Gölcüönü

Gebze Çoban Mustafa Paşa Camii Külliyesinin güney bölümünde asırlardır meydan olarak kullanılan yerin adıdır Gölcüönü.

Adından da anlaşılacağı üzeri gölet su havzası olarak kullanılmış yıllar yılı.

Zaten caminin arka doğu bölümünün olduğu yerde, eski yerli Gebzelilerin anlattığına göre su sarnıçlarının bulunduğu yerdir diye söylenir.

Tarihi eski çarşı çeşmesinin ve hamamının da önünde restorasyonu yeni biten su sarnıcı vardır.

Gebze'nin en yüksek tepesi olması nedeniyle bu bölge su toplama ve taksimi neticesinde kentin tatlı su ihtiyacını karşılamıştır.

Gölcüönü ismi de buradan gelmekte.

Su birikintileri ve büyük künklerin bulunduğu bölge zaman içinde kurutuldu, üstü kapatıldı.

At arabaları ve kağnıların bağlandığı yer oldu. Otopark oldu. Otobüs durağı oldu kimi zaman.

Köylülere pazar yeri oldu. Sebze meyve satan köylüler burda sattılar ürünlerini.

Aynı zamanda Osmanlı döneminde Gebze'nin ilk ve tek Sübyan mektebi de bulunmakta meydanın sol baş tarafında.

Fakat tarih içerisinde ne yazık ki yıkılmış, korunmaya alınmamış tarihi bina.

Gölcüönü meydanın çevresinde bulunan dükkanlar arasında fotoğrafçı da bulunmakta idi.

Hatta eski Gebzelilerin belleklerine kazınan Oyuncakçı Zeki Amcanın dükkanı da meydanın köşesinde yıllarca Gebzeli çocuklara ve ailelere hizmet etmiştir.

Gelelim günümüze, meydanda çay, kahve satan dükkanlar var.

Ortasına bir süs havuzu yaptılar. Engelli vatandaşların gelir elde etmesi için yem sattıkları tezgahları kaldırdılar.

Bisiklet üniteleri yerleştirdiler, ne hikmetse bisiklet yok.

Trafo diye kocaman bir beton yapı mevcut meydanın köşesinde.

Balçık, Tavşanlı ve Pelitli köylerinden gelen köylülerimiz yetiştirdikleri ürünleri satmaya çalışıyorlar.

Ne bir standları var, ne bir masaları, ne bir şemsiyeleri...

Özellikle sordum, belediyeden talep etsek, size kolaylık sağlasalar bu rezilliği çekmeseniz diye.

Ablamız aynen şöyle dedi: 

"Aman evladım bizi zaten burdan atmak istiyorlar, yalvar yakar duruyoruz. Ne Şam'ın şekeri, ne Arabın yüzü."

Şimdi burdan Sayın Belediye Başkanımıza soruyorum:

Aylardır caminin köşesinde duran hayır çarşısı, İHH yardım ekiplerinin çadırlarına müsade ediyorsunuz.

Caminin elektriğini kullandırıyorsunuz.

Özel mülkleri gibi yerleşmişler, onlara müsade ediyorsunuz da, el emeği, göz nuru, toprak ürünlerini satmalarına neden engel çıkarmaya çalışıyorsunuz?

Onlarca belediyede gördük köy ürünlerini satmak isteyen köy halkına yapılan tesisleri...

Dilerseniz gelir anlatırız.

70 sene önce çadırlarla pazarlarını kuran insanlardan, 200 yıl önceki ilkel şartlara gelinmiş olması çok acı maalesef.

Dilerim Gebze'ye yakışan Gölcüönü tarihi dokusuna uygun, kuşlara yem atılan, köylülerimizin sebze meyve sattıkları tezgahları görmek dileği ile....