Yargının bağımsız (!) olduğu ülkemizde herkes yargının kararlarını konuşuyor. Tabi bu “herkes” ten kastım vatandaş değil. Başta siyasiler, medya, kendini sivil toplum kurumu diye tarif eden oluşumlar vs.
Evet, Hrant Dink öldürüldü. Yanılmıyorsam birileri 5 yıldır “Biz Ermeni’yiz” diyorlardı. Şimdi karar açıklandı. İyice Ermeni oldular. Tabi ki seçme hakkınız var. İyi Ermeni olun, diyorum yaklaşık 5 yıldır “hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeni’yiz” diyenlere.
Başta da dediğimiz gibi yargı bağımsız (!) olduğu için başta Cumhurbaşkanı olmak üzere hakimin verdiği karar aleyhine demeçler, yorumlar yapıldı, yapılıyor. Suç işleniyor. Daha dava bitmedi. Karara itiraz, Yargıtay süreci var. Bu demeçler bu süreci etkiler mi? Neden olmasın!
Gül, bu dava bizim sınavımız diyor. Erdoğan, kararın kamu vicdanını yaraladığını belirtiyor. Arınç hakime kızıyor. SP Genel Başkanı da Erdoğan’ın görüşünde. CHP ve BDP yanlarında Abdurrrahman Dilipak, Emine Şenlikoğlu gibi eskiden milli şimdi hangi görüşçü oldukları bilinmeyen kişiler olmadan yine “hepimiz Ermeni’yiz” yürüyüşlerine katılıyor. Hülasa üç, beş gün sonra gündem değişir ama Ermeni oyunları bitmez, değişmez.
Haçlı batı zihniyeti ısrarla tarihimize leke sürmeye çalışıyor. Kararlar alıyorlar, yasalar çıkarıyorlar, kınama yapıyorlar. Ama benim ülkemin idaresinde olanlar aynı duruşu gösteremiyor artı bu sürece destek verecek açıklamalarda bulunuyor. Medya halkı bilinçlendirip, birilerinin bu tip iftiraları gündem ettiklerinde galeyana getirecek haberlerin çok uzağında kim, kiminle, nerede haberleriyle sözde milletin sesi oluyorlar.
AKP’ye dönersek. Malum AKP’nin bir özür ve mektup okuma geleneği var. Sosyal tabanda da destek buluyor ama hep ikili oynuyorlar. Geçtiğimiz seçimlerde AKP’den aday adayı olan birisinin 12 Eylül mektubunu gündem etmesinin hemen akabinde; Kardeşim tarih o zaman 1980’di. Daha 2004 yılında Irak’tan Nur Bacının gönderdiği mektubunu neden okumuyor bu Sayın Başkanınız? Sorusuna cevap veremedi.
Özür boyutu da aynı. Dersim için ortalığı birbirine kattılar. Biraz dikkatli bakınca bunlar, Ermenilerden de özür dilemiş.
18.01.2012 tarihinde AKP’nin Kurucu isimlerden İsmet Uçma, 1915 olayları konusunda üzüntülü olduğunu belirterek, “Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşır özür dilerim” dedi! Osmanlı Ermenilerinin “1915’te maruz kaldığı ‘Büyük Felaket’e duyarsız kalınmasını” vicdanının kabul etmediğini ifade eden Uçma, “Tehcirde halkın sürülmesi çok büyük yanlış. Ermeni halkından özür dilerim” açıklaması yaptı.
Agos Gazetesi’nin “Özür diliyorum” kampanyasına da imza atan İsmet Uçma, “Soy sürgün” tanımlaması yaptığı 1915 olayları için “İnkarını vicdanım kabul etmiyor” diyor.
İsmet Uçma yaptığı söyleşideki iki soruya verdiği cevap ise bayağı düşündürücü;
1– “Özrünüzün içinde Ermenilere, mülklerinin, evlerinin geri verilmesi istemi de var mı?”
İ. Uçma; “Gasp edilerek alınan bir şey varsa, ben hiçbir hakkın üstüne oturmak ve kimsenin hakkına tecavüz etmek istemem. Ama gasp hukuku başka bir hukuktur. Özellikle, bir Müslüman olarak söylüyorum, böyle bir hakla Rabbime mülaki olmayı asla istemem”
2– “Başbakan Erdoğan da özür dileyecek mi?”
İ. Uçma; “Başbakanımızın gerek Dersim, Sivas, Maraş, gerekse 1915 olaylarını acı, üzüntü ve gözyaşı ile karşılamadığını söylemek mümkün değildir. Dünyanın neresinde bir gözyaşı ve zulüm olsa, Başbakanımız ve kadroları olarak bizim uykumuzun kaçtığından emin olabilirsiniz. Bu konu, uluslararası siyasetin elinden kurtulsa, Başbakanımızın kimsenin hakkını teslim etmemek gibi bir tavrı olmaz, olamaz.” (T24 adlı internet sitesinden)
Ha Sayın Uçma! Afganistan, Irak, Libya vs. İslam Coğrafyasında Müslümanlar horon mu oynuyor, gözlerinden gözyaşı değil de deniz suyu mu çıkıyor? Acı çekmek özgürlüktür, şarkısını mı söylüyorlar. Ha ne dersin?
Evet, Hrant Dink öldürüldü. Yanılmıyorsam birileri 5 yıldır “Biz Ermeni’yiz” diyorlardı. Şimdi karar açıklandı. İyice Ermeni oldular. Tabi ki seçme hakkınız var. İyi Ermeni olun, diyorum yaklaşık 5 yıldır “hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeni’yiz” diyenlere.
Başta da dediğimiz gibi yargı bağımsız (!) olduğu için başta Cumhurbaşkanı olmak üzere hakimin verdiği karar aleyhine demeçler, yorumlar yapıldı, yapılıyor. Suç işleniyor. Daha dava bitmedi. Karara itiraz, Yargıtay süreci var. Bu demeçler bu süreci etkiler mi? Neden olmasın!
Gül, bu dava bizim sınavımız diyor. Erdoğan, kararın kamu vicdanını yaraladığını belirtiyor. Arınç hakime kızıyor. SP Genel Başkanı da Erdoğan’ın görüşünde. CHP ve BDP yanlarında Abdurrrahman Dilipak, Emine Şenlikoğlu gibi eskiden milli şimdi hangi görüşçü oldukları bilinmeyen kişiler olmadan yine “hepimiz Ermeni’yiz” yürüyüşlerine katılıyor. Hülasa üç, beş gün sonra gündem değişir ama Ermeni oyunları bitmez, değişmez.
Haçlı batı zihniyeti ısrarla tarihimize leke sürmeye çalışıyor. Kararlar alıyorlar, yasalar çıkarıyorlar, kınama yapıyorlar. Ama benim ülkemin idaresinde olanlar aynı duruşu gösteremiyor artı bu sürece destek verecek açıklamalarda bulunuyor. Medya halkı bilinçlendirip, birilerinin bu tip iftiraları gündem ettiklerinde galeyana getirecek haberlerin çok uzağında kim, kiminle, nerede haberleriyle sözde milletin sesi oluyorlar.
AKP’ye dönersek. Malum AKP’nin bir özür ve mektup okuma geleneği var. Sosyal tabanda da destek buluyor ama hep ikili oynuyorlar. Geçtiğimiz seçimlerde AKP’den aday adayı olan birisinin 12 Eylül mektubunu gündem etmesinin hemen akabinde; Kardeşim tarih o zaman 1980’di. Daha 2004 yılında Irak’tan Nur Bacının gönderdiği mektubunu neden okumuyor bu Sayın Başkanınız? Sorusuna cevap veremedi.
Özür boyutu da aynı. Dersim için ortalığı birbirine kattılar. Biraz dikkatli bakınca bunlar, Ermenilerden de özür dilemiş.
18.01.2012 tarihinde AKP’nin Kurucu isimlerden İsmet Uçma, 1915 olayları konusunda üzüntülü olduğunu belirterek, “Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşır özür dilerim” dedi! Osmanlı Ermenilerinin “1915’te maruz kaldığı ‘Büyük Felaket’e duyarsız kalınmasını” vicdanının kabul etmediğini ifade eden Uçma, “Tehcirde halkın sürülmesi çok büyük yanlış. Ermeni halkından özür dilerim” açıklaması yaptı.
Agos Gazetesi’nin “Özür diliyorum” kampanyasına da imza atan İsmet Uçma, “Soy sürgün” tanımlaması yaptığı 1915 olayları için “İnkarını vicdanım kabul etmiyor” diyor.
İsmet Uçma yaptığı söyleşideki iki soruya verdiği cevap ise bayağı düşündürücü;
1– “Özrünüzün içinde Ermenilere, mülklerinin, evlerinin geri verilmesi istemi de var mı?”
İ. Uçma; “Gasp edilerek alınan bir şey varsa, ben hiçbir hakkın üstüne oturmak ve kimsenin hakkına tecavüz etmek istemem. Ama gasp hukuku başka bir hukuktur. Özellikle, bir Müslüman olarak söylüyorum, böyle bir hakla Rabbime mülaki olmayı asla istemem”
2– “Başbakan Erdoğan da özür dileyecek mi?”
İ. Uçma; “Başbakanımızın gerek Dersim, Sivas, Maraş, gerekse 1915 olaylarını acı, üzüntü ve gözyaşı ile karşılamadığını söylemek mümkün değildir. Dünyanın neresinde bir gözyaşı ve zulüm olsa, Başbakanımız ve kadroları olarak bizim uykumuzun kaçtığından emin olabilirsiniz. Bu konu, uluslararası siyasetin elinden kurtulsa, Başbakanımızın kimsenin hakkını teslim etmemek gibi bir tavrı olmaz, olamaz.” (T24 adlı internet sitesinden)
Ha Sayın Uçma! Afganistan, Irak, Libya vs. İslam Coğrafyasında Müslümanlar horon mu oynuyor, gözlerinden gözyaşı değil de deniz suyu mu çıkıyor? Acı çekmek özgürlüktür, şarkısını mı söylüyorlar. Ha ne dersin?
Akın Aydın / diğer yazıları
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024