Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in katılımı ile gerçekleşen, senelerdir Meltem Televizyonunda her hafta pazartesi saat 21.30'da yayınlanan en uzun soluklu bir söyleşi programı olan, "Haftanın Sohbeti"nden bahsetmek istiyorum. Bu program, toplumu ilgilendiren hemen her konuda, izleyenlere adeta bir ufuk turu yaşatmaktadır. Sayın Baş'ın, olaylara bakış tarzı, sunuş tarzı, şahsına münhasır bir özellik arz etmektedir. Dinleyenler, konuşulan hangi konu olursa olsun, bir gönül ve çözüm ziyafeti ile karşılaşırlar.Onun söz ve davranışlarında; her zaman birlik ve beraberlik mesajları vardır. Devlet-millet kaynaşmasını ve yollarını O'nun şahsında görürüsünüz. O'nun sözleri, hastanın doktorundan duymak istediği şifalı sözler mesabesindedir. O bir çözüm adamıdır. O'nun sözü-sohbeti, Yunus Emre'nin dediği gibi; "Söz ola kestire başı/Söz ola kestire savaşı/Söz ola ağulu aşı/Bal ile yağ eder bir söz" mukabilindedir. Sayın Başbakan "Kürt sorunu vardır" sözünü söylediğinden bu yana, her kafadan bir ses çıkmaya ve bu söz üzerine senaryolar üretilmeye başlandığı bir anda, bakınız Prof. Dr. Haydar Baş'ın getirdiği yoruma; "Güneydoğu meselesi yoktur Türkiye'de. Veya Güneydoğu'da Kürt kardeşlerimizin de bir meselesi yoktur. Yani, bu bunun meselesi, şu şunun meselesi şeklinde ifade edilemez. Niye ifade edilemez; çünkü bu hepimizin meselesi. Güneydoğu'da olan mesele Karadeniz'de yok mu? Bakıyorsun bir yere gitmeye yol yok, o sarp köylere gidiyorsun çalışan insan yok, çalışacak bir arazisi de yok. Güneydoğu'da hiç olmazsa ekmeye biçmeye elverişli arazileri var... Bu değil olay. Devlet adamı bir baba gibidir, hadiseler üzerine gidip kucaklar, yarasını sarar ama şu yanlışı da yapıyorsun bunu yapma, der. Bunu yapmayacaksın, ikaz edeceksin. Adil davranacaksın. Adalet ne demektir; haklıya hakkını vermek, haksıza haddini bildirmektir. Sen haddini bildirmiyorsun adam azıyor. Şunu demek istiyorum, Güneydoğu halkının bir meselesi yok. Halkının bir meselesi varmış gibi bir organizasyon var." Gerek içerde gerek dışarıda sıkıntılar sorunlar yumağı haline geldiği anda bile O'nun ekrana çıkıp Haftanın Sohbeti'nde yaptığı tespitlerle adeta problemlerin çözülebilecek bir nitelik arz ettiğini görürsünüz. Meseleler O'nun sözlerindeki çözümlerle insanımızın gözünde küçülmeye başlayınca, zaten mesele olmaktan çıkmaktadır. İnsanımızın moral değerlerinin yok edilmeye çalışıldığı şu dönemde böyle bir sese ve soluğa ihtiyacımız vardır.Gönlünüz daraldıysa, ufkunuz karardıysa, kafanız karıştıysa, bu hafta da "Haftanın Sohbeti"nde gönül ve çözüm ziyafetinde buluşalım.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Ölçüsü olmayan doğruyu bulamaz / 04.05.2024
- Gerçekleri öğrenmekten korkmayın! / 03.05.2024
- Diyanet’e ‘Allah rızası için sadaka’ / 02.05.2024
- Müteşâbih ayetler hakkında / 01.05.2024
- Kamuda tasarruf olur mu? / 30.04.2024
- Milli bayramların önemi / 29.04.2024
- Ali Özalpaydın Hakk’a yürüdü / 27.04.2024
- Nice bayramlara / 26.04.2024
- 23 Nisan’ın hatırlattıkları / 25.04.2024
- 23 Nisan’a ulusal egemenlik açısından bakış / 24.04.2024
- Gerçekleri öğrenmekten korkmayın! / 03.05.2024
- Diyanet’e ‘Allah rızası için sadaka’ / 02.05.2024
- Müteşâbih ayetler hakkında / 01.05.2024
- Kamuda tasarruf olur mu? / 30.04.2024
- Milli bayramların önemi / 29.04.2024
- Ali Özalpaydın Hakk’a yürüdü / 27.04.2024
- Nice bayramlara / 26.04.2024
- 23 Nisan’ın hatırlattıkları / 25.04.2024
- 23 Nisan’a ulusal egemenlik açısından bakış / 24.04.2024