logo
10 TEMMUZ 2025

Güvenliğimiz ve güvenlik sınırlarımız

23.09.2004 00:00:00
Ülkelerin coğrafi sınırlarından ayrı bir de güvenlik sınırları vardır. Güvenlik sınırları nadiren coğrafi sınırlarla birleşir. Anadolu''da ise tarihin hiçbir döneminde coğrafi sınırlarla güvenlik sınırları birleşmemiştir. Daima güvenlik sınırları, coğrafi sınırların çok ötesinden başlamıştır. Bu sebebten bazı tarihçiler, "Anadolu'nun omuzları Kafkaslar ve Balkanlar'dır demişlerdir. Bu benzetmeye göre, Kafkaslar ve Balkanlar olmadan Anadolu, sadece kolsuz kanatsız bir gövdedir. Tabiri caizse, yok mesabesindedir.

Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri, bu gerçeği bugüne kadar gözardı etmemişlerdir. İmkanları dahilinde, Kafkaslar'la, Balkanlar'la ilgilenmişler, orada yaşayan Müslümanların dertlerini dert edinmişlerdir. Coğrafi güvenlik sınırlarımızın ötesindeki "kırmızı çizgilerimiz" aslında bu anlamı, yani güvenlik sınırlarımızı ifade ediyordu. Ama ne yazık ki burnumuzun ucundaki kırmızı çizgilerimizi korumayadık. Onların silinip yok olmasına ses çıkaramadık. Bir başka deyişle, güvenlik sınırlarımızı, coğrafi sınırlarımızla birleştirdik. Bu büyük bir stratejik hatadır. Zannediyoruz ki, böyle yapmakla coğrafi sınırlarımızı koruruz. Hayır, koruyamayız. Tarih, bu söylediklerimizin şahididir.

Tarihi, bilenler ve bunu unutmayanlar, bu gerçeği çok iyi bilirler. Bosna'daki savaş döneminde, Sancak Müslüman Milli Konsey Başkanı Dr. Süleyman Uglanin, Bosna'daki savaşın amacını ve önemini şöyle anlatıyordu: "Biz, burada İstanbul'un savunmasını yapıyoruz. Eğer Bosna giderse, sıra İstanbul'a gelir". Osmanlı coğrafyasında yaşayan bütün Müslümanlar, bu anlayışa sahipti. Çünkü onlar, düşmanların gözlerinin İstanbul'da olduğunu çok iyi biliyorlardı. Ahıska 1928 yılında Ruslar tarafından işgal edilince, Ahıskalı bir halk şairi, bu işgalin anlamını şu dizelerle dile getirdi.

"Ahıska gül gibi gitti,

Bir ehli dil idi gitti,

Söyleyin Sultan Mahmud'a,

İstanbul'un kilidi gitti"

Bugünkü yöneticiler, bu gerçekleri, bu hassasiyeti unuttular. Unutmalarının sebebi şu: Artık onlar, düşmanlara güveniyorlar, güvenmekten öte, düşmanlardan medet umuyorlar. Düşmanlara güvendikleri için de güvenlik sınırlarını önemsiyorlar, kaldırılmasında hiçbir mahzur görmüyorlar.

Halbuki düşmana güvenmek, aldatılmayı, yenilgiyi, baştan kabul etmek demektir. Düşmana güvenen ve Hıristiyanlarla, anlaşmayı düşünen Endülüsler'e Komutan Musa İbni Gassan'ın şu tarihi cevabını hatırlamakta sayısız faydalar vardır. Böyle düşünenler, belki duyar da ibret alırlar. Endülüslüler'e Musa İbni Gassan şöyle demişti: "Kendinizi aldatmayınız. Hıristiyanların anlaşmaya sadık kalacaklarını inanmayınız. En az korkacağınız şey ölümdür. Şereflice ölmekten korkanların görecekleri zulümler ölümden beterdir" Endülüs'te sonuç, İbni Gassan'ın dediği gibi olmadı mı? Düşmanlarla işbirliği yapanlar, kendilerini kurtarabildiler mi?

Diyeceksiniz ki, "O kadar geriye gitmeye ne gerek var? Irak, ırakta değil. Onların haline bakmak yeterlidir". Doğru ama, hala bu hali göremeyenler veya görmek istemeyenler var. Hala ABD ile işbirliğini savunanlar ve güvenlik sınırlarımızı değil, güvenliğimizi bile ona devretmek isteyenler var.

Bütün bu olup bitenlerden sonra, körlere birşey göstermeye çalışmak, boş bir gayrettir. Yapılacak iş, körleri karanlık dünyalarına terk etmek ve hizmet kurumlarının başından uzaklaştırmaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
'Sandıktan korkuyorlar'
Özel Sancaktepe'de konuştu
Suriye'de kirli ittifak
Şara, Abdi ve ABD'nin Suriye Temsilcisi Barrack ile bir araya geldi
'PKK/YPG değerli bir ortak'
'Soğanın kabuklarını soyar gibi yavaş yavaş..'
Fahrettin Altun'un yerine Burhanettin Duran atandı
İletişim Başkanlığı'nda değişim
Uzungöl: Karadeniz’in kalbinde bir doğa masalı
Erdoğan'dan erken seçim açıklaması
Özgür Özel'e cevap verdi
Trump çıldırdı
Moskova ve Pekin'i bombalama tehdidi
Dünyada 18. sıradayız
İşte Türkiye'nin nüfus gerçekleri
10 kişi daha gözaltına alındı
İBB'ye yeni operasyon
Erişime engellenen ilk yapay zekâ aracı
Grok hakkında soruşturma
'Ne anayasası yani'
'Muhaliflere düşman hukuku uygulanırken..'
Tartışmalı kanun yürürlükte
İşte İklim Kanunun tüm detayları
Dünya Gıda Programı'ndan (WFP) uyarı
"Gazze'deki durum en kötü seviyede"
Bin Selman ve Erakçi görüştü
İkili ilişkiler ele alındı
Bazı bakanlık ve kurumlara 2 bin 659 kadro ihdas edildi
Resmi Gazete'de yayımlandı
'Sandıktan korkuyorlar'
Özel Sancaktepe'de konuştu
Suriye'de kirli ittifak
Şara, Abdi ve ABD'nin Suriye Temsilcisi Barrack ile bir araya geldi
'PKK/YPG değerli bir ortak'
'Soğanın kabuklarını soyar gibi yavaş yavaş..'
Fahrettin Altun'un yerine Burhanettin Duran atandı
İletişim Başkanlığı'nda değişim
Uzungöl: Karadeniz’in kalbinde bir doğa masalı
Erdoğan'dan erken seçim açıklaması
Özgür Özel'e cevap verdi
Trump çıldırdı
Moskova ve Pekin'i bombalama tehdidi
Dünyada 18. sıradayız
İşte Türkiye'nin nüfus gerçekleri
10 kişi daha gözaltına alındı
İBB'ye yeni operasyon
Erişime engellenen ilk yapay zekâ aracı
Grok hakkında soruşturma
'Ne anayasası yani'
'Muhaliflere düşman hukuku uygulanırken..'
Tartışmalı kanun yürürlükte
İşte İklim Kanunun tüm detayları
Dünya Gıda Programı'ndan (WFP) uyarı
"Gazze'deki durum en kötü seviyede"
Bin Selman ve Erakçi görüştü
İkili ilişkiler ele alındı
Bazı bakanlık ve kurumlara 2 bin 659 kadro ihdas edildi
Resmi Gazete'de yayımlandı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.