Hainleri bol olan bir ülkeyiz!

Geçmişi bir hatırlayalım…

ABD'li bir petrol şirketi olan Retog'un hazırladığı Türkiye'deki petrol dosyası sonuçlarına göre, en zengin petrol yataklarının Güneydoğu'da olduğunu ortaya koydu.

Türkiye sınırları içindeki petrole ilişkin oyunların yoğunluğu, çok zaman kamuoyunda "Türkiye'de petrol var ama ortaya çıkarılmıyor" tartışmalarına yol açıyordu.

Amerikalı petrol şirketi RETOG, Türkiye, Suriye, Irak sınır bölgesinin petrol ve gaz rezervlerinin raporunu yayınlamıştı.

Rezerv açısından çok zengin olduğu bildirilen bu bölge, raporda "Kürdistan" bölgesi olarak adlandırıldı.

Retog şirketince hazırlanıp satışa sunulan raporda, Türkiye'nin çok şaşırtıcı bir coğrafî konumu olduğu kaydedildi.

Dört ciltten oluşan bir rapor, bölgedeki 517 petrol kuyusunun tüm kayıtlarını kapsıyor. 

Raporda yalnızca Ortadoğu'nun Güney bölgelerinin petrol bakımından zengin olduğu görüşünün aksine, içinde Türkiye'nin Güneydoğu bölgesi topraklarının da bulunduğu kuzey bölgelerinin petrol bakımından zengin olduğu belirtildi.

Ayrıca bu bölgede daha önce ayrıntılı bir araştırma yapılmadığı kaydedildi. 

45 bin ABD doları fiyatla satışa çıkarılan raporda, "Türkiye Kürdistanı" olarak adlandırılan yöredeki, işlenmeyen petrol sahalarının rezervlerinin büyüklüğü övülüyordu. 

Bakir bölge olarak adlandırılan işlenmeyen sahaların Irak ve Türkiye'de işlenen petrol sahalarından daha verimli olduğu kanıtlarıyla ifade ediliyordu. 

Tüm bu hesaplar, Büyük İsrail'in kurulması için çok detaylıca yapılmıştı.

Planın ikinci aşamasında, Ortadoğu'nun tek söz sahibi ülkesi haline gelecek İsrail için, sözde kurulacak "Kürt devleti"ni kontrol ve himayesine almak gayet kolay olacaktı. 

Sözde "Kürdistan'ın" İsrail'in bir eyaleti olmasıyla gelişecek bu aşama, İsrail'in Güneydoğu Anadolu sınırlarını içine alıp vaat edilmiş topraklara kavuşmasıyla sona erecektir.

Türkiye'nin zengin petrol yatakları Diyarbakır, Adıyaman, Nusaybin ve Batman arasında tüm Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ni içine alan bir yay çiziyor.

İşin en çarpıcı olan tarafı ise, 1950 yılından itibaren Türkiye'nin maden ve petrol sahalarında işbaşına getirilenlerin Mason olduklarını belgeleyen listeler kendi dergilerinde yayınlandı. 

Keşke Türk milleti Atatürk'ün izinden hiç ayrılmasaydı. Keşke Prof. Dr. Haydar Baş'ın bunca uyarılarına zamanında kulak verseydi.

Keşke dememek için sadece bir şansımız kaldı.

O şans bana göre BTP lideri Hüseyin Baş'tır.

İzleyin kendiniz karar verin.