Sivil-asker, devlet-millet topyekun Türkiye, 15 Temmuz'da çok büyük bir dahilî-haricî ortak yapım ihaneti atlatmıştır.
Dünkü yazımın sonunda, yarın Cüppeli Fethullahçılara değinelim, demiştim. Ancak Selim Kotil kardeşimiz bu bağlamda bir yazı ulaştırınca, ben yazımı yarına erteledim.
Cübbeli'nin de, İsmail Ağa cemaatinin kalbine atılmış gerçekte çekirdekten bir nurcu ve fırsatçı bir Fetullahçı olduğunu göreceksiniz? Bizzat babasının ve kendisinin ağzından nakledeceğim.
Cumhurbaşkanı'nın deyimiyle Fetullah metastasında bir kısım cüppelilerin özel hizmetlerinin hatırı sayılır katkıları vardır; toplumun bunları da tanıması lazımdır.
Gelelim sadede?
Ta 1995'den beri Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu, Amerikan-Vatikan özel planı olan Dinlerarası Diyalog fitnesi ve FETÖ oluşumu hususunda milletimize ikazlarını sürdürmüştür.
Ma'lum 28 Şubat'ın perdesi kaldırıldığında, kimi aymazlar tarafından setredilmeye çalışılsa da altından yine FETÖ çıkmıştır.
15 Temmuz'da küresel işgalcilerin aklı ve planlarıyla boy veren FETÖ bağlantılı darbe teşebbüsü, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'da temerküz etmiş devlet aklı, siyasî tecrübe ve milletin çelik iradesiyle atlatılmıştır.
Yaşanan olaylar Haydar hocayı doğrulamıştır.
Yedi-sekiz aydan beri düşük yoğunluklu ve fakat 15 Temmuz ihanetinden sonra tam gaz olarak Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın dirayetiyle gerçekleştirilen operasyonlar ve FETÖ'yü temizleme seferberliği, FETÖ'nün Türkiye'miz için ne büyük bir risk oluğunu ortaya koyması bakımından mandardır.
FETÖ bağlantılı darbeci çete, namluyu millete doğrultuyor, tankları halkın üzerine sürüyor; yüzlerce insanımızı şehit ediyor.
Milli iradenin kalbi olan TBMM'yi bombalıyor.
Devlet, milleti, sivili, askeri kendi içinde öldürtmeye, Müslümanı Müslümana kırdırtmaya çalışıyor.
İslam coğrafyasını hedef alan BOP'taki darbe ve baharların temel karakteristiğidir bu.
Fetullah'ı paşa gibi ağırlayan Amerika, NATO, AB ve İngiltere tırnaklarını birbirine sürtüyor?
15 Temmuz vakıası, sadece bir darbe teşebbüsü değil, küresel planlamalı adeta bir işgal ve iç savaş denemesidir.
Tarih böyle bir ihaneti yazmamıştır.
CIA şefi Garham Fuller, MI 6 borazanı Robert Fisk ve çok parçalı BOP haritasının pazarlamacısı Ralph Peters'in darbe teşebbüsünün ilk saatlerinde yaptıkları darbeci açıklama ve tedhiş ilanatı da, Türkiye üzerindeki hesabın vahametini algılamak bağlamında önem arz etmektedir.
Bu bakımdan Cumhurbaşkanı'nın "Bunlar adeta bir kanser virüsü gibi şu anda bir metastaz dönemindeler. Dolayısıyla uyanık olacağız, birlik, beraberlik içinde olacağız, kardeş olarak inşallah. Bu ülkemizi asla bunlara kaptırmayacağız. Şimdi bunlar ilk dersi aldılar" perspektifi hayati bir çıkıştır.
Başbakan Binali Yıldırım'ın, bunların üzerine ta baştan beri canını ortaya koyarak soğukkanlı, ağırbaşlı ve planlı gitmesi, sonuna kadar gitme kararlılığını hukuk muvacehesinde temizleme harekatıyla sürdürmesi, gelecek günlerdeki devlet ve millet bünyemizin geçmişten çok daha sağlıklı ve sapasağlam olacağının işaretidir.
Darbeye teşebbüsle bağlantılı FETÖ ihanetinin yerel ve küresel çapını elbette devlet aklı ve bilge siyaset bilir; ona göre milli bir vaziyet almak gerekir.
Henüz ilk saatlerde devlet-millet bünyesinde yapılan FETÖ temizlemesine şöyle bir göz atın:
General-Amiral: 118; Subay-asker: 1 563; Hakim-Savcı: 2 735; Dekanlar: 1 577; MİT: 150; Vali-Kaymakam: 47; Başbakanlık: 257; Özel okullardaki öğretmenler: 21 000; Milli Eğitim Bakanlığı: 15 200; Maliye Bakanlığı: 1 500; Diyanet: 492; Aile Bakanlığı: 393; Kalkınma Bakanlığı: 36; Tarım Bakanlığı: 260; İçişleri Bakanlığı: 11 000
Kısaca devlet-millet bünyesinde halen 50-60 binleri bulan ve yüzbinlere varacağı düşünülen ciddi bir bağırsak temizliği sürüyor. Böyle bir temizlik, ancak bilge, basiretli ve milli bir devlet aklıyla başarılabilir.
Sadece bu tablo bile Türkiye'yi kıvrandıran ve Türk milletinin karşı karşıya bulunduğu tehlikeyi idrak etmek bakımından yeterlidir.
Yüce Allah, her türlü eksiğine-noksanına rağmen İslam medeniyetinin son kalesi halindeki Türk milleti, devleti ve ordusunu muhafaza etmiş; sivil-asker topyekun Türk milleti de demokrasisini, vatanını, bağımsızlığını ve geleceğini koruyup kollamıştır.
Ağzı dualıların duası, Ehl-i beytin himmet ve nefesi imdada yetişmiştir.
Bundan sonraki günler, inşallah milli birlik ve milli şahlanış günleri olsun.
Dünkü yazımın sonunda, yarın Cüppeli Fethullahçılara değinelim, demiştim. Ancak Selim Kotil kardeşimiz bu bağlamda bir yazı ulaştırınca, ben yazımı yarına erteledim.
Cübbeli'nin de, İsmail Ağa cemaatinin kalbine atılmış gerçekte çekirdekten bir nurcu ve fırsatçı bir Fetullahçı olduğunu göreceksiniz? Bizzat babasının ve kendisinin ağzından nakledeceğim.
Cumhurbaşkanı'nın deyimiyle Fetullah metastasında bir kısım cüppelilerin özel hizmetlerinin hatırı sayılır katkıları vardır; toplumun bunları da tanıması lazımdır.
Gelelim sadede?
Ta 1995'den beri Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu, Amerikan-Vatikan özel planı olan Dinlerarası Diyalog fitnesi ve FETÖ oluşumu hususunda milletimize ikazlarını sürdürmüştür.
Ma'lum 28 Şubat'ın perdesi kaldırıldığında, kimi aymazlar tarafından setredilmeye çalışılsa da altından yine FETÖ çıkmıştır.
15 Temmuz'da küresel işgalcilerin aklı ve planlarıyla boy veren FETÖ bağlantılı darbe teşebbüsü, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'da temerküz etmiş devlet aklı, siyasî tecrübe ve milletin çelik iradesiyle atlatılmıştır.
Yaşanan olaylar Haydar hocayı doğrulamıştır.
Yedi-sekiz aydan beri düşük yoğunluklu ve fakat 15 Temmuz ihanetinden sonra tam gaz olarak Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın dirayetiyle gerçekleştirilen operasyonlar ve FETÖ'yü temizleme seferberliği, FETÖ'nün Türkiye'miz için ne büyük bir risk oluğunu ortaya koyması bakımından mandardır.
FETÖ bağlantılı darbeci çete, namluyu millete doğrultuyor, tankları halkın üzerine sürüyor; yüzlerce insanımızı şehit ediyor.
Milli iradenin kalbi olan TBMM'yi bombalıyor.
Devlet, milleti, sivili, askeri kendi içinde öldürtmeye, Müslümanı Müslümana kırdırtmaya çalışıyor.
İslam coğrafyasını hedef alan BOP'taki darbe ve baharların temel karakteristiğidir bu.
Fetullah'ı paşa gibi ağırlayan Amerika, NATO, AB ve İngiltere tırnaklarını birbirine sürtüyor?
15 Temmuz vakıası, sadece bir darbe teşebbüsü değil, küresel planlamalı adeta bir işgal ve iç savaş denemesidir.
Tarih böyle bir ihaneti yazmamıştır.
CIA şefi Garham Fuller, MI 6 borazanı Robert Fisk ve çok parçalı BOP haritasının pazarlamacısı Ralph Peters'in darbe teşebbüsünün ilk saatlerinde yaptıkları darbeci açıklama ve tedhiş ilanatı da, Türkiye üzerindeki hesabın vahametini algılamak bağlamında önem arz etmektedir.
Bu bakımdan Cumhurbaşkanı'nın "Bunlar adeta bir kanser virüsü gibi şu anda bir metastaz dönemindeler. Dolayısıyla uyanık olacağız, birlik, beraberlik içinde olacağız, kardeş olarak inşallah. Bu ülkemizi asla bunlara kaptırmayacağız. Şimdi bunlar ilk dersi aldılar" perspektifi hayati bir çıkıştır.
Başbakan Binali Yıldırım'ın, bunların üzerine ta baştan beri canını ortaya koyarak soğukkanlı, ağırbaşlı ve planlı gitmesi, sonuna kadar gitme kararlılığını hukuk muvacehesinde temizleme harekatıyla sürdürmesi, gelecek günlerdeki devlet ve millet bünyemizin geçmişten çok daha sağlıklı ve sapasağlam olacağının işaretidir.
Darbeye teşebbüsle bağlantılı FETÖ ihanetinin yerel ve küresel çapını elbette devlet aklı ve bilge siyaset bilir; ona göre milli bir vaziyet almak gerekir.
Henüz ilk saatlerde devlet-millet bünyesinde yapılan FETÖ temizlemesine şöyle bir göz atın:
General-Amiral: 118; Subay-asker: 1 563; Hakim-Savcı: 2 735; Dekanlar: 1 577; MİT: 150; Vali-Kaymakam: 47; Başbakanlık: 257; Özel okullardaki öğretmenler: 21 000; Milli Eğitim Bakanlığı: 15 200; Maliye Bakanlığı: 1 500; Diyanet: 492; Aile Bakanlığı: 393; Kalkınma Bakanlığı: 36; Tarım Bakanlığı: 260; İçişleri Bakanlığı: 11 000
Kısaca devlet-millet bünyesinde halen 50-60 binleri bulan ve yüzbinlere varacağı düşünülen ciddi bir bağırsak temizliği sürüyor. Böyle bir temizlik, ancak bilge, basiretli ve milli bir devlet aklıyla başarılabilir.
Sadece bu tablo bile Türkiye'yi kıvrandıran ve Türk milletinin karşı karşıya bulunduğu tehlikeyi idrak etmek bakımından yeterlidir.
Yüce Allah, her türlü eksiğine-noksanına rağmen İslam medeniyetinin son kalesi halindeki Türk milleti, devleti ve ordusunu muhafaza etmiş; sivil-asker topyekun Türk milleti de demokrasisini, vatanını, bağımsızlığını ve geleceğini koruyup kollamıştır.
Ağzı dualıların duası, Ehl-i beytin himmet ve nefesi imdada yetişmiştir.
Bundan sonraki günler, inşallah milli birlik ve milli şahlanış günleri olsun.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019