Başbakan Tayyip Erdoğan Amerika'ya uçarken, "dünyanın oburlarının toplantısı"nda "Hazine üstündeki dilenci misali gariban ekonomimiz"i anlatmak üzere kanatlanırken bir konuştu, pir konuştu? Ne demedi ki?ABD ile ilişkiler bağlamında en önemli cümlesi şu:Demokrasi, özgürlükler ve hukukun üstünlüğü ve liberal ekonomi gibi evrensel değerleri paylaşan ülkelerimiz arasında, köklü ve tarihe dayanan ilişkilerimiz esasen soğuk savaşın sona ermesi ile birlikte daha güçlü ve çok büyük boyutlu bir nitelik kazanmıştır.ABD ile demokrasiyi paylaşıyormuşuz?Hangi türden demokrasiyi paylaşıyormuşuz acaba; Talabani'yi hokus-pokusla Irak Devlet Başkanı yapan Bush demokrasisini mi, yoksa abra-kadabra usulüyle Barzani'yi Kürdistan Bölge Kuklası yapan Pentagon demokrasisini mi?Özgürlükleri de paylaşıyormuşuz?Irak'ta mı acaba? 300 bini aşkın Müslümana mezar olan Bağdat'ın mücavir alanlarında mıymış bu özgürlük paylaşımımız? Yoksa Müslüman kadınların hayasızca ırzlarına-namuslarına musallat olan conilerin kirli potinleriyle volta attıkları mukaddes İslam topraklarında mı özgürlük paylaşımımız? Hukukun üstünlüğünü paylaşıyormuş ülkelerimiz...Guantonamo'da mı?Yoksa Ebu Gureyp'te mi, nerede?Yoksa "çuvaldaki müttefik"in çırpınışlarını bastıran conilerin kahkahalarının ayyuka çıktığı Süleymaniye'de mi paylaşıyormuşuz ABD ile hukukun üstünlüğünü?Ve hepsi kadar önemli bir şey daha; liberal ekonomi, evrensel değermiş? Bitti.Liberal ekonomi, yani, çiftçimiz buğdayını, şekerpancarını ekmemesi?Liberal ekonomi, yani, köylümüzün çayını, tütününü, fındığını sökmesi?Liberal ekonomi, yani, kendi kendine yeten 7-8 tarım ülkesinden biri olan Türkiye'mizin IMF'nin aklıyla üç-beş sene zarfında fukaralığa mahkum olması, tarımının bitmesi ve tarımsal ithalat cenneti olması.Liberal ekonomi, yani, en stratejik devlet işletmelerimizin, Telekom'un, PETKİM'in, TÜPRAŞ'ın, THY'nin, Şeker fabrikalarının, Tütün fabrikalarının ve bakir yer altı madenlerimizin "kendi devletleri ortaklı ecnebiler"e kelepir fiyatına peşkeş çekilmesi.Böylece 70 milyonluk milletimizin, civan gibi gençlerimizin işsiz-güçsüz bırakılması, 20 milyonluk vatan evladını açlık sınırlarında, bir o kadarının da yoksulluk sınırlarında cebelleşmesi, işinden-aşından ve toprağından edilerak aylak aylak sokaklara salınması? İşte bu, liberal ekonomi.Bu liberal ekonomi, evrensel bir değermiş.Bu liberal ekonomiyi paylaşıyormuşuz global oburlarla? Böyle liberal ekonomi olunca da; hemşehrileri, "Çay, çay, çay paraları, çay paraları?" diye yanık yanık haykırırken, Erdoğan "Ne dedunuz? Çay paralarınızı aldınız mı? Almadıysanız söyleyin de genel müdürün yakasına yapışalım" diyebiliyor.Böyle liberal ekonomi olunca, 1 milyon 600-1 milyon 700 bin TL devlete ait vergi ve zam bulunan benzin ve mazotun fiyatının indirilmesi hususunda Erdoğan, meydan işgüzarlığı yaparak "Benzin-mazot fiyatlarını düşürmezseniz müdahale etmek zorunda kalırız" diye keyif bağışlayabiliyor.Bu liberal ekonomi, evrensel değer olunca bakınız, Çay Üreticileri Birliği Başkanı Nurettin Kepenek'in mukayeseli çay-simit hesabı nasıl altüst oluyor:1972 yılı: 1 kg çay = 6.7 litre benzin veya 1 kg çay = 4 kg zeytin yahut 1 kg çay = 6 kg şeker imiş.1980 yılı: 1 kg çay = 10 kg gübre imiş.1994 yılı: 1 kg çay = 20.3 adet ekmek2004 yılı: 1 kg çay = 250 gr şeker veya 1 kg çay = 1.5 adet ekmek imiş. Ya şimdi? AKP'nin IMF akıllı evrensel liberal ekonomisinden sonra durum nasıl?2005 yılı: 1 kg çay = 1.1 adet ekmek veya 1 kg çay = 200 gr şeker yahut 1 kg çay = 1 kg gübre veyahut 1 kg çay = 0.4 litre benzin? Bozdur bozdur ye? İşte bu, IMF Birinci Başkan Yardımcısı Anne Kruger'ın, Ankara'nın göbeğinde, "Bu millete asgari ücret bile fazla, gerekirse asgari ücret de azaltılmalı" dediği, Erdoğan'ın evrensel liberal ekonomi diye baş tacı edindiği ekonomik gidişattır."Evrensel gidişatın namı yeter; açlıktan ölsen de, takılma fukaralığa canım, liberalizmin namı yeter" mi demek istedi Başbakan Erdoğan Amerika'ya uçarken?Ne günlere kaldık ya Rabbi, derlermiş büyükler bu tip hallerde?IMF'ci AKP'ye, Allah selametinizi versin deyinceye kadar bu "evrensel gidişat" sürecek.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
A. Faik Nabi / diğer yazıları
- Nuriye nenemin ağzından Atatürk / 10.11.2015
- Nesli ve ekini yok eden asıl fitne bunlar / 04.01.2013
- Buzun üstünde açlık dansı / 07.02.2010
- AKP, ülkeyi parasızlığa mahkum ederse / 05.02.2010
- Almanya AB'yi komaya soktu / 08.09.2009
- Erdoğan'ın "gel-git" vaziyeti patinaj mı, taktik mi? / 29.08.2009
- Sadece "fındık"tan değil, bu gidişle her şeyimizden olacağız! / 31.07.2009
- TRT'de bazı işgüzarlar var! / 30.06.2009
- Vakit'in çelebisinin sponsoru kim'! / 18.06.2009
- Bir lokmanın gücü / 29.04.2009
- Nesli ve ekini yok eden asıl fitne bunlar / 04.01.2013
- Buzun üstünde açlık dansı / 07.02.2010
- AKP, ülkeyi parasızlığa mahkum ederse / 05.02.2010
- Almanya AB'yi komaya soktu / 08.09.2009
- Erdoğan'ın "gel-git" vaziyeti patinaj mı, taktik mi? / 29.08.2009
- Sadece "fındık"tan değil, bu gidişle her şeyimizden olacağız! / 31.07.2009
- TRT'de bazı işgüzarlar var! / 30.06.2009
- Vakit'in çelebisinin sponsoru kim'! / 18.06.2009
- Bir lokmanın gücü / 29.04.2009

























































































