Yalnız değiliz, ne güzel.
Başıboş değiliz, ne düzel.
Her anımız gözetleniyor ve kayda geçiyor, ne güzel.
Böyle bir inanç sistemiyle mücehhez olan kitleler, elbette hem dünyalarını hem de ukbalarını mamur ederler, en azından etmeleri beklenir.
Her iki dünyada da imar eksiklikleri varsa, göze çarpıyorsa bu inanç sistemine bağlılıkta ve teslimiyette bir zafiyet var demektir.
Şu ayetleri günlük okumak zorunda olan bir Müslüman niye yanlış yapsın, niye kul hakkına tecavüz etsin, niye rüşvete ve faize bulaşsın ve niye dünyasını da ahiretini de zora sokacak amellerin amelesi olsun ki:
"Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir." (Nisa: 1), "Nerede olursanız olun, O, sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı görür." (Hadid: 4), "Göklerde ve yerde olan biten her şeyi Allah'ın bildiğinden haberin yok mu? Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O'dur. Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı mutlaka O'dur. Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunursa bulunsunlar, mutlaka Allah onlarla beraberdir. Sonra, kıyamet günü onlara yaptıklarını haber verecektir. Doğrusu Allah her şeyi bilendir." (Mücadele: 7).
Yerlerde de göklerde de hükümferma olan ve ilmiyle her şeyi kuşatmış olan Yüce Yaratıcı şöyle ferman ediyor:
"Sonra onların arkasından sizi arzda halifeler yaptık ki bakalım: nasıl ameller işleyeceksiniz." (Yunus: 14).
"Ve de ki: çalışın çünkü amelinizi hem Allah görecek hem Resulü hem mü'minler ve hepiniz mutlaka o, gayb-ü şehadeti bilen hakkın huzuruna götürüleceksiniz o vakit o size haber verecek: Neler yapıyordunuz." (Tevbe: 105).
Böyle bir inanç sistemine teslim olmak gerek fertler için gerekse toplumlar için büyük bir avantaj değil midir, hayata birkaç adım önden başlamak ve yarışı çok çok önde tamamlamak için yeterli bir sebep değil midir?
Yapıp-ettiklerinin, yediklerinin ve dediklerinin her an gözetlendiğine, zerre kadar hayrın da zerre kadar şerrin de kayda geçtiğine inanan fertlerden oluşan toplumlar kesinlikle birilerinin hak ve hukuklarına riayet etmeli, bir hata yapmamak için kılı kırk yarmalıdırlar.
İslam coğrafyasının mevcut manzarası neden bize bu halin tam tersi bir görüntü veriyor?
Yukarıda örnek olarak okuduğumuz Kur'an ayetlerini anlamadan, sadece okumanın ibadet olduğu kanaati böyle bir hazineden mahrumiyeti doğurmuş olmasın?
Yalnız ve başıboş olmamanın, her anın gözetlendiğine ve kayda geçtiğine inanmanın sağladığı avantajları kullanarak daha derli-toplu, daha çalışkan, daha üretken, daha bir "veren el" olmamız gerekirken nedir bu halimiz, nedir bu perişanlığımız?
Yunus Suresinin on dördüncü ayetinin muhatapları dün dedelerimizdi, bugün de bizleriz, haberimiz olsun:
"Sonra onların arkasından sizi Arzda halifeler yaptık ki bakalım, nasıl ameller işleyeceksiniz."
Başıboş değiliz, ne düzel.
Her anımız gözetleniyor ve kayda geçiyor, ne güzel.
Böyle bir inanç sistemiyle mücehhez olan kitleler, elbette hem dünyalarını hem de ukbalarını mamur ederler, en azından etmeleri beklenir.
Her iki dünyada da imar eksiklikleri varsa, göze çarpıyorsa bu inanç sistemine bağlılıkta ve teslimiyette bir zafiyet var demektir.
Şu ayetleri günlük okumak zorunda olan bir Müslüman niye yanlış yapsın, niye kul hakkına tecavüz etsin, niye rüşvete ve faize bulaşsın ve niye dünyasını da ahiretini de zora sokacak amellerin amelesi olsun ki:
"Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir." (Nisa: 1), "Nerede olursanız olun, O, sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı görür." (Hadid: 4), "Göklerde ve yerde olan biten her şeyi Allah'ın bildiğinden haberin yok mu? Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O'dur. Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı mutlaka O'dur. Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunursa bulunsunlar, mutlaka Allah onlarla beraberdir. Sonra, kıyamet günü onlara yaptıklarını haber verecektir. Doğrusu Allah her şeyi bilendir." (Mücadele: 7).
Yerlerde de göklerde de hükümferma olan ve ilmiyle her şeyi kuşatmış olan Yüce Yaratıcı şöyle ferman ediyor:
"Sonra onların arkasından sizi arzda halifeler yaptık ki bakalım: nasıl ameller işleyeceksiniz." (Yunus: 14).
"Ve de ki: çalışın çünkü amelinizi hem Allah görecek hem Resulü hem mü'minler ve hepiniz mutlaka o, gayb-ü şehadeti bilen hakkın huzuruna götürüleceksiniz o vakit o size haber verecek: Neler yapıyordunuz." (Tevbe: 105).
Böyle bir inanç sistemine teslim olmak gerek fertler için gerekse toplumlar için büyük bir avantaj değil midir, hayata birkaç adım önden başlamak ve yarışı çok çok önde tamamlamak için yeterli bir sebep değil midir?
Yapıp-ettiklerinin, yediklerinin ve dediklerinin her an gözetlendiğine, zerre kadar hayrın da zerre kadar şerrin de kayda geçtiğine inanan fertlerden oluşan toplumlar kesinlikle birilerinin hak ve hukuklarına riayet etmeli, bir hata yapmamak için kılı kırk yarmalıdırlar.
İslam coğrafyasının mevcut manzarası neden bize bu halin tam tersi bir görüntü veriyor?
Yukarıda örnek olarak okuduğumuz Kur'an ayetlerini anlamadan, sadece okumanın ibadet olduğu kanaati böyle bir hazineden mahrumiyeti doğurmuş olmasın?
Yalnız ve başıboş olmamanın, her anın gözetlendiğine ve kayda geçtiğine inanmanın sağladığı avantajları kullanarak daha derli-toplu, daha çalışkan, daha üretken, daha bir "veren el" olmamız gerekirken nedir bu halimiz, nedir bu perişanlığımız?
Yunus Suresinin on dördüncü ayetinin muhatapları dün dedelerimizdi, bugün de bizleriz, haberimiz olsun:
"Sonra onların arkasından sizi Arzda halifeler yaptık ki bakalım, nasıl ameller işleyeceksiniz."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025