İsrail'in Gazze'de tam abluka ve katliama başladığı 7 Ekim'den bu yana 20 gün geçti ve İsrail'in vahşeti artarak devam ediyor. İsrail saldırılarında hayatını kaybeden Filistinli sivillerin sayısı 7 bin kişiyi aşarken, bunların yaklaşık 3 bini maalesef çocuk.
İsrail Başbakanı Netanyahu kendi halkına, yaptığı katliamı anlatırken muharref Tevrat'tan delil gösteriyor ve buna "Yeşaya Kehaneti" diyor.
Bizde siyasi çıkarlarına dini alet edenler var da, başka ülkelerde yok mu? İşte size İsrail'de Netanyahu örneği… Netanyahu da zulmüne, vahşetine dini alet ediyor.
Halbuki, insanlığa 124 bin peygamber gönderen Allah'ın (c.c.) bütün peygamberlerle insanlığa verdiği birinci emir "Kul hakkı yemeyin"dir. Ve Allah, "Kim masum bir cana kıyarsa ebediyen cehennemliktir" buyurur.
Bu hüküm Hz. Adem'den son peygamber Hz. Muhammed'e (s.a.v.) kadar tüm peygamberlerin vaaz ettiği en temel hükümdür.
Hz. Musa'ya indirilen 10 Emir içinde 6'ncı madde "Adam öldürmeyeceksin"; ama İsrail bugün Gazze'de binlerce masum sivili katletti, katletmeye de devam ediyor.
8'incisi "Çalmayacaksın"; İsrail BM'ye göre de Filistin topraklarında işgalci durumda ve Filistin topraklarını çalmaya da devam ediyor.
10'uncu emri "Komşunun evine, karısına, erkek ve kadın kölesine, öküzüne, eşeğine, hiçbir şeyine göz dikmeyeceksin"; İsrail bugün Gazze'de, Batı Şeria'da bırakın göz dikmeyi, vahşetle, katliamla öldürüyor ve ele geçirmeye çalışıyor.
İsrailli yetkililer, eğer kendi inançlarında samimilerse Yeşaya Kehaneti'nden önce, Allah'ın kendilerine Hz. Musa ile gönderdikleri bu temel emirleri yerine getirmeleri gerekiyor.
İsrail, Gazze'de öylesine bir vahşet sergiliyor ki, 18 günde Gazze'ye attığı toplam bomba miktarı 12 bin tondan fazla. Kilometrekareye 33 ton bomba düşmüş. Diğer bir ifadeyle her metrekareye 33 kilogram bomba atılmış.
Konutları, hastaneleri, okulları, camileri, kiliseleri bombalıyor.
Tam ablukayla, insanları göz göre göre ölüme sürüklüyor.
Bütün bunlara rağmen, İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen'in açıklamaları son derece hayret verici. Cohen, ülkesinin uluslararası hukuka uygun davrandığını söyleyerek, "Biz hiçbir zaman insanları hedef almadık" ifadelerini kullandı.
Bu kadar sivil ölümüne rağmen "İnsanları hedef almadık" demek büyük problem, bu insanları insandan kabul etmemek çok daha büyük bir problem.
İsrail'in ve yetkililerin gerçekten çok ciddi manada yargılanması, yaptıkları suçların cezasını çekmesi gerekiyor.
İsrail'in bütün bu vahşetine karşı Birleşmiş Milletler'den bir yaptırım kararı, hatta bir kınama kararının dahi çıkmamış olması, BM'nin sorunları çözemeyeceğinin en büyük delilidir. Bunu her defasında ifade ediyoruz.
Bu da BM'nin yapısından kaynaklanıyor. BM'de 5 daimi üye var, ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, Çin ve bu ülkelerin herhangi birisi bir kararı veto ettiğinde o karar asla çıkartılamıyor. Bugüne kadar İsrail aleyhinde hiçbir karar çıkartılamamasının nedeni de bu. ABD, İngiltere ve Fransa hemen veto ediyor.
BM'de durum bu olmasına rağmen önceki gün BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in İsrail'i oldukça rahatsız eden açıklamaları dikkat çekiciydi. En başta ifade edeyim ki, Guterres'i bu açıklamalarından dolayı tebrik ediyorum. BM nezdinde bir adım atamasa da İsrail'in yaptığı yanlışları tarihe not düşmesi çok anlamlı oldu.
BM Genel Sekreteri Guterres'in açıklamaları şöyleydi:
* "Gazze'de açık bir şekilde şahit olduğumuz uluslararası insani hukuk ihlallerinden derin endişe duyuyorum."
* "Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'de gerçekleştirdiği saldırıları kınıyorum. Ancak Hamas saldırılarının durduk yere ortaya çıkmadığının da bilincinde olmalıyız. Filistin halkı 56 yıldır boğucu bir işgale maruz tutuluyor. Topraklarının adım adım yerleşim yerleri tarafından ele geçirilmesine ve şiddete şahit oluyor. Ekonomileri yıkılmış, insanlar yerlerinden edilmiş ve evleri yerle bir edilmiş durumda. Siyasi çözüme olan inançları yok olmaya başladı."
* "Söz konusu durum Hamas'ın saldırılarını meşru kılamaz. (Hamas'ın) Korkunç saldırıları da Filistin halkına yönelik toplu cezalandırmayı meşru kılamaz. Savaşların bile kuralları vardır."
* "İsrail güçlerinin Gazze'yi insafsızca bombalaması çok büyük sivil can kaybına ve tüm mahallelerin yok olmasına neden oldu. Durum çok alarm verici."
* "BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'ndan (UNRWA) 35 meslektaşımızı kaybettik. Buna neden olan saldırıları kınıyorum."
* "Silahlı çatışmada sivillerin korunması büyük önem taşıyor. Sivilleri korumak onları kalkan olarak kullanmak anlamına gelmiyor. Sivilleri korumak 1 milyon kişiyi barınak, gıda, su, ilaç ve yakıtın olmadığı güneye gitmeye zorlamak ve orayı bombalamak anlamına gelmiyor."
* "Silahlı çatışmada hiçbir taraf uluslararası insani hukukun üstünde değildir."
* "Gazze'ye yoğun çabalar sonucu az miktarda da olsa insani yardım girmeye başladı. Giren yardımlar, deniz kadar yardıma ihtiyaç olan bir yerde bir damla suya tekabül ediyor."
Bu açıklamalardan sonra İsrail, Guterres'i istenmeyen adam ilan etti, istifasını istedi. İsrail'in bu tavrı bile insani değerlere ne kadar kapalı olduğunu gösteriyor.
Şu bir gerçek ki, zulümle asla payidar olunmaz. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste…
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025