BTP Genel Başkan Yardımcısı Ali Değirmenci, "bölücü terörün siyasallaşarak Türkiye'yi bölme noktasına getirdiğini" söyledi BTP Genel Başkan Yardımcısı Ali Değirmenci, "Bölücü terör, terörün siyasallaşarak start alması sonucu Türkiye'nin iç ve dış güvenliği büyük tehdit altına girmiştir" dedi. AKP iktidarı nın izlediği yanlış ve tehlikeli politikalarla bu süreci hızlandırdığına işaret eden Değirmenci, milletin istikbalini tehlikeye sokan yanlışı kabul etmeceğine işaret etti. İşte çarpıcı örnekDeğirmenci, şunlaır kaydetti: "Üzücü bir durumdur ki; Türkiye güvenlik sorunları yaşamaktadır. Bölücü terör, gittikçe artarken, bölünmenin meşrulaştırılması terörün siyasallaşması tarzında gelişiyor. 56 Güneydoğu'lu belediye başkanının devlet hiyerarşisini hiçe sayarak, terör destekçisi Roj Tv için Danimarka'ya başvurması, bölünme yolunda ne noktalara geldiğimizi göstermektedir."AKP'nin katkılarıyla...Bu noktaya gelişte AKP'nin izlediği yanlış ve tehlikeli politikaların etkili olduğunu hatırlatan BTP Genel Başkan Yardımcısı Değirmenci, bölünmenin meşrulaşması ve yasallaşması yolunda AKP iktidarının çıkardığı yasaların ve AB'ye uyum adı altında başlattığı uygulamaların bölücü çevrelere cüret verdiğini vurguladı. Başbakan da teşvik ettiDeğirmenci, şunları söyledi: "Keza bizzat Başbakan'ın 'Kürt sorunu vardır' açıklamasında bulunması bu süreci hızlandırmıştır. Öte yandan AKP'nin Irak'ın işgaline siyasi ve lojistik destek vermesi, Kuzey Irak'taki felaketin sebebi olduğu gibi aynı zamanda, Güneydoğu'nun vatandan koparılması sürecini başlatmıştır. Şimdi de ABD istihbarat yetkilileri, Suriye ve İran'a müdahale projesi için Türkiye'den tam destek ve üs istediği kamuoyuna ve basına yansımaktadır. AKP iktidarı, yaptığı büyük ve tarihi yanlışın muhasebesini yapması gerekirken, şimdi de yeni ve daha büyük felaketlere start vermenin eşiğine gelmiştir. Hükümet açık bir dille, uluslararası hukuku hiçe sayarak ABD'nin başlattığı bu işgallere ve devlet terörüne destek vermeyeceğini kamuoyuna açıklamalıdır. Aksi takdirde iç ve dış güvenlik tehtidi altında bulunan Türkiye'yi aynı işgal senaryosu beklemektedir. Hatta bu işgallerle asıl hedefin Türkiye olduğu unutulmamalıdır.