Aklını kullanan devletler ve toplumlar iktisadi çöküşten kurtuluyor.
Aklını kullanmayan veya aklını Amerika ve İngilteregibi küresel sömürgecilere kiraya verenler, yokluk-yoksulluk kuyruklarında pinekleyip devletlerini de, milletlerini de çöküşe sürüklüyorlar.
Aklını kullanmayanların batışını ve yok oluşunu, dünyayı ahtapot gibi saran sömürgeciliğin küresel kolları mesabesindeki Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler, IMF, ABD Hazine Departmanı, Fortune 500 gibi şirketlere akıl hocalığı ve ekonomik tetikçilik yapan John Perkins'in Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları adlı seri eserlerinden okuyabilir, görebilirsiniz… Ne vahşi sömürü!
Aklını kullananların ise nasıl dünyanın kutbu oldukları gözümüzün önünde cereyan ediyor: Rusya, Çin, Brezilya, Hindistan, Güney Afrika gibi 4 milyar nüfusluk Asya ve BRICS ülkeleri batmış ve iflas etmiş vaziyette iken aklını kullandı, 2005 yılında BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın deklare ettiği Milli Ekonomi Modeli ve Milli Para sistemine kulak astı, kurtuldular, şahlandılar.
4 milyar nüfusluk Avrasya ve BRICS dünyasının Prof. Dr. Baş'ın model ve sistemiyle yükselişini görmemek için sadece kör olmak yetmez, basiretsiz ve nasipsiz olmak gerekiyor.
Bugün, Türk milleti ve devletinin aklını kullanma, olan-biteni görme, yaşadığımız ağır ve vahim gidişatı idrak etme günüdür.
Bugün topyekundevlet-millet olarak gerçekten aklımızı kullanmaz ve 4 milyar nüfusun yaptığı gibi Milli Ekonomi Modeli ve Milli Para sistemini BTP ile iktidara taşımazsak; 31 Mart'tan sonra cümle âlem aklını kullansa, tüm akıllılar bir araya gelip aklımızı kolektif olarak da kullansak, hiçbir fayda sağlamaz.
Türk milleti ve devleti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün şu ikazına kulak vermelidir: "Vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Halbuki, hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir!" (Mustafa Kemal Paşa, 6 Mart 1922, TBMM Gizli Celse Zabıtları, Cilt:17, Sayfa:6)
Tüm iflas ve batakları bir yana koysak bile; Türkiye'nin ayıkıp kurtulması için sadece yaşadığı şu patlıcan, biber, domates kuyruğu ve tanzim satış zilleti yeter.
Türkiye, yeşil komünizmin karne ve kota kuyruğuna mahkûm edilmiştir.
Tarım ülkesindeki bu üç kuruşluk zillet kuyrukları, AB, IMF ve Amerikan kapitalizmine teslim olmuş iktidar ve muhalefetin ortak eseridir.
Prof. Dr. Baş'ın 2001'den bu yana yaptığı, devlet ve milletimiz için tarım stratejik sektördür, tarımsız hiçbir kalkınma olmaz; tarımsal kalkınmanın yolu ise sürdürülebilir borçlanma değil, milletin GSMH'Sı ve kaynakları karşılığında Milli Parayı devreye koymak, Atatürk'ün dediği gibi köylüyü milletin efendisi yapmaktır, ikazlarına ve projelerine kulak asmadık.
Ne oldu? Biz kaybettik. Küresel sömürgecilerin kapı kulu olduk, iki kilo domates-biber-patlıcankuyruklarında ağaç olduk.
Böyle bir akılsızlık, basiretsizlik ve nasipsizlik olabilir mi?
Sadece domates-biber patlıcan kuyruğu değil ki mesele… Ülkenin bereketi gitti, her şey kurudu.
Kasa ise tamtakır; devlet de millet de meteliğe kurşun atıyoruz.
27 ülkeden canlı hayvan, 20 ülkeden karkas et ithal ediyoruz.
Bu arada iki ülkeden de domuz ithal ediyor iktidar.
123 ülkeden 156 çeşit tarım ürünü alıyoruz.
3 ülkeden saman ithal ediyoruz.
Buğday ithalatımız yüzde 235'lere fırladı… Pirinç yüzde 240, mısır ise yüzde 850.
Tarımın bittiği yerde hayvancılık kalır mı? O da bitti…
Bir avuç Hollanda kadar olamadık.
Adamlar, dünyaya 102 milyar Euroluk tarım ürünü ihracatı yapıyor.
Konya'mız kadar tarım alanı bulunmayan Hollanda, devlet bütçemiz kadar tarım ihracatı yapıyor.
Kendi insanlarının tüm tarım ürünü ve gıda ihtiyaçlarını da karşılıyorlar; domates, biber patlıcan kuyruğu yok…
Köylü ve çiftçileri ise Hollanda'nın efendisi… GSMH'ları 605 milyar Euro.
Hollanda'nın cirmi ne?
Hollanda'nın toplam yüzölçümü 41 milyon km2.
Hollanda topraklarının yüzde 42'si, deniz seviyesinin 5-6 metre altında… Ülkeyi su basmasın diye etrafı 7-8 metre duvarlara çevrili.
Konya'mızın yüzölçümü 38 milyon km2.
Türk tarımının bereket havzası GAP bölgesi ise 73 milyon km2.
Adam gibi bir milli tarım politikası icraata konsa; sadece Konya'mız, Türk milletini ele-güne muhtaç etmez, kıyamete kadar vatandaşlarımızın karnını doyurur.
Aklımızı başımıza devşirsek, adam gibi adam olsak; sadece GAP bölgesinin tarım ürünlerinden devletin kasasına 200 milyar Euro gelir koyarız. Şu anki devlet bütçemizin iki katı gelirsadece GAP tarımından gelir.
Bu büyük kalkınma ve bereketin dünyadaki bilimsel adı ve ispatlanmış adresi, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tır, Milli Ekonomi Modeli'dir, Milli Para sistemidir… Devlet ve millet olarak aklımızı kullandığımızda göreceğimiz, varacağımız ve bulacağımız tek kurtuluş adresi budur. Başka da yoktur.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019