Faiz indirimi ekonomik dengeleri nasıl etkiler?
TCMB, enflasyondaki yavaşlamayı gerekçe göstererek politika faizini sürpriz bir şekilde 150 baz puan düşürdü ve yüzde 38’e çekti. Karar piyasalarda kısa vadelik rahatlama sağlasa da, liradaki kırılganlık ve orta vadeli enflasyon beklentilerindeki bozulma ciddi riskleri beraberinde getirdi
11.12.2025 16:13:00
Eyüp Kabil
Eyüp Kabil





Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), bugün politika faizini 150 baz puan düşürerek yüzde 38'e indirdi. Bu karar, kasım ayındaki enflasyon verilerinin beklentilerin altında kalmasıyla tetiklendi ve son dört toplantıda aralıksız indirim serisini sürdürdü.
Guvernör Fatih Karahan yönetimindeki banka, gecelik borç verme faizini yüzde 41'e, borç alma faizini ise yüzde 36,5'e çekti. Bu hamle, yüksek enflasyonla mücadelede kontrollü bir gevşeme sinyali verirken, aynı zamanda ekonomik büyüme endişelerini yansıtıyor. Enflasyonun yüzde 31,1'e gerilemesi, gıda fiyatlarındaki yavaşlamayla desteklendi; ancak yıl sonu hedefi olan yüzde 24'ün üzerinde kalması, kararın risklerini artırıyor.
İndirimin nedenleri
Kararın temel nedeni, kasım enflasyonunun yüzde 31,1'e düşmesi ve gıda fiyatlarındaki sürpriz yavaşlama oldu.
TCMB, enflasyon görünümündeki iyileşmeyi gerekçe göstererek indirim hızını artırdı. Ancak komite, fiyat beklentilerindeki yükseliş ve firmaların fiyatlama davranışlarını risk olarak vurguladı. Bu, veri odaklı bir yaklaşımı işaret ediyor; gelecek toplantılarda enflasyon sapması halinde sıkılaştırma sinyali verildi.
Arka planda, Türk lirasındaki değer kaybı (dolar karşısında 42,62 seviyesinde) ve dış ticaret dengesindeki bozulma yatıyor. JPMorgan'ın yüzde 25'lik asgari ücret artışı tahmini, enflasyonu tetikleyebilecek unsurlar arasında. Bu indirim, 2023'teki yüksek faiz döngüsünden çıkışın parçası; ancak orta vadeli enflasyon beklentilerinin yüzde 30'a yaklaşması, gevşemenin zamanlamasını tartışmalı kılıyor.
Piyasa tepkileri
Karar sonrası Türk lirası dolar karşısında sınırlı değişim gösterdi, ancak kısa vadeli tahvillerde kazançlar arttı; iki yıllık tahvil faizi 22 baz puan düşerek yüzde 37,63'e geriledi.
Piyasalar, indirimin büyüme odaklı olduğunu olumlu karşıladı, ancak liradaki istikrarsızlık riskleri artırdı. Enflasyonun yıl sonunda yüzde 31 civarında kalması beklenirken, bu gevşeme tüketim ve yatırımları canlandırabilir; fakat ithalatı artırarak cari açığı genişletebilir.
Uzmanlar, minimum ücret zammının enflasyonu yüzde 30'un altına çekme şansını azalttığını belirtiyor. Genel olarak, karar piyasalarda kısa vadeli rahatlama sağlasa da, uzun vadede döviz rezervleri üzerindeki baskıyı artırabilir ve yabancı yatırımcı güvenini test edebilir.
Uzman görüşleri ve riskler
Oxford Economics'ten Maya Senussi, 150 baz puanlık indirimin beklenenden büyük olduğunu, enflasyondaki soğumaya bağladığını ancak orta vadeli beklentilerdeki yükselişi uyararak 2026 sonunda faizin yüzde 26,5'e inebileceğini öngördü.
Monex Europe'tan Nick Rees, fiyat yumuşamasının indirimi mümkün kıldığını, ancak güvercin tutumun kredibiliteyi riske attığını vurguladı. Küresel bankalar, daha küçük bir indirim bekliyordu; bu ayrışma, TCMB'nin bağımsızlığına dair şüpheleri artırıyor.
Riskler arasında, enflasyon sapmaları ve jeopolitik gerginlikler öne çıkıyor; örneğin, F-35 programı görüşmeleri gibi dış gelişmeler lirayı etkileyebilir. Sonuçta, bu indirim dengeli bir adım gibi görünse de, sürdürülebilir disinflasyon için sıkı maliye politikalarına ihtiyaç duyuluyor. TCMB'nin veri odaklı yaklaşımı, 2026'da enflasyonu yüzde 30'un altına çekme potansiyeli taşıyor; ancak siyasi müdahaleler bu hedefi zedeleyebilir.
Guvernör Fatih Karahan yönetimindeki banka, gecelik borç verme faizini yüzde 41'e, borç alma faizini ise yüzde 36,5'e çekti. Bu hamle, yüksek enflasyonla mücadelede kontrollü bir gevşeme sinyali verirken, aynı zamanda ekonomik büyüme endişelerini yansıtıyor. Enflasyonun yüzde 31,1'e gerilemesi, gıda fiyatlarındaki yavaşlamayla desteklendi; ancak yıl sonu hedefi olan yüzde 24'ün üzerinde kalması, kararın risklerini artırıyor.
İndirimin nedenleri
Kararın temel nedeni, kasım enflasyonunun yüzde 31,1'e düşmesi ve gıda fiyatlarındaki sürpriz yavaşlama oldu.
TCMB, enflasyon görünümündeki iyileşmeyi gerekçe göstererek indirim hızını artırdı. Ancak komite, fiyat beklentilerindeki yükseliş ve firmaların fiyatlama davranışlarını risk olarak vurguladı. Bu, veri odaklı bir yaklaşımı işaret ediyor; gelecek toplantılarda enflasyon sapması halinde sıkılaştırma sinyali verildi.
Arka planda, Türk lirasındaki değer kaybı (dolar karşısında 42,62 seviyesinde) ve dış ticaret dengesindeki bozulma yatıyor. JPMorgan'ın yüzde 25'lik asgari ücret artışı tahmini, enflasyonu tetikleyebilecek unsurlar arasında. Bu indirim, 2023'teki yüksek faiz döngüsünden çıkışın parçası; ancak orta vadeli enflasyon beklentilerinin yüzde 30'a yaklaşması, gevşemenin zamanlamasını tartışmalı kılıyor.
Piyasa tepkileri
Karar sonrası Türk lirası dolar karşısında sınırlı değişim gösterdi, ancak kısa vadeli tahvillerde kazançlar arttı; iki yıllık tahvil faizi 22 baz puan düşerek yüzde 37,63'e geriledi.
Piyasalar, indirimin büyüme odaklı olduğunu olumlu karşıladı, ancak liradaki istikrarsızlık riskleri artırdı. Enflasyonun yıl sonunda yüzde 31 civarında kalması beklenirken, bu gevşeme tüketim ve yatırımları canlandırabilir; fakat ithalatı artırarak cari açığı genişletebilir.
Uzmanlar, minimum ücret zammının enflasyonu yüzde 30'un altına çekme şansını azalttığını belirtiyor. Genel olarak, karar piyasalarda kısa vadeli rahatlama sağlasa da, uzun vadede döviz rezervleri üzerindeki baskıyı artırabilir ve yabancı yatırımcı güvenini test edebilir.
Uzman görüşleri ve riskler
Oxford Economics'ten Maya Senussi, 150 baz puanlık indirimin beklenenden büyük olduğunu, enflasyondaki soğumaya bağladığını ancak orta vadeli beklentilerdeki yükselişi uyararak 2026 sonunda faizin yüzde 26,5'e inebileceğini öngördü.
Monex Europe'tan Nick Rees, fiyat yumuşamasının indirimi mümkün kıldığını, ancak güvercin tutumun kredibiliteyi riske attığını vurguladı. Küresel bankalar, daha küçük bir indirim bekliyordu; bu ayrışma, TCMB'nin bağımsızlığına dair şüpheleri artırıyor.
Riskler arasında, enflasyon sapmaları ve jeopolitik gerginlikler öne çıkıyor; örneğin, F-35 programı görüşmeleri gibi dış gelişmeler lirayı etkileyebilir. Sonuçta, bu indirim dengeli bir adım gibi görünse de, sürdürülebilir disinflasyon için sıkı maliye politikalarına ihtiyaç duyuluyor. TCMB'nin veri odaklı yaklaşımı, 2026'da enflasyonu yüzde 30'un altına çekme potansiyeli taşıyor; ancak siyasi müdahaleler bu hedefi zedeleyebilir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
















































































