Hangi tarımı sigortalıyorsunuz?

İktidardan yapılan açıklamalar hem beni hem de halkımızı şaşırtmaya devam ediyor. Son olarak tarıma sigorta getiriyoruz diyen iktidarın hangi tarıma sigorta getirdiğini anlamak çok güç. Bir taraftan bakıyorsunuz, 3.5 yıllık iktidarları döneminde tarımı yok etmeye çalışan iktidar, şimdi çıkmış  tarıma sigorta getiriyoruz diyor. 3.5 yıldır Türk çiftçisini değil de AB çiftçisine hizmet edercesine bir politika izleyen bir zihniyet, tarıma sigorta getirse ne olur? Tarım kesimine yönelik en ufak çözümü ve planı olmayan iktidar 3.5 yıldır çiftçimiz için ne yaptı da şimdi sigortalıyor.Sigortanın yapılabilmesi için önce ortada sigortalanacak bir şeyin olması gerekir. Bakıyorsunuz şu ana kadar yüzünü AB çiftçisine, sırtını Türk çiftçisine dönen iktidar ortadan yok etmeye çalıştığı tarımı sigortalıyormuş! Adama demezler mi önce tarımı var edin de sonra sigortalayın.Ali Babacan, "Bu sigortayı yaptıran çiftçimiz, artık geceleri yatağında rahat uyuyacak" demektedir. Sayın Babacan açık sözlülüğünüz için sizi tebrik ederim. 3.5 yıldır tarıma hizmet etmediğinizi, çiftçimizin yanında olmadığınızı böylece itiraf etmiş oldunuz."Biz 3.5 yıl boyunca yaptığımız hizmetlerle AB çiftçisini rahat uyuttuk. Türk çiftçisini ise ayaküstü uyuttuk, bundan sonra da senaryolarla uyutmaya devam edeceğiz" denmektedir.Yani sizin anlayacağınız "Ayinesi iştir, kişinin lafa bakılmaz. 3.5 yıldır hiçbir şey yapmadıklarını Babacan itiraf ediyor. Bundan sonra da herhalde bir şey beklenemez. Ancak bitme noktasına gelen tarıma sigorta yapabilirler.Babacanın da açıklamalarına dayanarak, ondan güç alarak şunu söylemek istiyorum. İktidarın hizmet anlayışı tarım örneğinde oldu gibi; önce yok et, sonra senaryolarla vaatler ver. Adamın saçı yokmuş, berber koltuğuna oturmuş, beni tıraş eder misin demiş. Berber şaşırmış, beyefendi saçınız yok sizi nasıl tıraş edeceğim. Makası eline al tıraş ediyormuş gibi yap demiş. Berber 5-6 dakika makas ve tarakla oyalanmış, bitti demiş. Adam koltuktan kalkmış berbere parasını uzatmış. Berber bu sefer tamamen şaşırmış ama neyse parasını almış. Berber adama sormuş; Neden olmayan saçınızı traş ettirdiniz. Adam, ee ne yapayım bende böyle avunuyorum, demiş. İktidar da işte olmayan saçı tıraş ettirmeye kalkıyor. Gerçi onlarda ne yapsın, ancak bu şekilde avunuyor.    Çukurova'da 40 yıldır çiftçilik yapan Ahmet amca olayı çok güzel özetliyor. Ahmet amca şunları söylüyor;"100 dönüm arazimi ekip biçiyordum. 3.5 yıl önce iktidar sizlere hizmet edeceğiz deyince sevinmiştik. Ama kursağımızda kaldı. İktidar hizmetlerine başladı. Uyum yasaları arazimin bir bölümünü atıl duruma getirdi, kotalar yarısını atıl duruma getirdi. Ektiğim ürünüm de para etmedi. Nasıl becerdiler bilmiyorum ama 100 dönüm arazim atıl duruma geldi. Benim tek gelir kaynağım çiftçilikti. 100 dönüm arazi sahibiyim geçim yapamıyorum. Evime ekmek götüremiyorum, ne yapacağımı şaşırdım. İktidar da çıkmış diyor ki; çiftçiye tarım sigortası çıkaracağım. Ortada çiftçilik kalmadı, öldürdünüz, hangi tarımı sigortalayacaksınız! İktidara ancak şu atasözünü hatırlatmak lazım... "Geçti Bor'un pazarı sür eşeğini Niğde'ye?" diyordu Ahmet amcam. Sayın iktidar şu ana kadar bizim çiftçimize sahip çıkmadınız, AB çiftçisine sahip çıktınız. Çiftçimizi şu ana kadar ayakta uyuttunuz, bundan sonra yataklarında rahat uyutacağınızı söylüyorsunuz. Bence 3.5 yıl olmayan bir şey bundan sonra da olacağa benzemiyor. Ekmeğini teriyle yoğuran, gururlu çiftçimizi ayakta uyutmayı bırakın. Türk çiftçisine de şunu söylemek istiyorum. Babacan'ın sözü ortada 3.5 yıl hizmet etmediklerini itiraf ediyor. Gelin, sizlere sahip çıkacak Türk tarımını dünyada 1 numara yapacak olan, Nobel Ödülüne aday gösterilen Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e sahip çıkalım. O da sizlere sahip çıkacaktır. Sizlere sahip çıkmayan ve üstüne üstlük bir de sizlerle alay eden kimseye sahip çıkmamanızı tavsiye ederim. İktidar ortada tarım bırakmadı. Şimdi sizlerle alay eder gibi kalkmışlar, tarıma sigorta getireceğim, diyorlar. Bir kez daha sorun bakalım hangi tarıma sigorta getirecekler?