Felaketleri AFAD değil, JAK yönetsin

Konuşacak çok şey var ama sonra.

Bugün yaşanmakta olan büyük afetin tek sorumlusu, yaşlanmış siyasetçilerdir.

Aynı zamanda bu büyük felaketin altından kalkmak için en büyük fedakârlığı ise, genç kuşağımız yapıyor.

Her birinin alınlarından öpüyoruz.

Helal olsun Türk gençliğine.

Böylesine bir gençlik vallahi dünyanın hiçbir yerinde yok ve olamaz.

"Çıkarın cebinizdeki telefonları" dedikleri bu gençler, deprem bölgesinde arama kurtarmayı yapanların bizzat başında geliyor.

Deprem bölgesine gönderilen olağanüstü yardımların tamamı bu gençlerin ellerinden tek tek geçiyor.

İş bulamadığımız ve horladığımız bu gençler özellikle de siyasete öylesine bir ders veriyor ki bu davranışlarıyla…

Bu, işin dayanışma ve duygu boyutu.

Asıl konu şu:

ABD, 2000'li yıllarda NATO konseptinde yaptığı tatbikatlarla, Türkiye'nin büyük bir deprem sonrası işgalini canlandırmıştı. ABD bunu yaparken, Türk yetkilileri olası bu büyüklükte bir deprem sonrası nasıl bir planlama yaparız diye hiç düşünmemiş. Buna neden olarak da, sürekli bütçe yetersizliği ileri sürüldü. Oysa devlet aklı asla konuyu bu şekilde değerlendiremez ve değerlendirmemeli.

Nedeni çok açık…

Bugün 10 ilde meydana gelen ve can kayıpları varken maddi hesaplamanın bile saygısızlık olacağını şerh düşerek şu hesaplamayı yapalım.

Bu büyüklükteki bir felaketi toparlamak ve yaraların tam sarılmasını temin etmek için, tahmini olarak 200 milyar dolar civarı bir meblağ gerekir.

Bunun Türkiye sathına yaydığı olumsuzluklar ve bölgeye kaydırılan tüm imkânların toplam maliyetini saymıyorum bile.

Peki, madem bu felaketten sonra bu kadar bir bütçeyi ister istemez bulup vermemiz kaçınılmaz oluyor, neden bu felaketin hiç yaşanmaması için daha ilk başta 10 milyar dolar ayırıp, tüm binaları depreme dayanıklı olarak inşa etmiyoruz!

Hangisi daha büyük rakam, 200 milyar dolar mı, 10 milyar dolar mı?

Kaybettiğimiz canlarımız!...

En büyük kayıp, insandır, candır. Neden bu tedbirleri bilerek almadınız?

Yaşlı siyasetin bu ülkeye dair ödettiği ağır bedelleri sürekli olarak gençler mi sırtlanacak. Yazıklar olsun!

Bir diğer çok önemli konu:

AFAD çalışanlarına yürekten teşekkür ediyoruz. Ancak, temelleri 1923 yılına kadar uzanan Sivil Savunma Kuruluşu'nu neden ve hangi akılla bu kadar büyük hafızasıyla 2009'da kapattınız. En büyük kötülük bu olmuştur, bundan mutlaka dönülmelidir. Görüldü ki, AFAD bu koordinasyonu sağlamada çok acemice hareket etmiştir.

Ayrıca AFAD'ın alt kolları olan, AKUT, JAK, PAK ve Kızılay gibi kuruluşların koordinasyonu bundan böyle JAK veya AKUT olmalıdır.

Zira bu işlerde en deneyimli ve hızlı hareket kabiliyetine sahip olan, en başta JAK'tır.

Bu işler çok hızlı hareket etmeyi ve disiplini gerektirir ki bunun altından AFAD değil, JAK kalkabilir.

Konuşulacak o kadar çok mesele var ki…

Kısaca derim ki, bundan sonra depremin adresi İstanbul olabilir. Böylesine bir depremde Türkiye bu yapı ile devam etmede inat ederse, ülkenin kapısına kilit vurulur, Allah korusun!

İstanbul'da kurulu stratejik ve yaşamsal sanayi kuruluşları acilen Karadeniz bölgesine kaydırılmalı.

Eğer bu yapılmazsa, bütün yıkımın sorumlusu işbaşındaki hükümet olacaktır.

Bu çapta bir felaketi yönetemeyen hükümetin bırakın seçim kaybetmesini, yıllarca yargılamalarla hesap vereceği bir dönem de başlamış olur.

Türk gençlerine helal olsun.

Hüseyin Baş Bey çok güzel söylemişti:

"Gençler halleder."