Türkiye ile Suriye ilişkilerinde normalleşme konusunda süreç hızlı işliyor. Aslında Suriye tarafının pek acelesi olduğu söylenemez.
2011 yılından bu yana diplomatik ilişkileri kopuk olan Ankara'yla 12 yıldır kurulamayan ilişkiler için sorunlarını büyük ölçüde halletmiş olan Şam neden aceleci davransın ki?
Davranmıyor da zaten. Ancak Türkiye'nin acelesi olduğunu kimse inkâr etmiyor.
Seçim öncesi Ankara Suriye meselesini sağlam bir kazığa bağlamak için tüm imkânlarını seferber etmiş durumda.
Bu kapsamda Rusya, Türkiye ve Suriye savunma bakanları arasında 11 yıldan uzun bir süre sonra bu düzeydeki ilk resmi temas 28 Aralık'ta Moskova'da gerçekleşmişti.
Bu görüşmenin ardından da Ocak ayı sonu gibi üç ülkenin dışişleri bakanlarının bir araya gelebilecekleri ifade edilmişti.
İşte ocak ayı sonunda olması beklenen dışişleri bakanlarının bu buluşmasının bu hafta gerçekleşebileceği konuşuluyor.
İddiayı Rusya'nın saygın gazetelerinden Kommersant ortaya attı.
Gazeteye göre Rusya, Türkiye ve Suriye Dışişleri Bakanları Lavrov, Çavuşoğlu ve Mikdad bu hafta içinde Moskova'da masaya oturabilirler.
İddia odur ki -beklentide öyle zaten- dışişleri bakanlarının buluşmasını, Rusya lideri Putin'in ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Suriyeli lideri Esad'ın buluşacağı bir Rusya-Türkiye-Suriye liderler zirvesi izleyecek.
Bu gelişmeler son 11-12 yılda yaşananlara rağmen Ankara ile Şam'ın yeni bir sayfa açmasının yakın olduğunu gösteriyor.
Şam'dan gelen haberler Ankara'nın normalleşme için aceleci tavrının seçim kaynaklı olduğunun Beşar Esad'ın da farkında olduğunu gösteriyor. Ancak masaya konulan şartlarının Ankara tarafından yerine getirilip getirilmeyeceği konusuna önem veren Esad yönetiminde normalleşme olması ve bu durumun etkisiyle Erdoğan'ın seçimleri kazanıp kazanamamasının Türkiye'nin iç meselesi olduğu görüşü ağırlıkta.
Görünen o ki Erdoğan'ın 'kardeşim Esad' demesi çok yakın.
Bu fotoğraf verildiğinde Altılı Masa'nın Suriyeli sığınmacılar konusunda seçmene verdiği mesajların da altı boşalmış olacak.
Bu bağlamda bu sorun üzerinden Erdoğan'dan kaçan oylar, yani Altılı Masa'ya kayan oyların yeniden geri gitmesi bile söz konusu olabilir.
Bu ve benzeri şeyler, sadece masada oturan Davutoğlu ve Babacan gibi figürlerin değil, zamanın da Altılı Masa'nın aleyhine Erdoğan'ın lehine işlediğini gösteriyor.
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024