Günümüzün en önemli sorunlarından bir tanesi de algılayamamaktır. İnsanımız algılayamıyor, anlayamıyor. Evet, yaşanan bunca olaya, milli ve manevi değerlerimize yapılan gerek aşikar gerek sinsice yapılan saldırıları maalesef halkımız anlayamıyor. Bu, sonuçları ciddi neticelere varabilecek hastalıktır.Neden algılayamıyorlar? Söylenen sözleri, anlatılan gerçekleri duymuyorlar mı? Duyuyorlarsa ki duyuyorlar peki kalpleri mi karardı ki gerçekleri, hakikatleri inkar ediyorlar. Elbette hakkı anlayıp anlatan Ehl-i Beyt yarenleri her platformda görevlerini eksiksiz yapmaktalar. Yapacaklar da bu onların görevi. Yalnız muhataplarının ekseriyeti ya kör ya sağır. Maalesef hakka, hakikate kulaklarını, gözlerini kapamış adeta duymamak için çırpınıyor. Hiç mi haberleri yok? Nuh'dan (a.s.) oğluna "gel oğlum şu gemiye bin de kurtul" davetine "hayır ben şu dağa sığınır kurulurum" deyip itiraz eden Nuh'un (a.s.) oğlu gibi helak olmayı mı bekliyor insanımız. Anlamak mümkün değil. Ehl-i Beyt yolundan gidenler ukba için Nuh'un gemisine binmişlerdir.Ancak dünya gemisinde beraber olduğumuz bu insanlar ile aynı kaderi paylaştığımız için kalplerini hakka hakikate açmaları bizler için de önemlidir. Zira onların gerçekleri algılayamamaları ya da bizi anlamaları için daha fazla gayret sarf etmez isek dünya gemisi su almaya devam edecektir. Nedir anlayamadıkları? Gerçek İslam'ın Ehl-i Beyt olduğunu anlayamıyorlar. Ne zaman Ehl-i Beyt anlatılsa kendi akıllarınca diğer sahabeleri de Ehl-i Beyt'in içine katma mücadelesi başlayıveriyor. Haşa sanki Cenab-ı Hak öyle buyurdu. Ehl-i Beyt'in sevilmiş seçilmiş beş kişi olduğunu anlayamıyorlar.Bizleri yöneten yöneticilerin gerek siyasi gerek imanî hatalarını örtbas etmekte mahir yanlışlarını, ihanetlerini anlatmakta dilsiz şeytanlar gibiler insanların birçoğu. İnsanlığı sömüren kapitalizmin ve emperyalizmin yenilmez bir güç olduğunun apaçık savunanları ABD'siz batısız olmaz söylemleri kulaklarımızdadır. Maalesef bu sözleri kahvehanelerde sarf edenlerden çok, camiden çıkan cemaatin ağzından duymak tehlikenin işaretidir. Camiden çıkanlar şu veya bu cemaatin mensupları da olsalar durum aynı maalesef.Milli Ekonomi Modeli tezini anlamak istemiyorlar. İnsanlığın tek ve son kurtuluş modeli olduğunu anlamakta da kulakları ve kalpleri sağır insanımızın bir çoğunun. "Olmaz, nasıl olacak, yaptırmazlar, ettirmezler" gibi inkarcı, cahilce savunma insanımızda bir hastalık olmuş durumda maalesef. Elbette bu böyle gitmez. Ya insanımız hakkı hakikati imanı anlayacak ya da bu hakikatleri insanımız anlayana kadar anlatmaya devam edeceğiz. Cenab-ı Hak'tan bizlere sabır ve muvaffakiyetler ihsan etmesini diliyorum.
H. İbrahim TALAY / diğer yazıları
- Kısır politika ve milli siyaset / 31.05.2020
- Asıl zavallı kim? / 22.05.2020
- İstikamet / 08.05.2020
- Sahte kahramanlar / 28.04.2020
- Şehr-i emin ve liyakat / 04.02.2019
- Suç, ceza ve adalet / 20.01.2019
- Çözümün adresi belli / 08.05.2018
- Tren gecikmez raydan çıkar / 05.05.2018
- Kul hakkı ve Milli Ekonomi Modeli / 28.04.2018
- Yağmur duası ve Milli Ekonomi Modeli / 27.02.2018
- Asıl zavallı kim? / 22.05.2020
- İstikamet / 08.05.2020
- Sahte kahramanlar / 28.04.2020
- Şehr-i emin ve liyakat / 04.02.2019
- Suç, ceza ve adalet / 20.01.2019
- Çözümün adresi belli / 08.05.2018
- Tren gecikmez raydan çıkar / 05.05.2018
- Kul hakkı ve Milli Ekonomi Modeli / 28.04.2018
- Yağmur duası ve Milli Ekonomi Modeli / 27.02.2018