Anayasa Mahkemesi'nin AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kurucu üyelikten çıkarılması için partiye ihtar verilmesine ilişkin kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı. Anayasa Mahkemesi, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Milletvekili Seçimi Kanunu'na göre milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olmadığı için Siyasi Partiler Yasası'na göre siyasi parti kurucu üyesi olamayacağına işaret etti. Yüksek Mahkeme, yasaya aykırı bu durumun giderilmesi için AK Parti'ye ihtar verdi. AK Parti, kararın gereğini 6 ay içinde yerine getirmek zorunda. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti) kurucu üyelerinden Recep Tayyip Erdoğan'ın Anayasa, Siyasi Partiler kanunun ve Milletvekili Seçimi Kanunu'na göre kurucu üye olamayacağı, yasal zeminde olmayan Erdoğan'ın genel başkanlık görev ve yetkilerinin kullanılmasının tedbiren önlenmesi ve Erdoğan ile birlikte diğer kurucu üyeler Ayşe Böhürler, Ayşe Nur Kurtoğlu, Habibe Güner, Sema Ramazanoğlu, Fatma Ünsal Bostan ve Serap Yahşi Yaşar'ın kurucu üyelikten çıkarılmaları için 21 Ağustos 2001'de Ak Parti'ye ihtar verilmesini istemişti.
Milletvekili seçilme yeterliliği yok
SPY'nin, siyasi partilerin milletvekili seçilme yeterliliğine sahip en az 30 Türk vatandaşı tarafından kurulacağını düzenlediği belirtilen kararda, Anayasa'nın "milletvekili seçilme yeterliliği" başlığını taşıyan 76. maddesinin ikinci fıkrasının, "...ideolojik veya anarşik eylemlere katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biri ile hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler" hükmünü içerdiği hatırlatıldı. Kararda, Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 11. maddesinin affa uğramış olsalar bile Türk Ceza Kanunu'nun 312. maddesinin ikinci fıkrasından hüküm giyenlerin milletvekili seçilemeyecekler arasında saydığı kaydedildi. Erdoğan'ın TCK'nın 312. maddesinin ikinci fıkrasından 10 ay hapis cezasına mahkum edildiği, bu cezanın infazına 26 Mart 1999'da başlandığı, bihakkın tahliye tarihinin 20 Ocak 2000 olduğu halde İnfaz Yasası'ndan yararlanarak 24 Temmuz 1999'da tahliye olduğu hatırlatılan kararda, şöyle denildi: "Erdoğan'ın suçu 4454 sayılı Yasa'nın kapsamında olmadığı gibi cezası infaz edildikten sonra 22 Aralık 2000'de yürürlüğü giren 4616 sayılı Yasa hükümlerinden yararlanması da mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle, AK Parti kurucu üyesi Recep Tayyip Erdoğan'ın Türk Ceza Kanunu'nun 312. maddesinin ikinci fıkrasına göre 10 ay hapis cezasına mahkum olması ve 2836 sayılı Yasa'nın 11. maddesi uyarınca milletvekili seçilme yeterliliği bulunmaması nedeniyle 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 8. maddesine göre siyasi parti kurucu üyesi olamayacağı anlaşıldığından adı geçenin kurucu üyelikten çıkarılması suretiyle aykırılığın giderilmesi için aynı Yasa'nın 104. maddesi uyarınca Ak Parti hakkında ihtarda bulunulması gerekmektedir."
Milletvekili olamaz
Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararında, AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'ın Türk Ceza Kanunu'nun 312. maddesinin ikinci fıkrasına göre 10 ay hapis cezasına mahkum olması nedeniyle milletvekili seçilme yeterliliği bulunmadığından, 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'na (SPY) göre parti kurucu üyesi olamayacağından kurucu üyelikten çıkarılması için ihtar verilmesinin istendiği hatırlatıldı. SPY'nin 104. maddesinin Anayasa'ya uygunluğunun, ön sorun kabul edilerek incelenip incelenemeyeceğinin irdelendiği kararda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından bir siyasi partiye ihtar kararı verilmesi SPY'nin 104. maddesi uyarınca yapılan başvurunun dava niteliği taşımadığı, bu nedenle Anayasa Mahkemesi'nin Anayasa'nın 152. maddesi uyarınca "davaya bakmakta olan mahkeme" konumunda bulunmadığına işaret edildi.
Milletvekili seçilme yeterliliği yok
SPY'nin, siyasi partilerin milletvekili seçilme yeterliliğine sahip en az 30 Türk vatandaşı tarafından kurulacağını düzenlediği belirtilen kararda, Anayasa'nın "milletvekili seçilme yeterliliği" başlığını taşıyan 76. maddesinin ikinci fıkrasının, "...ideolojik veya anarşik eylemlere katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biri ile hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler" hükmünü içerdiği hatırlatıldı. Kararda, Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 11. maddesinin affa uğramış olsalar bile Türk Ceza Kanunu'nun 312. maddesinin ikinci fıkrasından hüküm giyenlerin milletvekili seçilemeyecekler arasında saydığı kaydedildi. Erdoğan'ın TCK'nın 312. maddesinin ikinci fıkrasından 10 ay hapis cezasına mahkum edildiği, bu cezanın infazına 26 Mart 1999'da başlandığı, bihakkın tahliye tarihinin 20 Ocak 2000 olduğu halde İnfaz Yasası'ndan yararlanarak 24 Temmuz 1999'da tahliye olduğu hatırlatılan kararda, şöyle denildi: "Erdoğan'ın suçu 4454 sayılı Yasa'nın kapsamında olmadığı gibi cezası infaz edildikten sonra 22 Aralık 2000'de yürürlüğü giren 4616 sayılı Yasa hükümlerinden yararlanması da mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle, AK Parti kurucu üyesi Recep Tayyip Erdoğan'ın Türk Ceza Kanunu'nun 312. maddesinin ikinci fıkrasına göre 10 ay hapis cezasına mahkum olması ve 2836 sayılı Yasa'nın 11. maddesi uyarınca milletvekili seçilme yeterliliği bulunmaması nedeniyle 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 8. maddesine göre siyasi parti kurucu üyesi olamayacağı anlaşıldığından adı geçenin kurucu üyelikten çıkarılması suretiyle aykırılığın giderilmesi için aynı Yasa'nın 104. maddesi uyarınca Ak Parti hakkında ihtarda bulunulması gerekmektedir."
Milletvekili olamaz
Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararında, AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'ın Türk Ceza Kanunu'nun 312. maddesinin ikinci fıkrasına göre 10 ay hapis cezasına mahkum olması nedeniyle milletvekili seçilme yeterliliği bulunmadığından, 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'na (SPY) göre parti kurucu üyesi olamayacağından kurucu üyelikten çıkarılması için ihtar verilmesinin istendiği hatırlatıldı. SPY'nin 104. maddesinin Anayasa'ya uygunluğunun, ön sorun kabul edilerek incelenip incelenemeyeceğinin irdelendiği kararda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından bir siyasi partiye ihtar kararı verilmesi SPY'nin 104. maddesi uyarınca yapılan başvurunun dava niteliği taşımadığı, bu nedenle Anayasa Mahkemesi'nin Anayasa'nın 152. maddesi uyarınca "davaya bakmakta olan mahkeme" konumunda bulunmadığına işaret edildi.