Ankara şu günlerde yoğun bir diplomasi trafiği yaşıyor.
PKK(KONGRA-GEL)ile ABD arasında sıkışan hükümet, önceki gün Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Lideri Celal Talabani ile Irak Türkmen Cephesi(ITC)nden Faruk Abdullah'ı ağırladı.
Türkmen Lider, Ankara'ya belli başlı taleplerini(ki bu talepler Ankara tarafından da biliniyor)iletti ve destek istedi.
Talabani ise, tanıdığımızdan farklı bir dille Ankara ile sıcak diyalog geliştirmenin sinyallerini verdi.
Ankara'ya daha düne kadar kafa tutarak Türk askerine tehditler savuran Talabani ne olmuştu da yeni ve ılımlı bir süreci dillendirmeye başlamıştı?
İkiyüzlü tutumuyla tanıdığımız Talabani'yi buna zorlayan şartlardan sözetmek gerekiyor.
KDP ile KYB arasında her ne kadar uzlaşı ortamı gibi sunulsa da; içten içe bir pazarlık yaşanıyor.
Talabani ve Barzani'nin anlaştıkları tek nokta: Bağımsız bir Kürdistan'ın kurulması hayali.
Bunun dışında siyasal ve ekonomik taleplerde iki örgüt arasında çatlaklar var. Bu çatlakların başında gümrük gelirleri ve Kerkük petrolleri yeralıyor.
KDP'den sıyrılarak Ankara'ya yamanmaya çalışan Talabani İran'ın Kürt ve Şii endişeleri nedeniyle İran'dan cesaret alamadı. Üstüne üslük ABD'den gelen olumsuz haberler Ankara ibresini gösterdi.
Ankara için asıl öncelik ise; Talabani'ye nasıl güvenileceği sorunu.
Türkmenler'i Kuzey Irak'ta siyasal ve demografik açıdan sindirmeye çabalayan Talabani'nin Türkmenler'e sıcak tavır almasının samimiyet boyutu tartışmalara açık.
Kerkük sorununda Kürtlerle beraber Arap ve Türkmen temsilcilerin yanısıra mütaala pozisyonunda Türk temsilcilerin bulunmasına yeşil ışık yakan Talabani, umarız Kuzey Irak'a döndüğünde bu tavrını değiştirmez.
Başbakan ve Dışişleri Bakanı ile ikili görüşmelerde bulunan Talabani'nin Ankara'ya gelişi Dışişleri'nin Irak'ta yeni Kürt federasyonuna sıcak bakmasıyla eşanlı gerçekleşti.
Türk Dışişleri, Kürtler'e Irak'ın merkezi bütünlük içerisinde geniş bir federasyon tanımayı akla yatkın buluyor; ama bu bütünlüğün yakın süreçte sekteye uğrayıp uğramayacağı düşünülmüyor.
18 eyaletten oluşan Irak, Kürtler'e geniş anlamda federasyon tanıması durumunda Kürtler bunu bağımsızlığa kadar vardıracaklar.
KYB ve KDP, Kuzey Irak'ta Kerkük'teki etkinliklerini artırmış bulunuyorlar. Kürtler güney bölgelerinden yeni topraklar alıyorlar ve Türkmen nüfusuna karşıt yeni nüfus kaydırma gayretindeler.
Kerkük ve Musul merkezli Kuzey Irak'ı tam bir Kürt devleti yapmak için Peşmergelerin yoğun bir atağı var.
Dünyanın Suudi Arabistan'dan sonra, ikinci petrol rezervine sahip Irak'taki gelişmeler Türkiye'yi yakınen ilgilendiriyor.
Irak petrollerinin % 40'ı Kerkük'ten çıkarılıyor.
Türk Dışişleri'nin Kürtler'in sempatiyle baktıkları federasyon önerisini çok boyutlu ve rasyonel değerlendirmesi gerekiyor.
Federasyon uğruna rosyonel haklarımız zayi olmamalı.
PKK(KONGRA-GEL)ile ABD arasında sıkışan hükümet, önceki gün Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Lideri Celal Talabani ile Irak Türkmen Cephesi(ITC)nden Faruk Abdullah'ı ağırladı.
Türkmen Lider, Ankara'ya belli başlı taleplerini(ki bu talepler Ankara tarafından da biliniyor)iletti ve destek istedi.
Talabani ise, tanıdığımızdan farklı bir dille Ankara ile sıcak diyalog geliştirmenin sinyallerini verdi.
Ankara'ya daha düne kadar kafa tutarak Türk askerine tehditler savuran Talabani ne olmuştu da yeni ve ılımlı bir süreci dillendirmeye başlamıştı?
İkiyüzlü tutumuyla tanıdığımız Talabani'yi buna zorlayan şartlardan sözetmek gerekiyor.
KDP ile KYB arasında her ne kadar uzlaşı ortamı gibi sunulsa da; içten içe bir pazarlık yaşanıyor.
Talabani ve Barzani'nin anlaştıkları tek nokta: Bağımsız bir Kürdistan'ın kurulması hayali.
Bunun dışında siyasal ve ekonomik taleplerde iki örgüt arasında çatlaklar var. Bu çatlakların başında gümrük gelirleri ve Kerkük petrolleri yeralıyor.
KDP'den sıyrılarak Ankara'ya yamanmaya çalışan Talabani İran'ın Kürt ve Şii endişeleri nedeniyle İran'dan cesaret alamadı. Üstüne üslük ABD'den gelen olumsuz haberler Ankara ibresini gösterdi.
Ankara için asıl öncelik ise; Talabani'ye nasıl güvenileceği sorunu.
Türkmenler'i Kuzey Irak'ta siyasal ve demografik açıdan sindirmeye çabalayan Talabani'nin Türkmenler'e sıcak tavır almasının samimiyet boyutu tartışmalara açık.
Kerkük sorununda Kürtlerle beraber Arap ve Türkmen temsilcilerin yanısıra mütaala pozisyonunda Türk temsilcilerin bulunmasına yeşil ışık yakan Talabani, umarız Kuzey Irak'a döndüğünde bu tavrını değiştirmez.
Başbakan ve Dışişleri Bakanı ile ikili görüşmelerde bulunan Talabani'nin Ankara'ya gelişi Dışişleri'nin Irak'ta yeni Kürt federasyonuna sıcak bakmasıyla eşanlı gerçekleşti.
Türk Dışişleri, Kürtler'e Irak'ın merkezi bütünlük içerisinde geniş bir federasyon tanımayı akla yatkın buluyor; ama bu bütünlüğün yakın süreçte sekteye uğrayıp uğramayacağı düşünülmüyor.
18 eyaletten oluşan Irak, Kürtler'e geniş anlamda federasyon tanıması durumunda Kürtler bunu bağımsızlığa kadar vardıracaklar.
KYB ve KDP, Kuzey Irak'ta Kerkük'teki etkinliklerini artırmış bulunuyorlar. Kürtler güney bölgelerinden yeni topraklar alıyorlar ve Türkmen nüfusuna karşıt yeni nüfus kaydırma gayretindeler.
Kerkük ve Musul merkezli Kuzey Irak'ı tam bir Kürt devleti yapmak için Peşmergelerin yoğun bir atağı var.
Dünyanın Suudi Arabistan'dan sonra, ikinci petrol rezervine sahip Irak'taki gelişmeler Türkiye'yi yakınen ilgilendiriyor.
Irak petrollerinin % 40'ı Kerkük'ten çıkarılıyor.
Türk Dışişleri'nin Kürtler'in sempatiyle baktıkları federasyon önerisini çok boyutlu ve rasyonel değerlendirmesi gerekiyor.
Federasyon uğruna rosyonel haklarımız zayi olmamalı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005