Can düşmanlarının bile güvendikleri, "Emin Muhammed" dedikleri ve en değerli eşyalarını getirip kendisine emanet ettikleri bir "Emin" Peygamberin ümmeti olarak bu gün bizler karşıdakine güvenmeyen, karşıdakine güven vermeyen tipler olarak ortalıkta dolaşıp duruyoruz.
Yapıp ettiklerimizle, yazıp çizdiklerimizle bırakın yabancılara güven vermeyi, biz bir birimize güven vermeyen, kendi aramızda bir birimize güvenmeyen bir Müslüman prototipi oluşturmuşuz ve öyle devam ediyoruz.
İman, eman ve emniyet hep aynı kökten türeyen kelimelerdi ve mü'minlik iddiasındaki insanlar önce Allah'a güvenecektiler ve Allah'a güven verecektiler, sonra da bir birlerine güvenecektiler ve karşılıklı güven verecektiler.
"Müslüman o kimsedir ki elinden ve dilinden diğer Müslümanlar asla zarar görmezler, yani ondan yana güven içindedirler" şeklindeki Nebevi ölçüyü bir ayna yaparak tüm İslam âlemi olarak bu aynanın karşısına geçelim ve boyumuzun ölçüsünü bir alalım.
Yapılan bir araştırmaya göre, dünya üzerinde günde yaklaşık yüz Müslüman öldürülüyorsa bunların ortalama doksan kişisi Müslümanlar eliyle öldürülüyor.
Müslim olsun gayrimislim olsun bütün insanlığın madden ve manen dirilişi için hep ön saflarda koşan insanın adıdır Müslüman ama gel gör ki içten içe kendi enerjilerini yiyip bitiren topluluklar olarak anılmaktadır Müslümanlar.
Haçlı-siyonist ittifakının beyin takımının; "Müslümanlar sürekli meşgul edilmeli ve aralarındaki farklılıklar istismar edilmelidir" şeklinde aldıkları kararın uygulanmasında bir sapma, bir eksiklik görüyor musunuz?
Uzun yıllardan beridir Müslümanlar sudan bahanelerle, gülünç sebeplerle sürekli meşgul edilip, sürekli zamanlarını harcamıyorlar mı?
Nice on yıllardan beri Müslümanlar, ufacık çizgileri koca koca uçurumlar olarak görmüyorlar mı, ufacık görüş ayrılıklarını büyüteçle büyüterek bir birlerini katledecek boyutlara vardırmıyorlar mı?
Nerede kaldı düşmanların her çeşit oyununu bozacak, düzenini ve tuzağını boşa çıkaracak "basiretli Müslüman" tipi?
Allah'ın koymuş olduğu helal-haram sınırlarına riayet etmeyen, duyarlı davranmayan Müslümanlar, düşmanların kendi üzerlerindeki yıkıcı planlarına uymaya mecbur ve de mahkûm oluyorlar.
Kendi aralarında güven sağlayamamış, bir birlerine güvenme ve karşıdakine güven verme noktasında rüştünü ıspat edememiş kitleleri düşmanlar niye ciddiye alsın, neden dikkate alsın ki?
İslam âlemini imha etmeye ve genç nesilleri zihnen iğfal etmeye yönelik ihanet planları o çevreler tarafından senaryo haline getiriliyor ve Müslümanlar da bir birlerini katletme pahasına bu yıkıcı senaryoları sahneye koyuyorlar.
Başkalarının yazdıkları oyunlarda figüran olmaya akşamdan razı olduktan sonra, senaristlerin kimlikleri o kadar da önemli değil.
Bir birimize güvenmek ve karşıdakine güven vermek noktasında seferberlik için bir dakika bile geç kalınmamalıdır.
Yapıp ettiklerimizle, yazıp çizdiklerimizle bırakın yabancılara güven vermeyi, biz bir birimize güven vermeyen, kendi aramızda bir birimize güvenmeyen bir Müslüman prototipi oluşturmuşuz ve öyle devam ediyoruz.
İman, eman ve emniyet hep aynı kökten türeyen kelimelerdi ve mü'minlik iddiasındaki insanlar önce Allah'a güvenecektiler ve Allah'a güven verecektiler, sonra da bir birlerine güvenecektiler ve karşılıklı güven verecektiler.
"Müslüman o kimsedir ki elinden ve dilinden diğer Müslümanlar asla zarar görmezler, yani ondan yana güven içindedirler" şeklindeki Nebevi ölçüyü bir ayna yaparak tüm İslam âlemi olarak bu aynanın karşısına geçelim ve boyumuzun ölçüsünü bir alalım.
Yapılan bir araştırmaya göre, dünya üzerinde günde yaklaşık yüz Müslüman öldürülüyorsa bunların ortalama doksan kişisi Müslümanlar eliyle öldürülüyor.
Müslim olsun gayrimislim olsun bütün insanlığın madden ve manen dirilişi için hep ön saflarda koşan insanın adıdır Müslüman ama gel gör ki içten içe kendi enerjilerini yiyip bitiren topluluklar olarak anılmaktadır Müslümanlar.
Haçlı-siyonist ittifakının beyin takımının; "Müslümanlar sürekli meşgul edilmeli ve aralarındaki farklılıklar istismar edilmelidir" şeklinde aldıkları kararın uygulanmasında bir sapma, bir eksiklik görüyor musunuz?
Uzun yıllardan beridir Müslümanlar sudan bahanelerle, gülünç sebeplerle sürekli meşgul edilip, sürekli zamanlarını harcamıyorlar mı?
Nice on yıllardan beri Müslümanlar, ufacık çizgileri koca koca uçurumlar olarak görmüyorlar mı, ufacık görüş ayrılıklarını büyüteçle büyüterek bir birlerini katledecek boyutlara vardırmıyorlar mı?
Nerede kaldı düşmanların her çeşit oyununu bozacak, düzenini ve tuzağını boşa çıkaracak "basiretli Müslüman" tipi?
Allah'ın koymuş olduğu helal-haram sınırlarına riayet etmeyen, duyarlı davranmayan Müslümanlar, düşmanların kendi üzerlerindeki yıkıcı planlarına uymaya mecbur ve de mahkûm oluyorlar.
Kendi aralarında güven sağlayamamış, bir birlerine güvenme ve karşıdakine güven verme noktasında rüştünü ıspat edememiş kitleleri düşmanlar niye ciddiye alsın, neden dikkate alsın ki?
İslam âlemini imha etmeye ve genç nesilleri zihnen iğfal etmeye yönelik ihanet planları o çevreler tarafından senaryo haline getiriliyor ve Müslümanlar da bir birlerini katletme pahasına bu yıkıcı senaryoları sahneye koyuyorlar.
Başkalarının yazdıkları oyunlarda figüran olmaya akşamdan razı olduktan sonra, senaristlerin kimlikleri o kadar da önemli değil.
Bir birimize güvenmek ve karşıdakine güven vermek noktasında seferberlik için bir dakika bile geç kalınmamalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025