Gümrük Birliği ihracatçıyı mahvediyor
Gümrük Birliği’nin ilk yıllarda Türk ekonomisinin dışa açılmasında ve rekabetçiliğinin artmasında önemli rol oynadığını vurgulayan DIŞYÖNDER Başkanı Dr. Hakan Çınar, “AB ile eşit koşullarda olmadığımız için anlaşma bir süredir tersine işliyor ve dış ticaretimiz üzerindeki olumsuz etkisi her geçen yıl daha da artıyor” dedi.
20.05.2024 23:36:00
AHMET TURAN YİĞİT
AHMET TURAN YİĞİT





Dış Ticarete Yön Verenler Derneği (DIŞYÖNDER) Başkanı Dr. Hakan Çınar, "yenimesaj.com.tr'ye yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği (AB) ile 28 yıl önce imzalanan Gümrük Birliği Anlaşmasının ihracatçı için destekten çok köstek olmaya başladığını söyledi. Dr. Çınar, Türkiye'nin genel olarak dış ticaretine kayıp yaşatan anlaşmanın günün koşullarına göre genişletilerek güncellenmesi için bir an önce lobi çalışmalarının başlatılmasını önerdi.
Artık Türkiye'nin lehine değil
AB ile 28 yıl önce imzalanan Gümrük Birliği Anlaşmasının Türkiye ekonomisinin dışa açılmasında ve rekabetçiliğinin artmasında önemli rol oynadığını hatırlatan Dr. Çınar, şunları söyledi: "Türkiye ile AB arasında anlaşmanın imzalandığı 1996 yılında 33 milyar dolar düzeyinde olan dış ticaret hacmi, 2023'te 7 kat artışla 210 milyar dolara ulaştı. Söz konusu dönemde AB'ye ihracatımız 9 kat artarken, AB'den ithalatımızda 5 kat artış oldu. Ancak AB ile eşit koşullarda olmadığımız için anlaşma bir süredir tersine işliyor ve dış ticaretimiz üzerindeki olumsuz etkisi her geçen yıl daha da artıyor. Örneğin AB'nin üçüncü ülkelerle imzaladığı ticaret anlaşmaları Türkiye pazarını bu ülkelere gümrüksüz bir şekilde açıyor. Oysa bizim mallarımızın o ülke pazarlarına gümrüksüz girebilmesi için ayrıca ikili anlaşma yapmamız gerekiyor. Ancak AB ile anlaşması bulunan ülkeler ürünlerini AB üzerinden ülkemize serbestçe gönderebildikleri için Türkiye ile anlaşma yapmaya yanaşmıyor. Diğer taraftan, karayolu taşıma kotaları ve vize sorunu ticaretimizi olumsuz etkiliyor. Hizmet sektörü Gümrük Birliği kapsamında yer almadığı gerekçesiyle AB bir yandan yük taşıyan Türk araçlarına kota uygularken, diğer yandan şoförlerimizin vize almasını da iyiden iyiye zorlaştırdı. Haliyle bu durum Türk taşımacılık sektörünün önüne Avrupa kapısında adeta bir duvar örüyor. İşlenmemiş geleneksel tarım ürünlerinin anlaşma kapsamı dışında tutulması da ülkemiz açısından dezavantajlı bir sonuç yaratıyor. Özetle söylemek gerekirse AB ile Gümrük Birliği dış ticaretimize, özellikle de ihracatımıza destekten çok köstek oluyor. Dolayısıyla anlaşmanın AB'nin son dönemde üçüncü ülkelerle yaptığı yeni nesil ticaret anlaşmalarında olduğu gibi kapsamının genişletilerek güncellenmesi ihracatımız açısından hayati önem taşıyor." EKONOMİ SERVİSİ
1
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.