Sömürgeci güçler, büyük hedefli, uzun süreli ve çok kapsamlı projeler yaparlar. O projeleri bozmak için aynı özellikleri taşıyan projelere sahip olmak gerekir. Küçük hedefler peşinde koşanlar, bilerek veya bilmeyerek sömürücü güçlerin büyük hedeflerine hizmet ederler. Bu gerçeği İngilizler, Müslüman Araplara, çok acı bir şekilde yaşatmışlardır. Küçük hedeflere ulaşmak isteyen bazı Müslüman Araplar, İngilizlerin büyük hedefinin gerçekleşmesine imkân sağladılar. Büyük hedef, Müslümanları bölmek, parçalamak ve sömürmek idi. Bu parçalanma ile yetinmeyen İngilizler, Müslümanları daha küçük gruplara bölmek ve grupları birbirleriyle savaştırmak için her türlü hile, desise ve aldatmaya başvurdular.Bunun için en çok Müslümanlar arasındaki mezhep farklılığını, yani Sünni ve Şii ihtilâfını kullandılar. Böyle bir mezhep farklılığı var, ancak Müslümanlar hiçbir zaman bundan dolayı kendi aralarında savaşmamışlardır. Çünkü Müslümanlar, mezhepleri değil, İslâm kardeşliğini merkeze alarak hareket etmişlerdir.İngilizler, çok uğraşmalarına rağmen, İslâm dünyasında bir mezhep savaşı çıkaramadığı için üçüncü bir mezhep kurdurmuşlardır. İngilizler, üçüncü mezheple İslâm ümmetini parçaladı. İngilizlerin yerini alan ABD de, o mezhebin öğretisini benimseyenlerden terörist örgütler kurarak, Müslümanları birbiriyle savaştırmaya çalışıyor. Bugün Irak ve Suriye'de yaşanan iç savaş, işte o senaryonun bir sonucudur. Bunu Sünni ve Şii savaşı diye adlandırmak, bu mezhep mensuplarına atılan en büyük iftiradır. Gerçekte olan mezhep savaşları kisvesi altında, sömürücülerin hesabına savaşmak ve onların değirmene su taşımaktır. Bir başka deyişle, emperyalistlerin eski senaryosunda yeni figüran olmaktır. Bu figüranlar, belli bir alanı ele geçirmek için birbirleriyle savaşırken, tüm İslâm dünyasını ABD ve İsrail'in eline veriyorlar. İslâm Mezheplerini Yakınlaştırma Kurumu Başkanı Ayetullah Muhsin Eraki'nin dediği gibi, "İslâm dünyası için en büyük tehdit, mezhepler arası savaştır." Geçmişte büyüklerimiz hangi yolla, bu tehdidi bertaraf etmişse, günümüz Müslümanları da aynı yolu izlemelidir. Ne demek mezhepler arası savaş? Hangi mezhepte, bir başka mezhep mensubunu öldürebilirsin diye bir hüküm var? Böyle diyen biri varsa, bilin ki o, İslâm mezheplerinin herhangi birine mensup değildir. Özetle ifade edersek, Irak ve Suriye'de mezhepler arası savaş yok, mezhepler kullanılarak yapılan kirli bir savaş vardır. "Müslüman Müslüman'ın kardeşidir" emri nereye konuluyor da, böyle bir savaş sürdürülüyor. Asıl sorulması gereken soru budur. Bu soruyu sormadan ve yaşanan olayları sorgulamadan, savaşanlar arasında taraf tutmak, tuzağa düşmek demektir.Sömürücü güçler uzun süreli projeler yapar dedik. Hadi çok uzun süreyi geçelim, dün denecek kadar yakın bir zamanda ABD yetkilileri, "Ortadoğu'da 22 İslâm ülkesinin rejim, sınır ve haritaları değişecektir" demediler mi? ABD, Irak'ı işgal ettiğinde, Irak'ı üçe bölme plânları açık seçik bir şekilde yapılmadı mı? Demek ki, Irak ve Suriye'de sürpriz sayılabilecek bir gelişme bulunmamaktadır. Görülen o ki, eski senaryo çizildiği gibi sahnededir. Ancak acı ve acıtıcı olan, senaryoyu bozması gerekenlerin, senaryoda figüran olmasıdır. Daha açık deyişle, İslâm dünyasına baş olması gereken Türkiye'nin, böyle bir senaryoda başrol oynaması, büyük bir talihsizliktir. Bu yüzden çok acılar çekiliyor, çok kan ve gözyaşı dökülüyor, ama eninde sonunda Müslümanlar mutlaka galip gelecek, figüranlar da lânetle anılacaktır.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018