Sadreddin-i Konevi
Sadreddîn-î Konevî Hazretleri hemen katırına binerek yola çıktı. Bir anda kendisini Denizli'de buldu. Orada âlimleri bulup; "Cumâ namazı vaktî geçmeden Konya'ya dönmemiz lâzımdır. Sultânın kalbini kırmayınız; pâdişâhlar, Allah-û Teâlânın emrini îfâya memur kişilerdir. Onlara karşı gelmek, onları üzmek hiç uygun değildir. Sonra Allah-û Teâlâ'nın gazâbına uğrarsınız" buyurdu. Daha buna benzer birçok iknâ edici sözler söyledi. Yanında evliyâdan Ahî Evren de vardı. Âlimler iknâ olur gibi oldular. Dediler ki: "Biz teklifinizi kabûl edip gelecek bile olsak, Cumâ vakti Konya'da bulunmamız imkânsızdır". Sadreddîn-î Konevî de; "Siz kabul edin Allah-û Teâlâ müslümanları sevindirenleri mahcûp etmez" buyurdu. "Alimler teklifi kabûl edip, hemen yola çıktılar. Bir kaç günlük yolu bir anda kat edip, Cumâ vaktinden evvel Konya'ya vardılar. Sultan Alâaddîn buna çok memnun oldu. Sadreddîn-i Konevî Hazretlerine olan sevgi ve muhabbeti daha da arttı. İslâm âlimlerine dâima yardımcı oldu.
Sadreddîn-î Konevî Hazretleri anlatır: "Rüyâmda Fahr-i Kâinât efendimizi gördüm. Yanlarında Eshâb-ı Kirâm olduğu halde medreseyi teşrif etmişlerdi. Sofanın ortasına oturdular. Bu sırada Mevlâna Celâleddîn-i Rûmî de oraya gelip, uygun bir yere oturdu. Peygamber efendimiz Mevlânâ'ya çok iltifât ettiler ve Hazret-i Ebû Bekr'e dönerek; "Yâ Ebâ Bekr!. Ben, Celâleddîn ile, diğer peygamberlerin arasında öğünürüm. Çünkü onun öğrendiği ilim, işlediği amelin, feyz ve nûru ile, ümmetimin gözleri aydın olur. O benim oğlumdur" buyurdular. Mevlânâ'yı sağ tarafına oturttular. Peygamber Efendimiz bu rüyâ ile talebelerinden Mevlânâ'nın derecesinin yüksekliğine işâret buyurdular. Bu durumu diğer talebelere anlattım ki, onun hatırını gözetip ilminin yüksekliğini anlasınlar".
Bir gün büyük bir ilim meclisi kurulmuş ve Konya'nın büyükleri orada toplanmışlardı. Sadreddîn-î Konevî Hazretleri de orada bir seccâdeye oturmasını teklif etti. Bunun üzerine Mevlânâ; "Sizin seccâdenize oturursam, kıyâmette bunun hesâbını nasıl verebilirim" dedi. Sadreddîn-î Konevî Hazretleri de; "Senin oturmada fayda görmediğin seccâde bize de yaramaz" deyip, seccâdeyi oradan kaldırdı. Mevlânâ, Sadreddîn-î Konevî Hazretlerinden önce vefât etti. Vasiyeti üzerine, cenâze namazını Sadreddîn-î Konevî Hazretleri kıldırdı.
Sadreddîn-î Konevî Hazretleri hemen katırına binerek yola çıktı. Bir anda kendisini Denizli'de buldu. Orada âlimleri bulup; "Cumâ namazı vaktî geçmeden Konya'ya dönmemiz lâzımdır. Sultânın kalbini kırmayınız; pâdişâhlar, Allah-û Teâlânın emrini îfâya memur kişilerdir. Onlara karşı gelmek, onları üzmek hiç uygun değildir. Sonra Allah-û Teâlâ'nın gazâbına uğrarsınız" buyurdu. Daha buna benzer birçok iknâ edici sözler söyledi. Yanında evliyâdan Ahî Evren de vardı. Âlimler iknâ olur gibi oldular. Dediler ki: "Biz teklifinizi kabûl edip gelecek bile olsak, Cumâ vakti Konya'da bulunmamız imkânsızdır". Sadreddîn-î Konevî de; "Siz kabul edin Allah-û Teâlâ müslümanları sevindirenleri mahcûp etmez" buyurdu. "Alimler teklifi kabûl edip, hemen yola çıktılar. Bir kaç günlük yolu bir anda kat edip, Cumâ vaktinden evvel Konya'ya vardılar. Sultan Alâaddîn buna çok memnun oldu. Sadreddîn-i Konevî Hazretlerine olan sevgi ve muhabbeti daha da arttı. İslâm âlimlerine dâima yardımcı oldu.
Sadreddîn-î Konevî Hazretleri anlatır: "Rüyâmda Fahr-i Kâinât efendimizi gördüm. Yanlarında Eshâb-ı Kirâm olduğu halde medreseyi teşrif etmişlerdi. Sofanın ortasına oturdular. Bu sırada Mevlâna Celâleddîn-i Rûmî de oraya gelip, uygun bir yere oturdu. Peygamber efendimiz Mevlânâ'ya çok iltifât ettiler ve Hazret-i Ebû Bekr'e dönerek; "Yâ Ebâ Bekr!. Ben, Celâleddîn ile, diğer peygamberlerin arasında öğünürüm. Çünkü onun öğrendiği ilim, işlediği amelin, feyz ve nûru ile, ümmetimin gözleri aydın olur. O benim oğlumdur" buyurdular. Mevlânâ'yı sağ tarafına oturttular. Peygamber Efendimiz bu rüyâ ile talebelerinden Mevlânâ'nın derecesinin yüksekliğine işâret buyurdular. Bu durumu diğer talebelere anlattım ki, onun hatırını gözetip ilminin yüksekliğini anlasınlar".
Bir gün büyük bir ilim meclisi kurulmuş ve Konya'nın büyükleri orada toplanmışlardı. Sadreddîn-î Konevî Hazretleri de orada bir seccâdeye oturmasını teklif etti. Bunun üzerine Mevlânâ; "Sizin seccâdenize oturursam, kıyâmette bunun hesâbını nasıl verebilirim" dedi. Sadreddîn-î Konevî Hazretleri de; "Senin oturmada fayda görmediğin seccâde bize de yaramaz" deyip, seccâdeyi oradan kaldırdı. Mevlânâ, Sadreddîn-î Konevî Hazretlerinden önce vefât etti. Vasiyeti üzerine, cenâze namazını Sadreddîn-î Konevî Hazretleri kıldırdı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.