Dünkü yazımızda, "Sayın Başbakan, Büyükanıt paşanın sözleri 'kişisel' görüş değil, bizzat Türk Silahlı Kuvvetleri'nin görüşüdür" cümlesini kurduğumuz sabah saatlerinde daha Genelkurmay Başkanlığı'nın yazılı açıklaması yapılmamıştı. Aradan birkaç saat geçtikten sonra, saat 13.00 sularında Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde, lafın çok fazla uzatılmadığı, direk konuya girilen iki cümlelik şu açıklama geldi:"Genelkurmay Başkanı'nın ABD ziyareti esnasında 16 Şubat 2007 tarihinde yaptığı basın toplantısında dile getirdiği hususların 'kişisel görüşleri' olduğu şeklinde bazı basın-yayın organlarında haber ve yazılara yer verildiği görülmüştür. Genelkurmay Başkanı'nın söz konusu basın toplantısında ifade ettiği görüşler, tabii olarak kişisel olmayıp Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kurumsal görüşüdür. Kamuoyuna saygıyla duyurulur."Kısa, net ve herhangi bir yoruma muhtaç olmayan öz bir açıklama?Madem Genelkurmay Başkanlığı da yazılı açıklamayla cevap verdi, o halde konuyu biraz daha derinleştirelim.Genelkurmay Başkanımızın ABD'de sarfettiği her cümle, her vurgu ve her mimik belli bir plan dahilinde yapılan ve vereceği mesajlar çok iyi hesaplanmış oldukça organize nitelikteydi. Sayın Genelkurmay Başkanımızın ABD'de yaptığı açıklamalara "ben asker olarak konuşuyorum?" cümlesiyle başlamasını, 'kişisel konuşuyor' şeklinde tefsir etmek, zorlama yorumun ötesinde, öyle olmasını fazlasıyla arzulama dürtüsünün icbar ettiği zorunlu bir refleks. Ama gerçekler öyle değil?ABD topraklarında yapılan o tarihi açıklamalar Başbakanın ve Dışişleri Bakanının yapabilecekleri ve sonuçları itibariyle Türkiye'yi derinden etkileyecek hataları önlemiş olmakla kalmadı, terörün bir numaralı destekçisi durumundaki ABD ve Avrupa'ya da gerekli mesajları, hem de kendi topraklarında vermiş oldu.Büyükanıt paşanın konuşmaları nasıl planlı ve TSK'nın görüşleriyse, Başbakan Erdoğan'ın "kişisel görüştür" açıklaması da o kadar planlı ve topyekun AKP'yi bağlayan görüşlerdir. Başbakan bu açıklamasıyla, kamuoyunu kendi görüşlerine inandırma yönünde etkilemek ve bundan sonra yapmayı planladığı tehlikeli icraatları meşru bir zemine oturtma gayreti içindedir. Bir diğer nokta da, Başbakanın "son sözü hükümet verir" mealindeki açıklamasının barındırdığı tehlikeli tuzaklar?Başbakan, işbaşına geldikleri günden bu yana ülkede tesis ettikleri "kurumlararası çatışma"yı körükleyen ve de destekleyen bu açıklamasıyla, binlerce yıllık devlet geleneği ve tarihi formasyonu bulunan Türkiye'yi, kurumsal anlamda bölünmüş ve her kafadan bir ses çıkan bir formda yansıtmak istemektedir. Ama işler başbakanın istediği şekilde yürümüyor, yürümez de?Devlet politikaları ne sadece hükümetin, ne de sadece askerin görüşüyle şekillenmez. Zaten Türkiye'nin son beş yıla kadar böyle bir tartışması, böyle bir gündemi ve böyle bir tasası bulunmuyordu. AKP hükümetinin devletin her katmanına hakim kıldığı "çatışma kültürü"nün doğal ve tehlikeli sonuçlarını tartışıyor ve ve de yaşıyoruz şu anda.Bu bakımdan Genelkurmay Başkanlığı'nın yaptığı iki cümlelik cevabın çok iyi tartılması ve ona göre icraatların icra edilmesi elzemdir. Son olarak dikkatimi çeken bir nokta da, Genelkurmay açıklamasının yapıldığı saatlerde, Başbakan Erdoğan'ın, Adıyaman'da peşmerge lideri Talabani'yi telefonda arayarak geçmiş olsun dileklerini iletmesi.Belli konularda fazla ısrarın zararı "kişisel"den çok "kurumsal" ve hatta "ülkesel" olabilir?
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012