Bazen hayatın gerçekleriyle, gerçek hayatla pek uyuşmayan bir gelişmeye şahit olduğumuzda, buna benzer bir haber duyduğumuzda, şaşırdığımızı ve şaşkınlığımızı ifade etmek için; "şaka gibi, fıkra gibi" der geçeriz.
"Şaka gibi, fıkra gibi" diyebileceğimiz dizi dizi gelişmelerin yaşandığı, tomar tomar haberlerin kulağımıza çalındığı bir zaman diliminden geçiyoruz millet olarak, ülke olarak.
"Fıkra gibi" den önce fıkramıza bir göz atalım.
Günlerden bir gün adamın biri Nasreddin hocamızın kapısını çalmış, evinin darlığından, çoluk-çocuk neredeyse nöbetleşe yatacak kadar sıkışıklıktan dert yanmış ve çare-çözüm yolları sormuş.
Hoca çare olarak, eğer varsa sırayla koyunlarından birkaçını, ineğini, varsa eşeğini de eve almasını tavsiye etmiş.
Zaten rahat nefes alamayacak kadar dar olan evine sırayla hayvanları da aldıkça iyice bunalmış ve yine soluğu hocanın kapısında almış ve basmış feryadı:
"Hocam dediklerini yaptım ama artık nefes alacak halimiz kalmadı, ne yapalım?"
Hoca, oldukça panik halinde olan komşusuna çareyi söylemiş; "şimdi git sırayla hayvanları evden çıkar ve gel görüşelim" demiş yollamış adamı.
Adam, koyunlarını, ineğini ve eşeğini evden çıkardıktan sonra gitmiş hocayla görüşmeye ve hoca sormuş; "şimdi nasılsın, çoluk-çocuk nasıl?"
"Hocam sorma, meğer dünya varmış, öylesine rahatladık ki sorma gitsin."
Son günlerde yaşadıklarımızı birebir resmeden bir fıkra.
Önce bin bir çeşit fırıldaklar çevirerek döviz tırmandırıldı, tırmanan dövize bağlı olarak temel ihtiyaç maddelerdeki fiyatlar füzelerle yarışır hale geldi ve günlerden bir gün yine bir numara ile sadece saatler, belki dakikalar içinde döviz aşağılara çekildi, görünmez-anlaşılmaz tarafından sınırsız faiz vadederek dondurma tadında suni bir rahatlama sağlandı.
Şimdilerde hacım, fıkradaki adam gibi "oh dünya varmış" diyerek zil takıp oynamaya başladı.
Son günlerde yaşananları anlatmak için gerçekten "fıkra gibi" demek bile oldukça yetersiz, oldukça hafif kalıyor.
Kamu-özel ortaklığı ile dövizle ihale edilen, döviz üzerinden devletin, dolayısıyla milletin borçlandırıldığı yol, köprü, tünel, havaalanı türü işletmeler yüzünden kamburumuz çıkmışken, belimiz bükülmüş, torunlarımıza sarkan borçlar oluşmuşken şimdi de bu "döviz garantili sistem, zenginin garantisi milletin cebinden sistemi" ile kambur üstüne kambur yüklenmiş oldu.
Şimdi ise hacım, sırtına yüklenen üst üste kamburlarla, adı değiştirilmiş sınırsız faiz yükü ile sevinç çığlıkları atıyor.
Gerçekten fıkra gibi.
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024