeleri düştü. Suriye’de halk, içini karıştıran işgalci Amerika-İsrail elini keşfetti, ülkesine ve Esad yönetimine canı pahasına sahip çıktı, sahip çıkıyor.Türkiye’nin BOP eksenli dönüşümü AKP’nin işbaşına getirilmesiyle halledilmişti. Bugün ise Taksim’de patlayarak Türkiye’yi sallayan oluş, BOP eş başkanı Erdoğan’ın Amerika ve ecnebilere endeksli icraatlarına karşıdır. Erdoğan’ın biçtiği fırtına, kendi ektiği BOP rüzgarıdır.Amerika’ya teslim bir siyasetle millet ve devleti bitiren icraatlara imza atmış Erdoğan’a kendi akrabası bile sahip çıkmaz; ettiğini buluyor, derler bakıp geçerler.Bu sebeple Erdoğan, toplumun demokratik tepkisine karşı “tencere-tava aynı hava” türünden makara yaparak, burnunun doğrultusunda gidemez.Gün, aynı gün ve dün değil; tencere aynı tencere, tava ve hava aynı tava ve hava değildir.Burunlarının doğrultusunda gidenlerin kendilerinin ve toplumlarının kanlı ve karışık akıbetleri ortadadır.Türk milletini böylesi vahim badireye sürüklememek, artık milletin kendi elinde değil, bizzat Erdoğan’ın elindedir. Türk milletinin safından bir anda BOP eşbaşkanı Erdoğan’ın safına geçmiş görünen MHP’nin yeni vaziyeti de sürpriz değildir; geçmişten bugüne her zaman yaptığıdır. Onu da yarın tahlil edelim…