Halkın üzerine kanat ger, onlara güler yüzlü davran
H. 36 yılında valilerinden birine (Malik Eşter olduğu söylenmiştir.) yazdığı mektup
12.07.2025 00:29:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





H. 36 yılında valilerinden birine (Malik Eşter olduğu söylenmiştir.) yazdığı mektup
"Sen, kendilerinin yardımıyla dini ayakta tutup yücelttiğim, günahlara neden olan kibri kırdığım, korkularla dolu hudutları koruduğum kişilerdensin.
Önem verdiğin her işte Allah'ın yardımını iste. Şiddetli muamelene biraz yumuşaklık kat; yumuşak davranman gerektiğinde sert davranmaktan kaçın.
Sert davranman gereken yerde de sert davran.
Tebaanın üzerine kanat ger, onlara güler yüzlü davran, şefkatle ve esneklikle muamele et.
Bakışında, görüşünde, işaretinde, selamında onlar arasında eşit davran ki güçlüler sana zayıflara zulmetmeye tahrik hususunda tamahlanmasın, zayıflar da adaletinden ümit kesmesinler. ve's-Selam."
İbn-i Mülcem tarafından yaralandıktan sonra Masan ve Hüseyin'e yazdığı mektup
Allah'tan korkmanızı, dünya sizi istese bile onu istememenizi vasiyet ederim. Ona ait bir şeye ulaşmadığınız veya kaybettiğiniz için üzülmeyin.
Hakkı söyleyin; ahiret ecri için çalışın. Zalime düşman, mazluma yardımcı olun.
Siz ikinize, bütün evlatlarıma, ehlime ve bu vasiyetin ulaştığı kimselere Allah'tan korkmayı, işlerinizde intizamlı olmayı, birbirinize iyilikle davranmayı, insanlarla barışık yaşamayı vasiyet ederim.
Ben, dedeniz Resulullah'tan (s.a.a) şöyle duydum: "Birbiriyle barışık yaşamak bir yıllık namaz ve oruçtan daha faziletlidir."
Allah için, Allah için yetimlerin hakkını gözetin, onları bir aç bir tok bırakarak nezdinizde zayi etmeyin.
Allah için, Allah için komşularınızın hakkına riayet edin. Onlar, size Nebi'nizin vasiyetidirler. O, komşular hakkında öylesine tavsiyelerde bulunurdu ki biz mirasa da dahil olacaklar sandık.
Allah için, Allah için Kur'an'a uyun; onunla amel etmede başkası sizden önde olmasın.
Allah için, Allah için namaza dikkat edin; çünkü namaz, dininizin direğidir.
Allah için, Allah için, Rabbinizin evi Kâbe'ye dikkat edin, var olduğunuz müddetçe orayı ıssız bırakmayın, eğer orayı terk edecek olursanız azap hususunda sizlere fırsat dahi verilmez.
Allah için, Allah için mallarınızla, canlarınızla ve dillerinizle Allah yolunda cihat edin. Size düşen görev, karşılıklı iyi ilişkilerde bulunmak, karşılıklı olarak hediyeler vermektir.
Sırt çevirip gitmekten ve birbirinize dargın durmaktan sakının, iyiliği emredip kötülükten men etmeyi terk etmeyin.
Aksini yaptığınız takdirde başınıza kötüleriniz geçer ve sonra ne kadar çağırsanız da artık sizlere icabet edilmez.
Sonra şöyle buyurdu: Ey Abdulmuttalip oğulları! "Mü'minlerin emiri katledildi" diyerek Müslümanların kanını akıtmaktan, öç almaya kalkışmaktan sakının. Sakın, benim için katilimden başkasını öldürmeyin.
Biraz bekleyin bakın; şayet onun darbesinden ölürsem, darbesine karşı kendisine bir darbe vurun, organlarını kesmeyin. Ben, Resulullah'ın şöyle dediğini işittim: "Öldüreceğiniz kuduz köpek bile olsa, cesedi ibret verici bir şekle sokmaktan sakının." Nehc'ül Belaga Mektuplar 46-47
"Sen, kendilerinin yardımıyla dini ayakta tutup yücelttiğim, günahlara neden olan kibri kırdığım, korkularla dolu hudutları koruduğum kişilerdensin.
Önem verdiğin her işte Allah'ın yardımını iste. Şiddetli muamelene biraz yumuşaklık kat; yumuşak davranman gerektiğinde sert davranmaktan kaçın.
Sert davranman gereken yerde de sert davran.
Tebaanın üzerine kanat ger, onlara güler yüzlü davran, şefkatle ve esneklikle muamele et.
Bakışında, görüşünde, işaretinde, selamında onlar arasında eşit davran ki güçlüler sana zayıflara zulmetmeye tahrik hususunda tamahlanmasın, zayıflar da adaletinden ümit kesmesinler. ve's-Selam."
İbn-i Mülcem tarafından yaralandıktan sonra Masan ve Hüseyin'e yazdığı mektup
Allah'tan korkmanızı, dünya sizi istese bile onu istememenizi vasiyet ederim. Ona ait bir şeye ulaşmadığınız veya kaybettiğiniz için üzülmeyin.
Hakkı söyleyin; ahiret ecri için çalışın. Zalime düşman, mazluma yardımcı olun.
Siz ikinize, bütün evlatlarıma, ehlime ve bu vasiyetin ulaştığı kimselere Allah'tan korkmayı, işlerinizde intizamlı olmayı, birbirinize iyilikle davranmayı, insanlarla barışık yaşamayı vasiyet ederim.
Ben, dedeniz Resulullah'tan (s.a.a) şöyle duydum: "Birbiriyle barışık yaşamak bir yıllık namaz ve oruçtan daha faziletlidir."
Allah için, Allah için yetimlerin hakkını gözetin, onları bir aç bir tok bırakarak nezdinizde zayi etmeyin.
Allah için, Allah için komşularınızın hakkına riayet edin. Onlar, size Nebi'nizin vasiyetidirler. O, komşular hakkında öylesine tavsiyelerde bulunurdu ki biz mirasa da dahil olacaklar sandık.
Allah için, Allah için Kur'an'a uyun; onunla amel etmede başkası sizden önde olmasın.
Allah için, Allah için namaza dikkat edin; çünkü namaz, dininizin direğidir.
Allah için, Allah için, Rabbinizin evi Kâbe'ye dikkat edin, var olduğunuz müddetçe orayı ıssız bırakmayın, eğer orayı terk edecek olursanız azap hususunda sizlere fırsat dahi verilmez.
Allah için, Allah için mallarınızla, canlarınızla ve dillerinizle Allah yolunda cihat edin. Size düşen görev, karşılıklı iyi ilişkilerde bulunmak, karşılıklı olarak hediyeler vermektir.
Sırt çevirip gitmekten ve birbirinize dargın durmaktan sakının, iyiliği emredip kötülükten men etmeyi terk etmeyin.
Aksini yaptığınız takdirde başınıza kötüleriniz geçer ve sonra ne kadar çağırsanız da artık sizlere icabet edilmez.
Sonra şöyle buyurdu: Ey Abdulmuttalip oğulları! "Mü'minlerin emiri katledildi" diyerek Müslümanların kanını akıtmaktan, öç almaya kalkışmaktan sakının. Sakın, benim için katilimden başkasını öldürmeyin.
Biraz bekleyin bakın; şayet onun darbesinden ölürsem, darbesine karşı kendisine bir darbe vurun, organlarını kesmeyin. Ben, Resulullah'ın şöyle dediğini işittim: "Öldüreceğiniz kuduz köpek bile olsa, cesedi ibret verici bir şekle sokmaktan sakının." Nehc'ül Belaga Mektuplar 46-47
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.