Erdoğan ve “kardeşim” dedikleri

- Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek
- Libya lideri Muammer Kaddafi
- Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad
- Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis
- İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi
- Almanya Başbakanı Gerhard Schröder
- İspanya Başbakanı José Luis Rodriguez Zapatero...

Şimdi ben bu isimleri neden yazdım?
İzah edeyim.
Hükümetin dış politikasıyla ilgili bir arşiv taraması yaparken Başbakan Erdoğan'ın görüştüğü liderlerle olan diyaloğu dikkatimi çekti.
Erdoğan yukarıdaki isimlerden Kaddafi hariç hepsiyle hem Türkiye'de, hem de ülkelerinde görüşmüş. (Kaddafi'yi de Libya'da ziyaret etmiş ve adını taşıyan insan hakları ödülü almıştı).
Sayın başbakanımız bu liderlerden bazılarıyla samimiyeti ilerletti, ailecek görüşmeye başladı, aralarında Erdoğan ailesinin düğünlerinde nikah şahidi olanlar bile çıktı.
Samimiyet derecesi hepsiyle ileri seviyedeydi.
Başbakanımız onlara 'sevgili kardeşim, kadim dostum' şeklinde hitap ediyordu.
Şimdi ilginç bir tesadüfle karşı karşıyayız!
Erdoğan hangi ülke lideriyle yakınlaşmışsa, ailecek görüşmeye başlamışsa o liderin başına gelmeyen kalmamış.
Kimisi isyanla devrilmiş, kimisi linç edilerek öldürülmüş, kimisi burnunun üstüne okkalı bir yumruk yemiş, kimisi ağır ekonomik krizle boğuşmaya başlamış.
Yukarıdaki listede henüz koltuğunu kaybetmeyen tek isim Suriye devlet başkanı Beşar Esad. 
O da batı destekli isyan dalgasıyla mücadele ediyor, ülkesi bölünme tehlikesiyle karşı karşıya.
Evet... İlginç bir durum!
Tekrar ediyorum bu elbette bir tesadüf.
Haa Erdoğan ile samimi olup da koltuğunu koruyan liderler yok mu?
Var elbet...
Mesela ABD Başkanı Obama, gerçi onun kaderi de 6 Kasım'da yapılacak seçimde belli olacak ama...