Hayallerini yumurta kabuğuna aktarıyor
Yumurta kabuğunun üzerine insanların istediği şekilde çizim ve kesimler uygulayarak kişilerin hayallerini yumurta kabuğuna işlediğini söyleyen Hayran, şöyle devam etti:
"Her yumurtanın kendine has çalışma şekli vardır. Tavuk yumurtasından tutun deve kuşu yumurtasına kadar çalışma prensiplerimiz vardır. Her yumurtanın da kendine has kalınlık, mikro derecesi vardır. Örneğin ördek yumurtasını aldığımız zaman ilk önce orta merkezini işaretler, 35 bin devir olan mikro motorumuzla bu noktayı deleriz. Deldikten sonra şırınga ile hijyenik olarak boşaltırız. Önemli olan her çalıştığımız yumurtada zar çıkmak zorundadır. Bundan sonraki aşamamız temizlemiş olduğumuz yumurtayı kişi veya kişiler ne isterse hayalini gerçekleştirebilmek için yumurtanın üzerine çizimler yaparak kesme anlamında, oyma anlamında da çizimi yapar hem oyma hem de kesme yaparak kişinin hayallerini gerçekleştirmiş oluruz" şeklinde konuştu.
'Sanatkar verendir, alan değil'
İnsanlara güzel eserler bıraktığı zaman mutlu olduğunu kaydeden Hayran, "Kişilerin istediği çizimleri buraya nakşederken çizimden kaçarak değil kişinin istediği çizimleri nakşetmek zorundasınız. Sanatkar verendir, alan değildir. Eğilen ve hürmet edendir. Bu şekilde yola çıkarsak yaptığımız bütün çalışmaların sonucuna da ulaşırız. Nasıl ki dünya aleminde yaşarken her eline aldığımız obje yumurtada da olabilir, farklı bir sanat da olabilir. Her aldığım çalışmada kendine has çalışmalar vardır. Onun bilincine varan sanatkar bunun sonucunda da yaptığı eserlerde de ortaya çıkmış oluyor. En güzel eser aslında geriye bıraktığı nesildir aslında. İnsanlara güzel eser bırakabiliyorsam ben o zaman mutluyum" dedi.
'Bu sanat Mimar Sinan'dan gelir'
Mimar Sinan gibi kalıcı eserlerin ortaya çıktığını dile getiren Hayran, "Yumurta kabuğu oyma sanatı Mimar Sinan'dan gelir derim ama oymacılık değildir paskalya bayramındaki gibi. Yumurtanın akıyla bu da bir sanattır. Muhteşem bir sanattır. Bugünün zamanıyla beton ile yapılan eserler ama elli yıl sonra garantisi yoktur. Mimar Sinan'ın aklıyla yaptığı o binalar hala yüzyıllardır ayakta duruyor. Yumurta sanatına 1990'da başladığımda internet, sosyal faaliyet, görüntü almak, kitaplar da yoktu. Sanatımız da 27 yıllık bir eserlerle devam etmektedir" dedi. İHA