Öncelikle yazıma Hz. Pir Abdülkadir Geylani'nin bir yazısını alıntılayarak başlamak istiyorum. Şöyle buyuruyor Geylani:
"Allah kıskançtır! Kulunu kıskanır! Kulunu, kalbine koyduklarından kıskanır. Senin benim vücudumda bize ait olmayan bir organ vardır. O organ kalptır. Kalp Allah'a aittir. Sen Allaha ait olan o odaya parayı, makamı, şehveti, bâtılı hurafeleri vs. koyarsan, sen gönül kâbeni putlarla doldurmuş olursun. (Kaynak: Yeni Mesaj, Mustafa Doğan).
Yani Beşeriyetin tek gayesi Allah'a ait olan o Kalp odasına O'nun aşkını yerleştirmek olmalı.
Gerçek aşka ulaşma yolunda insan sık sık maddi manevi birçok şeye tutunma amaçlı hata yaptığını idrak edemez. Oysa Mevlana Hazretleri buyurmuyor mu bir şiirinde "Allah der ki: Kimi benden çok seversen onu senden alırım. Ve ekler; Onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım."
İnsan bir arayıştadır, tutunacak bir dal, sığınacak bir liman arar.
Bunun nedenini şöyle açıklıyor Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız: "Ruh sahibini arıyor. O'nu arıyor. Bir kafese girmiş, sahibini arıyor. Kuşu altın kafese koymuşlar. 'Ah Vatan' deyip duruyor. Mevlana ne kadar güzel buyuruyor 'Yırt o beden çuvalını çık işin içinden', 'Ey kuş can evine uç' diyor. Yani o kalp âlemine kalkıp da maddenin, şunun, bunun sevgisini doldurma! 'Canın yüce doruğuna uç' diyor. Yani 'Rabbine uç' diyor. Çünkü ruh O'na gitmek istiyor. Sen de her gün önünü kesiyorsun. Ondan sonra da huzur arıyorsun. Bu durumda huzuru nerede bulacaksın? Mümkün müdür? O'ndan gayri hiçbir yerde huzur bulunmaz. Yani O'nunla olacaksın ki huzur bulasın." (Ruh sahibini arıyor, Hikmetin Sırları)
Mutlaktır ki Aşkla yanma sürecinde insanı Allah'a taşıyan bir vesile gerektir. Cenabı Hakk, Maide suresinde şöyle emretmiştir: "Ey inananlar, Allah'tan korkun, O'na (yaklaşmaya) vesile arayın. " (Maide, 35)
Leyla vesile olmuştur Mecnun'a, Mevla'yı bulup onun Aşkıyla yanmasına.
Peki, Leyla kimdir?
Prof. Dr. Haydar Baş hocamız bir sohbetinde şöyle buyuruyor "Tasavvufta Leyla, kişinin gönlünde taşıdığı sevdasıdır. Herkesin Leylası kalbinde taşıdığı sevdanın adıdır. Bu aşk, kişiyi Hakk'a vuslat ettirir. Bu manada insanı kâmiller de sevenleri için Leyla hükmündedir. Onlar da sevenlerini Hakk'a vuslat ettirirler."
Mevlana, Mecnun misali sevdalanmıştır Şems hazretlerine, Onun şehadetinin ardından Mevlana gecelerini kendi gönül âlemindeki Şems'in varlığı ile değerlendirmiş ve bu gecelerde 7-8 gazel birden yazmıştır. Mevlana Şam'a gitmiş sözde Şems'i arıyordu. Bu arayış varlığında olan Şems'i arama idi. Onun için, zahirde onu bulamayacağını biliyordu. Sultan Veled'e göre Şam'a bir keklik gibi giden Mevlana Konya'ya alıcı bir doğan gibi dönmüştü. Eğer Mevlana Şems'i
Şam'da bulmuş olsaydı bu onun için bir kayıp olurdu. Hâlbuki şimdi Mevlana coşkun ve cezbeliydi. Katre idi coşup deniz oldu. Yüce idi âşkla daha da yücelendi. Aradığı, kendinde göründü. (Kaynak: Prof. Dr. Haydar Baş, İslam ve Mevlana; Yeni Mesaj, Nurcan Karakaya)
Mevla'ya teslim olan Mevlana Leyla'sızlığa razı olur.
Allah her birimizin gerçek âşka, Mevlaya ulaşıp ona teslim olabilmeyi nasip eylesin.
"Herkes Aşk sanatını öğrenemez..
Bu avı her avcı yakalayamaz..
Aşk kabiliyet ister..
Hakk'ı arayana temiz bir kalp gerektir..
Aşk ilk önce maşukta belirir.
Ki, Âşık, öteleri görsün."
(Allah yakındır/ 2006)
"Allah kıskançtır! Kulunu kıskanır! Kulunu, kalbine koyduklarından kıskanır. Senin benim vücudumda bize ait olmayan bir organ vardır. O organ kalptır. Kalp Allah'a aittir. Sen Allaha ait olan o odaya parayı, makamı, şehveti, bâtılı hurafeleri vs. koyarsan, sen gönül kâbeni putlarla doldurmuş olursun. (Kaynak: Yeni Mesaj, Mustafa Doğan).
Yani Beşeriyetin tek gayesi Allah'a ait olan o Kalp odasına O'nun aşkını yerleştirmek olmalı.
Gerçek aşka ulaşma yolunda insan sık sık maddi manevi birçok şeye tutunma amaçlı hata yaptığını idrak edemez. Oysa Mevlana Hazretleri buyurmuyor mu bir şiirinde "Allah der ki: Kimi benden çok seversen onu senden alırım. Ve ekler; Onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım."
İnsan bir arayıştadır, tutunacak bir dal, sığınacak bir liman arar.
Bunun nedenini şöyle açıklıyor Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız: "Ruh sahibini arıyor. O'nu arıyor. Bir kafese girmiş, sahibini arıyor. Kuşu altın kafese koymuşlar. 'Ah Vatan' deyip duruyor. Mevlana ne kadar güzel buyuruyor 'Yırt o beden çuvalını çık işin içinden', 'Ey kuş can evine uç' diyor. Yani o kalp âlemine kalkıp da maddenin, şunun, bunun sevgisini doldurma! 'Canın yüce doruğuna uç' diyor. Yani 'Rabbine uç' diyor. Çünkü ruh O'na gitmek istiyor. Sen de her gün önünü kesiyorsun. Ondan sonra da huzur arıyorsun. Bu durumda huzuru nerede bulacaksın? Mümkün müdür? O'ndan gayri hiçbir yerde huzur bulunmaz. Yani O'nunla olacaksın ki huzur bulasın." (Ruh sahibini arıyor, Hikmetin Sırları)
Mutlaktır ki Aşkla yanma sürecinde insanı Allah'a taşıyan bir vesile gerektir. Cenabı Hakk, Maide suresinde şöyle emretmiştir: "Ey inananlar, Allah'tan korkun, O'na (yaklaşmaya) vesile arayın. " (Maide, 35)
Leyla vesile olmuştur Mecnun'a, Mevla'yı bulup onun Aşkıyla yanmasına.
Peki, Leyla kimdir?
Prof. Dr. Haydar Baş hocamız bir sohbetinde şöyle buyuruyor "Tasavvufta Leyla, kişinin gönlünde taşıdığı sevdasıdır. Herkesin Leylası kalbinde taşıdığı sevdanın adıdır. Bu aşk, kişiyi Hakk'a vuslat ettirir. Bu manada insanı kâmiller de sevenleri için Leyla hükmündedir. Onlar da sevenlerini Hakk'a vuslat ettirirler."
Mevlana, Mecnun misali sevdalanmıştır Şems hazretlerine, Onun şehadetinin ardından Mevlana gecelerini kendi gönül âlemindeki Şems'in varlığı ile değerlendirmiş ve bu gecelerde 7-8 gazel birden yazmıştır. Mevlana Şam'a gitmiş sözde Şems'i arıyordu. Bu arayış varlığında olan Şems'i arama idi. Onun için, zahirde onu bulamayacağını biliyordu. Sultan Veled'e göre Şam'a bir keklik gibi giden Mevlana Konya'ya alıcı bir doğan gibi dönmüştü. Eğer Mevlana Şems'i
Şam'da bulmuş olsaydı bu onun için bir kayıp olurdu. Hâlbuki şimdi Mevlana coşkun ve cezbeliydi. Katre idi coşup deniz oldu. Yüce idi âşkla daha da yücelendi. Aradığı, kendinde göründü. (Kaynak: Prof. Dr. Haydar Baş, İslam ve Mevlana; Yeni Mesaj, Nurcan Karakaya)
Mevla'ya teslim olan Mevlana Leyla'sızlığa razı olur.
Allah her birimizin gerçek âşka, Mevlaya ulaşıp ona teslim olabilmeyi nasip eylesin.
"Herkes Aşk sanatını öğrenemez..
Bu avı her avcı yakalayamaz..
Aşk kabiliyet ister..
Hakk'ı arayana temiz bir kalp gerektir..
Aşk ilk önce maşukta belirir.
Ki, Âşık, öteleri görsün."
(Allah yakındır/ 2006)
Misafir Kalem / diğer yazıları
- HİLMİ SALBAŞ: Neden Bağımsız Türkiye Partisi / 25.03.2024
- DİYETİSYEN FATMA ÖZDEMİR: Ramazanda tatlı krizlerine son / 20.03.2024
- FATMA ÖZDEMİR: Ramazanda beslenmeye dikkat! / 12.03.2024
- YASEMİN ÖZBEY: Muhalif basına açık mektup! Hâlâ mı? / 29.11.2023
- Fatıma Zehra Aydın: İnancımızı anlamadığımız için Atatürk’ü de anlamadık / 20.08.2023
- Rabia Sümeyye Aydın: Yolsuzluk konusunda da ‘NAS’ olduğunu biliyor muydunuz? / 13.08.2023
- JÜLİDE DOYURUM: ‘Allah dostları aynadır’ / 05.07.2023
- İlyas Güneştekin: Seçim analizi ve BTP lideri Hüseyin Baş / 03.06.2023
- R.Sümeyye Aydın: Sandıktan sonra da umut var / 26.05.2023
- ALİ HAMZA AYDIN: Bireyin mutluluğu toplumsal huzurdur / 02.04.2023
- DİYETİSYEN FATMA ÖZDEMİR: Ramazanda tatlı krizlerine son / 20.03.2024
- FATMA ÖZDEMİR: Ramazanda beslenmeye dikkat! / 12.03.2024
- YASEMİN ÖZBEY: Muhalif basına açık mektup! Hâlâ mı? / 29.11.2023
- Fatıma Zehra Aydın: İnancımızı anlamadığımız için Atatürk’ü de anlamadık / 20.08.2023
- Rabia Sümeyye Aydın: Yolsuzluk konusunda da ‘NAS’ olduğunu biliyor muydunuz? / 13.08.2023
- JÜLİDE DOYURUM: ‘Allah dostları aynadır’ / 05.07.2023
- İlyas Güneştekin: Seçim analizi ve BTP lideri Hüseyin Baş / 03.06.2023
- R.Sümeyye Aydın: Sandıktan sonra da umut var / 26.05.2023
- ALİ HAMZA AYDIN: Bireyin mutluluğu toplumsal huzurdur / 02.04.2023