Geçen hafta çok iyi oynayarak Fenerbahçe'yi yenen Trabzon tarihinde hiç yenilmediği Karagümrük'e kaybederek derbi zaferini heba etti.
Derbi maçları kazanan taraflar bir sonraki hafta karşılaştıkları zayıf rakiplere kaybedebiliyorlar. Bu futbolda olan bir şey.
Fakat şunu söylemek lazım ki bu kadar kötü kaybetmek Trabzonspor'a yakışmadı.
Ben Trabzon savunmasının maç boyunca ne yapmaya çalıştığını anlamadım.
Her halde maçtan önce toplanıp biz bu maçı nasıl kaybederiz diye kafa yormuş olmalılar. Trabzonspor savunmasında maç boyunca neredeyse her ikili mücadelede çalım yemeyen oyuncu kalmadı.
Tehlike çanları 6 ncı dakikadaki ilk Karagümrük golü öncesi çalmaya başladı.
Golden yarım dakika önce Victor Hugo'nun Bartra'ya attığı pas kısa düştü.
Yetmedi Bartra yere düştü. Bartra'nın hatasını telafi etmesi de bir yarar sağlamadı. Gelişen hücum Karagümrük'ün ilk golü oldu.
Bartra sadece bu pozisyonda değil 45+4'te bir kere daha yere düştü ve peşi sıra panik içinde rakibi Borini'yi çekip düşürdü. Haliyle kırmızı kartı gördü. İşe bakın ki bu kırmızı kart Bartra'nın kariyerinde gördüğü ilk kırmızı kartmış.
Bakın bir enstantane anlatacağım Trabzon'un savunmasının ne halde olduğunu siz anlayın.
38'de Eren rakibi Shukurov ile mücadele ederken topu savuşturmak için uğraşıyordu.
Tam üç kere topu ileri yollamak istedi ve üçünde de topu Shukurov'a çarptırdı.
Bu arada orta sahadan kendi savunmasına kadar Shukurov ile birlikte geri geldi. Şimdi böyle büyük takım sol beki olur mu? Olmaz tabii.
Ayrıca Eren Trabzonspor'un yediği ikinci golde rakibine orta yapma fırsatı verdi. İlk yarı Karagümrük takımı 3-4 kere geldi ve bunlardan ikisi gol oldu.
Trabzon'un iyi yaptığı şeyler de yok muydu? Vardı tabii.
Trabzon yediği ilk gol ile yediği ikinci gol arasındaki süre boyunca muazzam bir baskı yaptı ve Karagümrük'ü kendi sahasına hapsetti.
Bu süre boyunca Trezeguet ve Ömür takımdan olumlu yönde ayrıştılar. Ne var ki onların çabaları da çok ürteken değildi.
Bakasetas genelde sol taraftaki Trezeguet ile uyumlu idi.
İkinci yarı büyük takım karşısında öne geçen zayıf takımın oynadığı futbolun sonucu gerçekleşti.
Yani Karagümrük çok iyi kapandı ve Trabzonspor savunmasında çok geniş alanlar bıraktı. Karagümrük bu geniş alanları çok iyi değerlendirdi ve 2 gol buldu.
Oyuna sonradan giren Trabzonlu oyuncular da hata yapmakta çıkanlardan aşağı kalmadılar.
73'te Larsen rakibi Borini'den çok kötü bir çalım yedi. Hücumu sürdüren Borini'nin şutu direğe çarpıp auta çıktı.
Bütün bunlardan sonra Trabzonspor sanki öndeymiş gibi kalabalık Karagümrük defansı önünde anlamsız paslar yapıp durdu.
Sanki oyunu soğutması gereken Karagümrük değil Trabzonspormuş gibi bu anlamsız paslar hiçbir işe yaramadı.
Trabzonspor'un bu maçtaki performansı nerede geçen haftaki Trabzon nerede bu maçtaki Trabzon dedirtti.
Fenerbahçe karşısında alınan galibiyetin bir anlamı kalmadı. Derbi maçları kazanmak elbette güzel. Fakat devamı gelmeyince bir anlamı kalmıyor.
Avcı kazanılan derbi maçlardan sonra hep sadece bir maç kazandık o kadar diyor.
Olayı böyle görmek daha sağlıklı. Yoksa derbiyi kazan diğer maçları kaybet ne anlamı var.
Bakalım Trabzonspor bu kaybı nasıl telafi edecek.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Kolay elde edilecek bir başarı değil / 19.05.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025