Yurdun yoğun gündeminden yorulduğunuzda, tavsiye ederim şiirin dallarına yapışın, özellikle halk müziğinin gölgesinde bir çay molası verin, usta âşıkların değişlerine dikkat kesilin.
Mesela, mâh-ı Muharrem'in içinden geçtiğimiz bu günlerde Ender Balkır'ın okuduğu 'Kerbela Ağıtını' dönüp dönüp dinlemek, herkese iyi gelir diye düşünüyorum.
Şiirin, zaten bir sihirli tarafı, bir çarpıcı, bir sarsıcı ve cezbedici tarafı var, bir de buna, özellikle halk ozanlarının ustalıkla kullandıkları cinas eklenince, gerçekten en yorgun anında bile insanı dinlendiriyor ve tabii kendini de dinletiyor.
Cinas, bilindiği üzere aynı kelimeyi farklı anlamlarda kullanma sanatı.
Mesela:
Dünyasına dünyasına
Kim doymuş dünyasına?
Dünya benim diyenin
Gitmiştik dün, yasına
Ya da Reyhani'nin şu şaheseri:
Demedim mi gönül kalkıp yürüme
Bir gün yollarını harami bağlar
Dertliysen derdini dertsize deme
Dertsiz hekim olsa yara mı bağlar
Yazılan kaderdir başa gelince
Suç sende ayağın taşa gelince
Kudretin damlası coşa gelince
Onu bent mi eyler dere mi bağlar
Oku sayfasını geçen çağların
Yaprağı dökülmüş nice bağların
Adeti böyledir yüksek dağların
Aslı'ya yol verir Kerem'i bağlar
Ben de Reyhani'yim susuz pınarım
Damlam coş ederse olmaz kenarım
Öldüğümü duysa o nazlı yarim
Bilmem al mı giyer kara mı bağlar
Ya da, benim ilk defa dinlediğim şu şaheserin de şaheseri denilebilecek şiiri:
Hangi insan zulmederse bir cana
Kırıla kolları düşe bir yana
Hangi insan hor bakarsa vatana
Bir alışa bir tutuşa bir yana
Manasız soruya cevap verilmez
Cehaletin meclisine girilmez
Muhabbet olmayan yerde durulmaz
Al başını sen de geç git bir yana
Çiçek bulamamış arı gibiyim
Desti doldurmamış yarı gibiyim
İçine kurt dalmış sürü gibiyim
Her bir parçam çekti gitti bir yana
Bugün sabahleyin erkenden kalktım
Gün biterken döndüm saate baktım
Yüz bin mihnet ile bir ocak yaktım
Zalim felek koymadı ki bir yana
Âşık Reyhani de yandı yakıldı
Bir pençe var yakamıza takıldı
Anamdan doğarken boynum büküldü
Soran yok ki neden eğri bir yana
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Gül vekilim gül / 12.07.2025
- Yalamış yutmuşlar / 09.07.2025
- Dökülüyoruz dökülüyorsunuz dökülüyorlar / 08.07.2025
- Emeklinin payına bir kez daha hüsran düştü / 07.07.2025
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025
- Kalemim elemime tercüman olabilseydi / 03.07.2025
- Ne olur? / 20.06.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Yalamış yutmuşlar / 09.07.2025
- Dökülüyoruz dökülüyorsunuz dökülüyorlar / 08.07.2025
- Emeklinin payına bir kez daha hüsran düştü / 07.07.2025
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025
- Kalemim elemime tercüman olabilseydi / 03.07.2025
- Ne olur? / 20.06.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025