Gerçek reçeteyi, ilaç gibi reçeteyi görmeyenler, görüp gözlerini kapatanlar, duyup kulaklarını kapatanlar 'acı reçeteden' kaçıncı defa söz ediyorlar bilen var mı?
Geride kalan on sekiz yıl boyunca bu kaçıncı acı reçete, bu kaçıncı ekonomik paket, bu kaçıncı reform vaadleri?
Gerçek reçeteyi görmeyen ve dahi göremeyenlerin neredeyse yirmi yıldan beri başlarını taştan taşa vurarak çare ararken sergiledikleri koşuşturmalara şahit oluyoruz.
Keşke, Sayın Erdoğan ve kadrosu bu koşuşturmaların birinde de merhum Prof. Dr. Haydar Baş'ın kapısını çalsaydılar.
Karadeniz'in öte kıyısından, dünyanın bilmem hangi kıyısından adam kalkıp Trabzon'a geliyor, oradan Akçaabat'ın Sarıtaş mahallesinin sarp yokuşlarını tırmanıyor ve Milli Ekonomi Modeli müellifi Prof. Dr. Haydar Baş'ı ziyaret ediyor ve modeli nasıl uygulayacakları konusunda saatlerce ders alıyor, sorular soruyor ve notlar tutuyor.
Siz kaç yıldan beri, hem de aynı bölgenin insanı olduğunuz halde lütfen bir dönüp bakmadınız, merak bile etmediniz.
Binbir sitemle görevinden ayrılan Sayın Berat Albayarak'a hitaben de yazdığımı hatırlıyorum. Türkiye gibi büyük bir ülkenin Hazine ve Maliye işlerinin başına gelmişsiniz ve birikmiş olan problemler yumağına çare-çözüm arıyorsunuz, büyük ihtimalle babanızın da ya imam-hatipten ya da yüksek okuldan arkadaşı olan Sayın Haydar Baş'a başvurun, akıl danışın, siz de kazanın ülke de kazansın demiştim.
Ne o, ne de şu kadar yıldır ülke yönetiminin tepesinde bulunan sayın kayınpederi gerçek reçetenin adresine, Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli tezine bir türlü yönelmediler.
Rusya gibi, Çin gibi nice dev ekonomiye sahip olan ülkelerin uygulayıp netice aldıkları kendi açıklamaları ile sabit iken, içimizden birinin, merhum Haydar Hoca'nın geliştirdiği Milli Ekonomi Modeli'ni görmezseniz, dünyada oluşturduğu ekonomik inkılabatı duymazsanız, işte böyle bilmem kaçıncı ekonomik paketi açmak ve kaçıncı acı reçeteyi açıklamak zorunda kalırsınız.
Altın küpünün üzerinde oturup da el açıp dilenmek böyle bir şey olsa gerek.
Türkiye gibi her tarafından, yer altından ve yer üstünden kaynak fışkıran ve hiçbir ülkede olmadığı kadar genç insan gücüne sahip olan ve Haydar Baş gibi bir tez sahibine sahip olan bir ülkeyi tek başınıza neredeyse yirmi sene yöneteceksiniz ve bu yirmi senenin sonunda bilmem kaçıncı defa acı reçeteden ve ekonomik reformdan dem vuracaksınız.
Reçetenin acı tarafının bizim, yani halkın payına düşeceği kesin de, ballı tarafı kime düşecek, doğrusu bu sorunun cevabı da üç aşağı beş yukarı belli.
Yirmi senedir bal tutmaktan ve parmaklarını yalamaktan ötürü 'metal yorgunluğa' uğramış kesimleri artık herkes tanıyor.
Haydar Hoca'nın gerçek reçetesini göremeyen halkımız da Sayın Erdoğan'ın bilmem kaçıncı 'acı reçetesine' hazır olsunlar.
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025