Şaşırmayın, sabrınızı taşırmayın. Samimiyim bu başlıkta.O, İslam'a göre küfür olsa da, kendi 'amentü'sünü dillendirdi.Papa'nın bu İslam'a ve İslamî olan herşeye karşı olmayı esas alan 'amentü'sü 14 asırdır hiç değişti mi? Değişmedi.Peki Papa'ya kızan bunca "dini bütün zevat" aşağıda bir kısmını ancak sıralayabileceğim olaylara ve bu olayların mimarlarına kızıp küstüler mi?Mesela;17 Nisan 2000 P.tesi tarihli Zaman'da, "Ehl-i Kitap'la amentü'de ittifakımız var" başlıklı yazı kaleme alan Ahmet Şahin'e de "hoca sen ne demek istiyorsun" deyip kızdılar mı? Hayır. Tam aksine bunu sorgulayanlara (bizlere) kızdılar, hatta hakaret ettiler.Sahi bizim amentümüz ile papanın amentüsü aynı mı?Mesela;Papa kendisinden yaklaşık sekiz asır önce yaşamış Bizans İmparatoru II. Manuel Palelogos'tan alıntı yapıyor. Ve aradan 8 asır geçmiş olmasın rağmen, "özür dilemeyerek" ayni kanaatleri paylaştığını "anlayana" ilan ediyor. Ne diyordu II. Emanule Palelegos?: "Bana Muhammed'in getiridiği yenilikleri gösterin. Sadece tebliğ ettiği dinin kılıç gücüyle yayılması emrini vermesi gibi kötü ve insanlık dışı şeyler bulursunuz." Peki, Papa Benedikt 14. yüzyılda yaşamış Palelegos ile aynı düşünceleri taşırken, Vatikan'ın Türkiye temsilcisi Georgi Marovistch'in başındaki "tanrı vekili" kişiye muhalefet etmesi mümkün mü? Siz onu taşradan merkeze muhalefet eden bir AKP ilçe başkanı mı sandınız.Peki, bu Marovistch'i cebinden çıkardığı "Cevşen'le" Müslüman ilan edenlere bir şey dediğiniz oldu mu? Yoksa siz de mi, Müslüman olmak için "kelime-i şehadet getirmek" yerine, hiçbir Sunnî kaynakta yer almayan "Cevşen" taşımayı yeterli görenlerden misiniz? Hangi eserde geçiyor Cevşen'e referans gösterilen olay, ya da "Cevşen" kelimesi? İlginç değil mi, Farsça kalkan anlamına gelen "Cevşen" kendisine Arapça vahiy inen bir Peygambere geliyor, geliyor ama kaynaklarda bulunmuyor. Şu satırlara bir bakar mısınız?"Bunların başında , İstanbul'un Vatikan Temsilcisi Mr. Monsenyör George Marovitch gelmektedir. Kendileri yapmış oldukları bir mülakatta (Yeni Asya, 31.032005) , Allah'ın üç değil bir olduğunu , Hz.İsa'(AS) mın bir oğul değil , peygamber olduğunu , ve Hz.Muhammed'in peygamberliğini kabul ettiklerini Vatikan pratikteki bir yaklaşımı olmasına rağmen şimdilik bunu ilan edemediklerini belirtmiş olması, Dinlerarası Diyalog faaliyetlerinin ne kadar doğru bir çizgide seyrettiğini tescil etmektedir."Marovistch Papa'ya inat Müslüman olmuş, hatta tüm Vatikan Müslüman olmuş, ama dünya bilmiyor, bizim şakirtler müstesna.Mesela;Papa'yı Türkiye'ye ilk olarak kim davet etti? Bunu biliyor musunuz? Biliyorsunuz ama ben yine de bilmeyenler için söyleyeyim; "Hocaefendi" F. Gülen. Evet dönemin papası II. John'ü Türkiye'ye Demirel'e "vekaleten" Gülen davet etmiş. Hangi sıfatla bu daveti yapmıştı Gülen? Hala öğrenemedik.İsterseniz, önce F. Gülen'in Vatikan'a yaptığı ziyareti Aksiyon Dergisi 167. sayısında Mehmet Kamış tarafından dillendirilişini önce okuyun.Heyet içeri girdiğinde Sayın Papa oturduğu yerden kalkıyor, ellerini kaldırarak karşılıyor. Türkiye Katolik Ruhani Reisler Genel Sekreteri Monsinyör Georges Marovitch öne çıkıyor ve Fethullah Gülen Hocaefendi'yi takdim ediyor. Dikkatle dinleyen Papa, Hocaefendi'nin ellerini tutuyor ve bırakmıyor. Marovitch her konu başlığı yaptığında başını kaldırıp Hocaefendi'ye bakıyor.Marovitch'e göre bu tavır çok önemli "Bazen laflar ifade etmez herşeyi, diyor, tavırlar çok önemlidir. Papa'nın Fethullah Gülen Hocaefendi'nin elini sımsıkı tutup öyle poz vermesi bence çok önemli bir olay. Herkese bunu yapmıyor. Heyetler halinde çok kimseyle görüşmeler yapıyor ancak, başbaşa görüşmeyi kabul etmesi ona verdiği önemi gösteriyor.Görüşmeler çok sıcak bir atmosfer içinde geçiyor. Misafirlerini karşıladığı geniş salonda Papa ve Gülen Hocaefendi, bir masanın etrafında oturarak sohbet etmeye başlıyorlar. Papa dinler arası diyaloğun önemini anlatıyor,...Fethullah Gülen Hocaefendi yazdığı dört mektuptan üçünü Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdullah Aymaz ve Roma Temsilcisi Mesut Erişen aracılığı ile Viyana Kardinali'ne, Dalay Lama'ya ve Müslümanlara sempati ile bakan Avusturya'daki Melekler Harekatı mensuplarına gönderiyor. Dördüncü mektup ise Papa'ya gönderiliyor. Bu mektup 19 Mart 1997 tarihinde bütün dünyadan toplanan seçkin katoliklerin katıldığı yortuda, Abdullah Aymaz tarafından, Dinler Arası Diyalog Bakanı Kardinal Francis Arinze aracılığıyla Papa'ya sunuluyor ve Vatikan çevrelerinde büyük sempatiyle karşılanıyor. ...Fethullah Gülen Hocaefendi'yi Roma Havaalanı'nda Vatikan Büyükelçimiz Altan Güven karşılıyor ve onuruna yemek veriyor. Büyükelçinin verdiği yemek çok sıcak bir ortamda geçiyor... (Aksıyon, Mehmet Kamış, 167. sayı)Ve Gülen dönemin papasını Türkiye'ye bakın hangi gerekçelerle davet ediyor. "Yeni fikirlerimiz varmış iddiasında bulunmuyoruz. Yine müsamahanıza sığınarak, bu misyonun (Dinlerarsı Diyalog misyonunun m.k.) hedeflerine yakından hizmet etmek için üstlenmek istediğimiz birkaç teklifte bulunmayı arzu ediyoruz. Hıristiyanlığın üçüncü bin yılına girişi münasebetiyle yapılacak kutlamalar vesilesiyle Ortadoğu'daki Antakya, Tarsus, Efes ve Kudüs gibi bazı kutsal yerlere müşterek ziyaretleri içeren birçok etkinlikler önermek istiyoruz. Bunu Sayın Cumhurbaşkanımız Demirel'in, cenaplarının ülkemizi ziyaretine ve mezkur kutsal mekanları göstermeye davetini tekrarlamak için bir fırsat addediyoruz. Anadolu halkı size misafirperverliğini göstermeyi ve şevkle selamlamayı hararetle beklemektedir" (F. Gülen'in mektubundan). Eğer siz o papayla bu papa aynı değil diyorsanız söyleyecek sözüm yok.Ancak şunu derim, siz Vatikan'ın ne olduğunu bilmiyorsunuz. Önce onu öğrenerek işe başlayın.Ama o papa ile bu papa aynı diyenlere şunu derim, F. Gülen, Demirel'i temsilen papayı ülkemize davet ederken niye, bir şey demeyenlerden oldunuz da, şimdi birşeyler der gibi yapıyorsunuz?Şu son olsun.Papa topyekun Hıristiyan dünyanın inancını ve düşüncesini dillendirdi. Temelini papanın inancı oluşturan AB kulübü de papayla aynı düşüncededir.Adı sıksık bazı olaylarla gündeme gelen Danimarka (bu isim aslı "deni markadan"dır) ülkenin yetkilileri buna en canlı misaldir.Peki, bir yandan papaya kızıp, diğer yandan AB üyeliğini "Allah'ın büyük lütfü" ilan etmek kaç yüzlülüktür sizce?Ve "Millî Görüş."Hani şu, Avrupa'yı Müslüman ederek işe başlayacak olan Millî görüş.Elimizdeki dokümanlardan, olaylara bizzat şahit olan arkadaşlarımızın anlattıklarına kadar. Papazları ve hahamları mihraplara dikip minberlere çıkartıp "diyalog" faaliyetlerinde fiili olarak yer alan Millî Görüş.Dom Kilisesi'nden Ravzay-ı Mutahhara'ya köprü kuran Millî Görüş.Kandilleri kiliselerde kutlayan Millî Görüş.O da Papa Türkiye'ye gelmesin diyor.Bu misalleri çoğaltmak mümkün.Bunca iki yüzlülüğün var olduğu ülkeye bir de Papa gelsin.O, hiç olsun iki yüzlülük yapmadan kendi inancını ve idealini dobra dobra dillendirdi.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024